- 702 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ABD'NİN ŞİDDET NESLİ
İnsanların ciddi bir ruhsal hastalığı yoksa suçsuz masum insanları katletmesi b/öyle kolay olmasa gerek. Hastalıklı olanların da bu hastalıklı hallerinin toplumun şiddetle ilişkisinden bağımsız olması söz konusu değildir.
Geçen gün ABD’deki bir okulda öğrencilerin üzerine ateş açan 21 yaşındaki genç 5-10 yaşlarında olan 20 çocuk öğrenci ve 6 görevliyi öldürdü. Bu tür saldırılar batıda, ama özellikle ABD’de sık sık meydana geliyor. Bunun çeşitli sebepleri olabilir ve her alanın uzmanı kendine alanına göre değerlendirir, ancak,
Bizim değerlendirmemiz daha çok ABD hakkındaki izlenimlerimize, gözlemlerimize dayalı olacak. Çünkü bizler ABD ve toplumunu filmlerden, dizilerden, tv programlarından ve okuduğumuz kitaplardan tanıyor ve biliyoruz. Bir de işgallerinden ve katil İsrail devletine verdiği destekten.
Bir toplum bu kadar mı laçka, bu kadar mı duygudan yoksun, bu kadar mı maddeperest olur? Bir toplum bu kadar mı diğer toplumların acılarına, haklarına duyarsız olur? Bir devlet toplumunu bu kadar mı hazperest ve sexetapıcı yapar? Ve bir toplum bu kadar mı kolay kandırılır, manipüle edilir, yoldan çıkarılır?
Çünkü ABD’liler kendileri dışındaki toplumlara dünyanın en duyarsız kalan toplumudur. Belki dünyayı kendilerinden ibaret gördükleri için, belki diğer toplumları (ben diğer toplumlar diyorsam da özellikle ezilen halkları kast ediyorum) ’kendilerine hizmet için sırada beklemesi gereken toplumlar olarak’ gördükleri için, belki diğer toplumların sadece ’sömürülmesi gereken yaratıklar’ olarak gördükleri için ve belki de bizim bilmediğimiz ve yazamadığımız diğer pek çok şey için.
Ancak böyle eline silah alıp kolaylıkla okul basan, rastgele öğrencilerin üzerine kurşun yağdırıp öldüren ’hasta’ların ABD gibi ’ileri toplumlara’ ait durum olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. (Şimdi birileri Afganistan, Taliban, Irak diyecek ama konumuz siviller ve bunların da müsebbibi büyük oranda ABD)
Dediğim gibi batı toplumunda bu ‘hasta hal’ artmaya başladı. Almanya, Norveç, Fransa ve en son ABD. Bu biraz da batının ’etme bulma dünyası’ ile alakalı. Ama biz ABD için nasıl etme bulma dünyası olduğunu açıklamaya çalışalım.
ABD filmlerini izlediğimizde orada silahlanmanın kolay ve gerekli olduğunun altı çiziliyor. ABD halkı bu kadar kolay silah alabiliyorsa boşuna almıyordur, aldığı silahın bir gün lazım olacağını ve kullanacağını düşünüyorlar.
Amerikalılar -gereksin, gerekmesin- istedikleri zaman silah alabiliyorlar. Aynı Amerikalılar, devletlerinin uygulaya geldiği katliamlardan hareketle, menfaatleri gereği insan kanını akıtmanın hiç bir sakınca taşımadığını öğreniyorlar ve bu sebeple insan öldürmenin çok gerekli olduğunu görüyorlar. ABD halkının yeni nesli Afganistan’daki, Irak’taki ABD askerlerinin insanlık dışı katliamlarını, buralarda rastgele adam öldürdükten sonraki umursamaz hallerini -ki hiç bir üzüntü ve nedamet duymamalarını- görünce insanın yaşama hakkının ve değerinin 10 sentlik bir kurşun ederinde olmadığını da görüyor.
Daha kötüsü ABD halkı filmlerinde şeriflerin, soyguncuların, gangsterlerin, kovboyların, trenlerdeki insanları öldürürken ki mutluluklarını gördükten sonra, bu halktan insan yaşamına önem ve değer vermelerini beklemek beyhudedir. Bir de bütün bunların meşru görüldüğü bir toplumda -velev ki şimdi aynısı yaşanmasa da- Amerikalı gençler, ABD halkı kendisini güvende görmese haksız değil ki.
Hafızamızı tazeleyelim,
Bir halk düşünün ki devleti yerlileri öldürerek topraklarına el koyuyor, yerlilerin kadınlarını, kızlarını alıkoyuyor ve bunlara zorla sahip oluyor, bu yerlilerin çocuklarını katlediyor, geride kalanlarını köle ve asimile etmek için doğup büyüdükleri öz topraklarından uzaklara götürüyor ve daha nice insanlık dışılıklara imza atıyor ve o halk bütün bunları alkışlıyor.
Peki, bu halkın çocukları bunları gördükten sonra sizce insana, insanın yaşama hakkına, insanlığa ne değer verir?
HİÇ!!!
İşte bu HİÇ’lik Batı’yı ve özelde de ABD’yi bugünkü acınası hale getirdi. Huntington medeniyetleri çatıştırıp sonunu getirirken! bu vahşiliği gözden kaçırmakla ’kör, sağır ve kalpsiz’ olduğunu da ortaya koyuyordu.
Medeniyet diye pazarlanan sömürü heykeli cilalanıp gözlerimizi kamaştıracak hale getirilirken bununla bir şey daha yapıldı; gerçekleri görmemiz engellendi:
ABD’de her saat başı cinayetler artarak işleniyor. ABD’de her saat başı tecavüzler artarak devam ediyor. ABD’de her saat başı soygunlar da artarak devam ediyor. ABD’de her saat başı uyuşturucu ile ilişki artarak devam ediyor. ABD’de ezilen ülkelere de duyarsızlık artarak devam ediyor vs...
İsrail’in Filistinli çocukları en vahşi ve aşağılık yöntemlerle katletmesinde bir sakınca görmeyen bu devletin çocukları gördükleri caniliği yüreklerinde/beyinlerinde nasıl meşrulaştırdıklarını tahmin etmek zor değil. Bu, ABD’li çocuklara ‘birilerinin’ çocuklarını öldürmenin sakınca taşımadığını kolaylaştırıyordu. Devletlerinin Afganistanlı, Iraklı çocukları öldürüp kendilerinin yarınlarını bu kan üzerinden inşa ettiğini öğrenen Amerikalı çocuklar, bir de İsrailin Filistinli çocukları katletmesine ülkelerinin destek verdiğini öğrendiklerinde kimi çocukları öldürmenin gerekli olduğuna, bu çocukların öldürülmelerinin çok da önemsenecek bir durum olmadığına inanmayacaklar mı?
Ülkelerinin, dünyanın geri kalmış ülkelerini sömürdüklerini ve o ülkenin insanlarını öldürmelerinin bu sömürüyü kolaylaştırıcı unsur olarak gördüğünü öğrendiklerinde insana, çocuğa, kadına, yaşlıya merhamet duygusu taşıyabilirler mi?
Bir yandan kovboyculuğun yüceltildiği, öbür yandan şeflerin keyfi cinayetlerinin övüldüğü, yerlileri öldürmenin gerekliliği ve kolaycılığının pazarlandığı bir ülkenin insanları tabi ki okul da basar ve yaşlı çocuk demeden önüne geleni de öldürür.
ABD büyük güce sahip bir devlet, canileri de büyük olur.
Twitter: @ahmetay_
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.