- 1698 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
KÜÇÜK KADIN FADİME ( PERT OLAN KADINLAR 1 )
Çokta büyük olmayan kasabaya güneş yeniden merhaba dedi o sabah . Mayıs ayının verdiği kıpırtı kasabaya cıvıltıları ve taze çiçek kokularını yayıyordu . Kasaba halkı sıcak ve sevecendi, herkes birbirini tanır güvenirdi.
Fadime de o kasabanın kızıydı , 15 inde taze gonca gibiydi . Kendinden küçük 3 kardeşi ve anne babası vardı . Fakirdi baba, yakındaki büyük şehire ameleliğe gider, haftada bir gün gelirdi evine.Anne eline geçenle geçinmeye çalışır evde çeyiz işi yapardı kasabanın zenginlerine.
Uzun siyah saçları , yanık teni ve kocaman siyah gözleriyle göze batar olmuştu artık Fadime. Kasabanın gençleri , dar ve çıkmaz sokaktaki evlerinin yolunu arşınlar dururlardı . Bakmazdı Fadime’cik hiç birine . sevda ateşi düşmemişti , tanışmamıştı daha o yaman duyguyla .Bu sabah daha bir hevesle uyandı Fadime , akşama düğüne gidecek ve babasının yeni aldığı elbisesini giyecekti . Can arkadaşı Gamze ona ayakkabılarından birini de verecekti , tam yaşıydı Fadime’nin giyimine düşkün olması için. Ahh Gamze sen ne iyi bir arkadaş ve dosttun . Zengindin ama gönlünde zengindi işte…
Saatler geçti akşama doğru Gamze elinde ayakkabılarla geldi . Fadime deli oldu ayakkabıları görünce , tamda ayağına göreydi . Gamze saçlarını topladı arkadaşının , gözüne sürme çekti , itinayla giydirdi arkadaşını . Her ikisi de gözlerine inanamadı , fal taşı gibi açıldı gözleri . Güzeldi Fadime güzel olmasına da bu hali bambaşkaydı . kıkırdadılar kendi kendilerine ve gurur duydular sonuçtan . Odadan çıktıklarında annesi hayranlıkla baktı kızına , dua etti onun için . Kendi çektiği sıkıntıları çekmesin istedi , zengin olsun refah içinde yaşasın istedi…
Küçük yerlerde kalabalık olurdu düğünler , sandalyelerde davetliler oturur , ayakta kalanlarsa meraktan seyirciliğe gelenler olurdu . Analar oğullarına kız bakardı genelde . Fadime ışık saçıyordu farkında olmadan . Komşu kasabaya gelin gidecekti arkadaşı , oradan da misafirler vardı . Düğünün eğlenceli havasına kaptırdı kendini Fadime ve Gamze . Aşırıya kaçmadan gerdan kırıyor , kendi etrafında döne döne oynuyordu Fadime cik . Bir ara kafasını kaldırdı ve ileride tam karşısında ona hayranlıkla bakan delikanlıyı gördü . Ne güzel saçları vardı ve ne güzel bakıyordu , yumuşacık ve sevecen . Bu kasabadan değildi belli , olsaydı tanırdı kesin . Göz göze geldiklerinde Fadime’nin içine kaynar bir su döküldü sanki . Ahhh Fadime’cik ahhhh işte o an tanıştı büyülü ama hain aşkın okuyla.
Gamze birden yok oldu ortalıktan , nereye gitmişti bu kız ? diye düşünürken geldi arkadaşı . Elinde küçük bir kağıt vardı , Fadime’ye hınzırca göz attı , ‘’bak bu sana ‘’ kıkırdıyordu . aldı arkadaşının elinden açtı ‘’ sen , küçük muhteşem bir serçesin . yarın öğlen vakti Gamze seni bana getirecek ‘’ yazıyordu . Boğazı düğümlendi , okuduklarına inanamadı , arkadaşına döndü soran gözlerle baktı .notu yazan Serdar’dı , komşu kasabanın ağasının üniversitede okuyan oğlu . Bütün kızlar onun peşinden koşuyor , o kimseye yüz vermiyor , zengin ve başarılı öğrenci . Bir çırpıda anlattı Gamze herşeyi , babaları arkadaştı , arada görüşürlerdi , Gamze de üniversiteye gidecekti bir iki yıl sonra , Serdar yol gösteriyordu ona ( çok sık olmasada) . Sıkıca kavradı kağıdı Fadime , kalbi bir başka atıyor , anlamsız bir mutluluk sarıyor içini haykırmak istiyor ama sesi çıkmıyordu . aşk dedikleri bu olsa gerekti , eğer buysa ne güzel bir şeydi …O gece hiç uyuyamadı muhteşem serçe , tavanda karanlık geceye aydınlık saçan bir yüz vardı , Serdar’ın yüzü . korkuyor ve kararsızdı gitmekte ama için içinde çok istiyordu tekrar bu yağız delikanlıyı görmeyi.
