BİR GAVURDAĞLI'NIN AMERİKAN MACERALARI -23
Az sonra içeriye Richard amca ile birlikte zenci bir kişi girdi.Sanırım bu emekli sağlıkçı astsubay Samuel olmalıydı."Selamün aleyküm" diyerek içeri girdi bozuk bir aksan ile."aleykümselam" dedim.
Richard amca bizi tanıştırdı."Bu Talip bey.Türk tür kendisi,bu da kız arkadaşı Monika"dedi.El sıkıştık ve karşılıklı memnuyitemizi dile getirdik.Samuel zenci olmasına karşılık yüzünde bunu unutturacak bir saflık ve masumiyet gizli idi."Az evvel içeri girerken bize müslümanların selamlaşması gibi selam verdin.Sanırım bunu Irak harbinde öğrendin" dedim."evet aynen öyle oldu" dedi.
Bu arada yerde yatan Alfred in nabzını ölçtü.Yavaş ta olsa atıyordu.Ecza çantasını açtı bir iğne karıştırıp vurdu."Kendisine gelene kadar bekleyeceğiz.Bir süre sonra kımıldanma başlar,ya da nabzı az daha canlı atar" dedi."Durumu nasıl gözüküyor "dedim.Allah korumuş.Yaşaması mucize gibi bir şey olmuş"dedi.Ama fazla eğlemeye gelmez.Tam teşekküllü bir hastaneye kaldırmamızda fayda var.Gelirken yolda Richard amca sizin durumunuzdan bahsetti.Korkamyın benden size zarar gelmez" dedi."Teşekkür ederim Samuel" dedim."Rica ederim" dedi.Bu arada kendisine Irak macerasını sordum.Analatmaya başladı :
"Ben Samarra da ki bir helikopter birliğinde idim.Bir gün bize bir emir geldi.Opreasyona çıkmamız gerekiyordu.Gideceğimiz bölge de isyancı diye tabir ettiğimiz Iraklılar vardı.Artık neye göre isyancı sayılırlardı orası malum.Neyse bu isyancılar oradaki Müttefik askerlerini taciz ediyorlarmış.Bize koordinatları verdiler ve operasyona çıktık.Saat akşam yirmibir sularıydı.Orada yerleri tesbit edilen bir iki noktayı vurup geri dönecektik.Her zaman olduğu gibi tüm mürettebat haç çıkarıp uçuşa geçtik.Çünkü riskli bir bölgede yaşıyorduk.Başımıza ne gelir kestirmemiz çok zor idi.Pilotumuz dahil 11 kişi idik.Telsizle merkezle sürekli irtibat halindeydik.Verilen ilk koordinata iyice yaklaşmıştık.Silahlar atışa hazır halde hedefe doğru yaklaşıyorduk.Heyacan had safhada idi.Her ne kadar böyle operasyonlara alışkın isekte yine de her bir operasyon ayrı bir heyacana salıyordu bizi.Operasyonu başarmak kadar operasyondan sağ dönmekte önemli idi bizim için.Nice silah arkadaşlarımızı ummadığımız anlarda çok kaybettik.Amerikan çıkarları için,geçimimiz için bunu yapmaya mecburduk.Sonuçta profosyonel bir ordunun elemanları idik.Her şeyden önce bir Amerikan askeri idik.Amerika için ölüdük ama geri dönmezdik.Böyle yemin etmiştik biz.Her neyse,helikoptermiz ilk hedefe doğru oldukça yaklaşmıştı.Nefeslerimiz tutulmuştu.Saldırıya geçmemize an kala bölgede ki inşaat halinde bulunan yüksekçe bir binadan bize bir rket atarla saldırıda bulundu.Roketin ateşlendiğini görmüştük.İz bırakarak kendine has sesiyle bize doğru hızla yaklaşıyordu.Mesafe yakın olduğundan manevra kabiliyetimiz de yoktu.Pilotumuz yüzbaşı Mike son bir hamle ile helikoptere manevra yaptırmayı denedi ama kuyruktan roketi yemekten kurtulamadık.Helikopterin içi ana baba günü ölmüştü.Herkes aptallaşmıştı.Bağırarak kimi eşinin ismini,kimi evladının ismini haykırıyordu son bir defa.Kimi küfrediyordu içinde bulunduğumuz duruma.Bense donup kalmıştım.Helikopter hızla kendi ekseni etrafında daireler çizerek düşüşe geçmişti.Herkes son duasını ediyordu.Gözlerimi faltaşı gibi açılmıştı.Hazırlıksız yakalanmıştık bu saldırıya.Bu Irak ta gafil avlandığımız kimbilir kaçıncı saldırıydı.Az sonra helikopterimiz Samarra nın dış mahallerinin birinde bir cadde ortasına gümmmm diye düşüverdi.Helikopterimiz paramparça olmuş,alev topuna dönmiştü.Ondan sonrasını hatırlamıyordum.Gzölerimi açtığımda isyancıların sanırım sığınak olarak kullandığı zemin bir katta bir yer minderinde yatıyordum.