- 3675 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Cennet
Cennet de, muttakiler için, uzakta değildir, (o gün) yakınlaştırılmıştır. Bu size vaat olunandır; (gönülden Allah’a) yönelip dönen (İslam’ın hükümlerini) koruyan, görmediği halde Rahman’a karşı ’içi titreyerek korku duyan’ ve ’içten Allah’a yönelmiş’ bir kalp ile gelen içindir. Ona ’esenlik ve barış (selam)la’ girin. Bu ebedilik günüdür. (Kaf Suresi, 31-34)
‘Allah Katındaki asıl varılacak güzel yer’ olan cennete layık olan inananlar, hesap gününde defterlerini sağ yanlarından alırlar ve Rabbimizin kendileri için hazırladığı cennetlerde sonsuza dek büyük bir hoşnutluk içinde yaşarlar. Kuran’da müminler şöyle müjdelenir:
Artık kimin kitabı sağ yanından verilirse, o, kolay bir hesap (sorgu) ile sorguya çekilecek, ve kendi yakınlarına sevinç içinde dönmüş olacaktır. (İnşikak Suresi, 7-9)
Artık kitabı sağ-eline verilen kişi, der ki: "Alın, kitabımı okuyun. Çünkü ben, gerçekten hesabıma kavuşacağımı sanmış (anlamış)tım." Artık o, hoşnut bir yaşama içindedir. Yüksek bir cennette. (Hakka Suresi, 19-22)
Dünya hayatında Allah’ın hoşnutluğunu kazanmış müminler cennette melekler tarafından "Selam üzerinize olsun, hoş ve temiz geldiniz. Ebedi kalıcılar olarak ona girin" (Zümer Suresi, 73) sözleriyle karşılanırlar.
Esenlik, güvenlik ve selamla cennete girer müminler. Kapılar sonsuzluğa kilitlenir. Ve ölüm orada ölür.
İşte onlar, sabretmelerine karşılık (cennetin en gözde yerinde) odalarla ödüllendirilirler ve orda esenlik dileği ve selamla karşılanırlar. Orda ebedi olarak kalıcıdırlar; o, ne güzel bir karargah ve ne güzel bir konaklama yeridir. (Furkan Suresi, 75-76)
Sonsuz mutluluk yurdu cennetle ödüllendirilmeyi umut eden insan, ‘binasının temelini, Allah korkusu ve hoşnutluğu üzerine’ kurar, salih amellerinde süreklidir. Ahirete kesin bir bilgiyle iman eder ve hedefi yalnızca Allah’ın rızasıdır.
Allah, cennetini özletmek ve insanlara hatırlatmak için dünyayı eksikliklerle dolu yaratır. İnsan, kendisindeki aczi ve çevresindeki eksiklikleri gördükçe cennete olan isteği artar. Rabbimiz dileseydi her şeyi mükemmel yaratırdı ancak bu, insanı dünya hayatına bağlar ve cennetten gaflete düşürürdü.
Dünyanın en önemli eksikliklerinden biri de sonunun olmasıdır. Oysa cennet, sonsuz güzellikler ve nimetlerle dolu olan ve sonsuza kadar da ‘bıkkınlık ve yorgunluk’ hissedilmeyecek olan huzur dolu bir mekândır.
Ancak dünya hayatına dalarak, ‘yok olacak şeyler’ peşinde koşan kimseler, elbette ki sonsuz cennetin varlığını da göz ardı etmişlerdir. Onların çarpık mantığına göre; şu kısacık hayatın doya doya yaşanması gerekmektedir, çünkü dünyaya bir daha gelinmeyecektir.
Oysa en büyük nimet ve güzellik, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmış olmaktır. Bu kazanç, samimi müminler için hiçbir maddi güzellikle kıyaslanamayacak bir mutluluk ve huzurdur.
Allah’ın, hoşnutluğunu kazanan kullarına vaad ettiği o muhteşem yurda, dünyanın yalnızca bir imtihan olarak yaratıldığını bilen, Allah’a teslim olan, vicdanının sesini dinleyen, ölümü ve sonrasını hiç aklından çıkarmayan ve bu gerçeklere göre hareket edenler ulaşırlar.
Allah samimi kullarına, Katından bir rahmeti, bir hoşnutluğu ve içinde sürekli güzellik ve nimet bulunan sonsuz cennetlerini müjdeliyor... “Cennete koşan yok mu? Çünkü cennette akla hayale gelmeyen nimet vardır.” (Tezkireti’l Kurtubi)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.