Uykusuz ve anlamsız bir mutlulukla güne döndü yüzünü muhteşem serçe , şen şakraktı , kalbi yerinde değildi sanki . öğleye doğru Gamze geldi , bir iki fısıltıdan sonra baharın tadını çıkarmak istediklerini söyleyip evden çıktılar. İki körpe güzel kasabanın dışına çıktılar . az ileride gıcır gıcır bir araba vardı , arabanın kapısı açıldı , uzun boylu , kot pantolonlu , mavi gömlekli biri indi . Fadime’nin soluğu kesildi , oydu işte .bütün gece tavandan onu izlemiş , bu anı düşünmüştü ve Serdar tam karşısında ona o sıcak gülümsemesiyle bakıyordu. Kısa bir tanışma merasiminden sonra hep birlikte arabaya bindiler ve dağ yoluna yöneldiler . Gamze nereye gideceklerini sordu ,Serdar onları bağ evine götüreceğini söyledi .
Dağın eteğinde küçük ve temiz görünen bir taş eve geldiler . Çok güzel görünüyordu , bakımlı ve özen gösterilen bir bahçesi vardı ,çok etkilenmişti Fadime. Üçü bir iki saat neşeli ve akıcı sohbet ettiler , Serdar her fırsatta delen gözlerle Fadime’ye bakıyor ,ona olan ilgisini gösteriyordu. bir ara Gamze yanlarından ayrıldı ve Serdar fırsattan yararlanıp Fadime’ye iki gün sonra tekrar onu aynı yerde ve saatte bekleyeceğini ama yalnız gelmesini söyledi . Fadime’yi kararsız ve tedirgin görünce ona , artık sevgili olduklarını , onu asla bırakmayacağını , bu saatten sonra onu başkalarına yar etmeyeceğini söyleyip Fadime’nin ayaklarını yerden kesti . Peki geleceğim dedi Fadime .
İki gün , iki koca gün nasıl geçecekti ? içi akmıştı , sevdalanmıştı Serdar’a . İçi ürperdi muhteşem serçenin , korku kapladı bedenini : yaa ailesi duyarsa ne olacaktı ? nasıl anlatacaktı sevdalandığını ? Bir yolunu bulacaktı elbet , nasılsa yağız delikanlısı onu yalnız bırakmayacaktı , belli ki istetecekti babasından . İki gün boyunca aklı bir karış havada gezdi , Gamze’nin söylediklerini çok umursamadı bile. Neden arkadaşı ona dikkatli olması gerektiğini , çok güvenmemesini söylemişti ki? Daha önce ‘’Serdar abide böyle garip bakışlar görmedim , dikkat et’’ diye uyarmıştı ?
Muhteşem serçe hazırdı büyük buluşmaya , kalbi pırpır çıktı evden ve bulaşacakları yere gitti . İşte oradaydı sevdalısı , kocaman gülümseyişi ve harika gözleriyle onu bekliyordu .Birlikte yola koyuldular yine bağ evine doğru . Burası bizim ileriki yıllarda çocuklarımızla geleceğimiz yer dedi Serdar ağzını hınzırca sağa doğru kaydırıp ,utandı serçecik ve al al oldu yanakları . Uzun kollarını serçeye doladı atmaca , küçük bir buse kondurdu yanağına . Eridi serçe ne yapacağını bilemeden , kendini uzaklaştırdı .
O günden sonra birkaç hafta daha görüştüler , zaman nasılda akıyordu Serdar’ın yanında. Gamze’ye anlatıyordu olan biteni ama arkadaşı sürekli ona aynı nasihatlarda bulunuyordu , çok can sıkıcıydı , kötü biri değildi onun sevdalısı.
Fadime o gün evden daha erken çıktı , aşkı onunla daha uzun kalmak istediğini , sınavları olduğu için bir süre ayrı kalacaklarını söylemişti . Bağ evinde yine beraberlerdi , mutluydular , en azından muhteşem serçe mutluydu . Serdar huzursuz gibiydi bir gariplik vardı. Bir iki haftadır her fırsatta Fadime’yi öpmeye ve daha ileri gitmeye zorluyordu . Fadime o gün elbise giymişti ve pamuk gibi teni daha bir göz alıcı görünüyordu , artık durmak ve bahane duymak istemiyordu atmaca . Onca kız onun için ölüyorken o burada serçeyle beraberdi ve bunun bir anlamı olmalıydı . Tüm bencilliğiyle istiyordu işte bu serçeyi . Tuttu ve Fadime’yi kendine çekti sinirlice , hoyratça öptü onu . Korktu minik serçe ve istemediğini evlenmeden önce bunun olmayacağını söyledi ama nafileydi çabası . Gözü dönmüştü atmacanın , o direndikçe daha sert davranıyordu . Çok kızmıştı atmaca , vurmaya başladı serçeye , hiç durmadan vuruyor , yere düştüğüne aldırmadan tekmeler savuruyordu . Artık serçeciğin yapacağı bir şey kalmamıştı , ağzı burnu kanıyor ve katıla katıla ağlıyordu . Atmaca çullandı serçenin üzerine ve ona sahip oldu .
