FASA FİSO
FASA FİSO
Bir mecliste meraklının birisi:
-Sandalyeye neden sandalye demişler?
-Hocam daha iyi bilir ya isimlerde mana aranmaz.
-Basit isimlerde aranmaz derler ama türemiş ve bileşik isimlerde mana aranır. Mesela kapı, kapamak fiilinin kökünden türemiştir.
-Peki, kapa- kökü nereden geliyor?
-Bir öğretmenimiz, “Dil, bir milletin bireyleri arasında yapılan gizli bir anlaşmadan doğmuştur.” Demişti. Gerçekte anlaşma manlaşma yok ama şurası bir gerçek ki sanki söz konusu anlaşma yapılmış gibi bir görüntü veriyor. Söz gelimi bizim kapı, pencere, kitap dediğimiz varlıklara Fransızlar, la porta le fönetr, le livr diyorlar…
Türkçe, üç yolla gelişir ve zenginleşir:
1-Türetme. İsimlerden ya da fiil köklerinden yapım ekleri yardımıyla yeni sözcükler türetilmiş. Gözden gözlük. Anmaktan anı. Yapmaktan yapıt. Kesmekten, keser gibi...
2-Birleşme: Biçmek ve dövmek sözcüklerinden BİÇERDÖVER, gece ve konmak sözcüklerinden GECEKONDU sözcüğü elde edilmiş.
3-Derleme ve tarama: öteden beri halk arasında söylendiği halde kültür diline geçememiş sözcüklerin derlenerek gün ışığına çıkarılması derlemedir. Bu gün unutulmaya yüz tutmuş kimi tarım araçlarının isimleri giderek unutulacak, yerini o gün kullanılan tarım araçlarının adları alacaktır.
Eski eserlerin incelenerek günümüzde unutulan sözcüklerin kültür diline kazandırılması ise taramadır. Söz gelişi Mevlana’nın oğlu Sultan Veled’in bir dizesi aynen şöyledir: “Nite gözüm yaşı ırmağı çaydır.” Bu dizedeki nite sözcüğü tarama sonucu tekrar kazandırılmıştır Türkçemize. Yine Dede Korkut hikâyelerinde “Allah sana aşılmaz dağlardan AŞIT, geçilmez sulardan GEÇİT versin” gibi dualara rastlanır. Geçit sözcüğü sorunsuz kullanımdayken aşıt sözcüğü unutulmuş gibidir, günümüzde.
Tüm canlılar gibi dil de doğar, büyür ve ölür. Önemli olan dilimize gerekli özeni göstermek, onu başka dillerin boyunduruğu altına sokmadan sonsuza dek yaşatmaya çalışmaktır.
Gerisi fasa fiso…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.