Üzerimde bir battaniye kolumda bir serum vardı.Her tarafım yara bere içinde idi.Sanırım isyancıların reisi olan siyah gür sakalı,sarıklı bir adam ile göz göze geldim.Kırklı yaşlarda birsi idi.Ağır aksak İngilizce biliyordu."Merhaba Amerikalı,kendine geliyorsun sanırım" dedi.Bende korku had safha da idi.Dilimi yutmuştum sanki.Bize esir düşersek sizi kesin keserler demişlerdi.Bende boğazımdan kesilmekten korkuyordum.Kendimi psikolojik olarak kurabanlık koyun gibi hissdiyordum.Ne zaman kesileceğini bilmeyen bir kurbanlık.Bana "korkmana gerek yok.Biz yamyam değiliz,Yanki de değiliz.İnsanız her şeyden önce.Haksız yere yalan dolan bilgilerle dünya kamuoyunu kandırıp topraklarımızı işgal ettiniz.Çocuklarımızı,eşlerimizi öldürdünüz.Ve bu gelişinizde yine bizim canlarımızı almak içindi.Ama Allah şükür siz bizi değil,biz sizi avladık.Eğer kötü niyetli olsaydık seni o ateş topunun içersinden yaralı olarak kurtarmaz orada kafana bir kurşun sıkar işi bitirirdik" dedi.O an aklıma diğer silah arkadaşlarım geldi.Sahi onlardan kurtulan varmıydu hiç.Meraktan çatlayacaktım ki isayancı lider devam etti:
"Diğer arkadaşlarından kurtulan olmadı.Çoğu iç kanama,ağır darbeler travmalar ve yanma dolaysıyla öldüler.Bir tek sen kurtuldun ve sende esirimizsin şu an.Sizin yankiler seni öldü biliyorlar.basından takip ettik.11 askerden kurtulan olmadı diye haber geçtiler.Yani ha ölüsün,ha dirisin farketmiyor dostum.Şu dikkatimi çekti.11 Eylül saldırısını bahane edip tepemize bindiniz.Yok el kaide,yok ne kaide deyip o bahaneyle ülkemizi yerle bir ettiniz.Aamcınızı çocuklar dahi biliyor.Kuzeyde bir Kürt devleti kurmak.Irak ı üçe bölmek,yandaş bir hükümet kurup kılfına uydurup petrolümüzü çalmak derdindesiniz.Ama cesur bir millet olmadığınızdan tek başınıza hiç bir ülkeye giremiyorsunuz.Yanınıza bir kaç ülke almadan BM yi maşa olarak kullanmadan hareket etmiyorsunuz.Yani alçakaça bir devlet anlayışınız var dostum.Mertçe bir yaklaşımınız yok.Hep hile ve yalan dolanla işiniz.11 Eylül de kendinizi vurdunuz,bugünde biz Samarra da 11 kişiyi vurduk.Ne büyük bir tevafuk değil mi?Şaşırmıştım bu söylediklerine.Sadece o konuştu ben dinledim.Konuşmam yok olamamı hızlandırabilir korkusu yaşıyordum.Dediklerini kafamda şekillendiriyordum.Haklı tarfları da vardı.Ama savaşı sağlıkçı bir asker olarak ben isteyemezdim ki,siyasiler savaşa karar veriyorlar bizi cepheye sürüyorlardı.Biz ülkemiz adına ölürken onlar binbir şekilde bizi haklı gösterecek siyasi savaşın uğraşını veriyorlardı.İlginç değil mi.Topyekün bir savaştaydık milletçe.Savaşla yatıp savaşla kalkıyorduk.Ve tamda savaşın ortasında bilmediğim bir yerde çocuklarımdan binlerce kilometre ötede ölüm kalım savaşı veriyordum.Ah çocuklarım,ah eşim,ah annem babam diyordum.Nedense o an Amerikan çıkarlarını korumak adına ettiğim yemin aklımın kenarından bile geçmiyordu.İlginç bir durum değil mi?
(Devamı gelecek...)
Talip KAZGI
21.12.2012
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.