Gözlerini açtığında eli ayağı bağlı ve yalnız buldu kendini Fadime bağ evinde. Bağırdıysa da kimse gelmedi yardıma , sustu . Bir iki saat sonra tanımadığı iki adam girdi içeri , yüklendiler Fadime’yi tıktılar bir arabaya . Köhne bir evde yaşlı bir kadın yaralarına bakarken ‘’ahh çocuk ahhh ne ettiler sana kör olasıcalar ‘’diye ileniyordu. Ertesi gün Fadime’nin annesi ve babası iki adamla geldi , bakamadı yüzlerine Fadime’cik .Yaşlı adam babasının karşısına geçmiş onun için pazarlık yapıyordu ‘’oğlum kadar kızında suçlu ,ne işi vardı bi başına dağda ? hayır derde tutturursanız kepaze ederim sizi kasabaya , açlıktan öldürürüm sizi , küçük çocukların insan içine çıkamaz ‘’ diye tehditler savuruyordu. Çaresizdi babası , boynunu eğdi , sustu , annesi perişandı . Ne yapmıştı Fadime sevmekten , inanmaktan başka ?
Utanç ve pişmanlık içinde geçen bir haftanın sonunda evleneceğini öğrendi Fadime . Bir dağ köyüne , dedesi yaşında bir adama verilmişti , namusu temizlenecek ve ailesi rahat edecekti . Yoktu bu işin başka çıkarı , kaderine boyun eğdi kanatları koparılan serçe .Gelinlik bile giydirmediler Fadime’ye , öylece nikahlanıp ırgat olmaya gönderdiler .On beşinde soldu Fadime’cik , artık o küçük ama yükü ağır bir kadın oldu…
Hayatın ve acımasızların pert ettiği kadınlardan sadece biriydi , benim için küçük Fadime’cik , yaşadığı yerdekinler içinse isterik küçük orospuydu…
YORUMLAR
"Hayatın ve acımasızların pert ettiği kadınlardan sadece biriydi , benim için küçük Fadime’cik , yaşadığı yerdekinler içinse isterik küçük orospuydu…"
olmuyor mudur oluyor elbette dünyanın her yerinden kadın manzaraları maalesef...
"o..... kelimesi " zaten sakız olmuş bakış açılarında insanların nerden vurulur bir kadın silahsız, kurşunsuz; namusundan...
pert olan oldurulan kadınlar...
Rabbim insanların hidayetini artırsın şefkat ve merhamet versin kötü kalplere...
tebriğimle...
de_soulmate tarafından 1/19/2013 3:04:17 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bu Ülkede; Sevmeyi günah sayanlar olduğu müddetçe bu acılar yaşanacak.Kolay kolay da bitmeyecek bu acılar.Öyle bir negatif düşünceyle yüklü ki bazı kesinlker,cahillik mi kin mi düşmanlık mı yoksa kadına bir zulüm mü belli değil...Fadimecik de bu kadersiz çocuklardan birisi.
Hayatın ve acımasızların pert ettiği kadınlardan sadece biriydi , benim için küçük Fadime’cik , yaşadığı yerdekinler içinse isterik küçük orospuydu…
Kelimelerin düğümlenip kifayetsiz leşip gerçekleri yansıtamadığı yerdeyim .. Hayatın içinde bunlar vardı hala var ne acı .. YAZIYI KUTLARKEN buruk değilim desem yalan olur
seyide cinaloğlu doyran
az yazıyorsunuz ama yazınca öz yazıyorsunuz
hayattan bir kestti, acı ama gerçek
kutlarım başarılı kalemi
selam ve sevgilerimle
seyide cinaloğlu doyran
gençlerimize nasihat şeklinde bir yazıydı fadime başına gelecekleri ne bilsin ki o çağlarda aklı bir karış havada oluyor gençlerin. Akıcı bir yazıydı tebrik ederim kalemdaşım saygılarımla...
seyide cinaloğlu doyran
Her gün seni yaşamak,
Her gece seninle uyumak ve de her gece sende ölmek.
Seni su gibi içmek,vede nefes gibi seni solumak.
Bunca yalnızlık içinde sana hayat diye sarılmak.
Bunca acılar içinde seni nefes diye alıp vermek..
....Ey sevgili.... senin aklın başındamı,ki.......
Alaca karanlıklarda bıraktın sen beni
Peki sen ,bilmezmisin ?
Alaca karanlıkları ben hiç sevmem...
Ya gece olmalı hayatımda,ya gündüz olmalı yanımda.
Kurşun ya tam vurmalı,kan yerlere akmalı,
Yürekte hiç bir izi kalmamalı..
Yada ey sevgili
Cesaret edemezse namluda kalmalı,
...Seviyorum diyorsan..
Ya tam sevmeli yada ömürden çekip gitmeli..
Dostlukların sıcak bir merhaba ile başladığı bu hayatta,merhaba kalem dostum.yazan yüreğe kaleme emeğe saygılar sunarım
seyide cinaloğlu doyran
seyide cinaloğlu doyran
istemediği duruma düşenlere ön yargılıyızdır..hemen kolayı seçer lafı yapıştırırız...bu kalemi biliyoruz.....kaviliğine şahitizdir saygılar