- 749 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AĞLARSA ANAM AĞLAR
AĞLARSA ANAM AĞLAR
Duygusal insanlarız
dolayısıyla, duygusal toplumuz
yani duygusal bir milletiz
Aklımızı yok denecek kadar az kullanırız
mantık mihengine vurmayız hiçbir süreci
gördüğmümüzü mota mot alır, hiçbir şey katmadan öylece yanstırız dışımıza
yani, “ kopyala- yapıştır” ya da “ kes yapıştır “ vazgeçmediğimiz tekniğimiz ve kolay yolumuz.
insana, hayvana, doğaya
dağa denize yollara duygusal yaklaşır, duygusal değerlendirir ve öyle yaklaşır, öyle anlatırız başkalarına da ..
Vara yoğa , aza-çoğa hemen ağlarız.
nedeni; konu kakında fazla bilgimiz olmayışındandır ..
olup bitenleri sağlıklı bir biçimde alğılayamadığımız için, doğru yorumlayamayız, doğru ifade edemeyiz.bu zaafımızı da ağlayarak izole ederiz..
şiirlerimiz, romanlarımız, öykülerimiz , masal ve destanlarımız duygu yüklü olmalı, böylesini okuyup, dinleyerek ağlamalıyız. Ağlamalıyız ki; içimizdeki bilgi boşluğuna göz yaşları doldurmalıyız. İçi boş adam demesinler diye.
sinemadan ağlayarak çıkmalıyız, tiyatro localarında yaş akmalı gözlerimizden, dizileri izlerken gözlerimiz nemlenmeli, hıçkırıklar düğümlenmeli boğazımızda ki; bu işten de rahatlayarak kurtulalım ..
ayrılıklar, ölümler, özlemler, hastalıklar, kavgalar, savaşlar, yokluk ve haksızlıklar, kaybedişler, mutluluklar, sevinçler, başarılar, kavuşmalar da mutlaka ağıtlarla bitmeli.
Türkülerimiz, şarkılarımız ağıtlar üstüne
marşlarımız, düğünlerimiz, bayramlarımız ağıt içinde
gülünecekleri bile anında ağıta çevirmede üstümüz yok elbette.
mizaha, komediye , trajediye, dramatiğe ağlayarak yaklaşırız.
Hele de siyasette ağıt ki; oy almanın, hata ve başarısızlıların üstünü örtmenin, mağduriyet rolleri kesmenin, sempati toplamanın olmazsa olmazıdır, elbete biliriz bunu !
Siyasetin en tepesinden aşağılara doğru cümbür cemaat, olur olmaza, rasgele zaman ve mekanlarda salya sümük ağlamanın büyük rant getirisi olduğunu bilerek sulu sepken ağlamak ..
Ağıtlarımız bittiğinde, akılımızı kullanıma soktuğumuzda, mantığımızı sürece dahil ettiğimizde;
Olup bitenlerin, gelip gidenlerin gerçek durumlarını, doğru biçimde anlamak, öğrenmek ve öğretmek için de;
Ne- nerede- niçin- nasıl- ne zaman- kim ve ne sorularını sorup, bunlara bulunulacak somut ve inandırıcı yanıtlarla analizler yapıp, senteze varmak gereklidir deriz..
Ağlayanla ağlanmaz, ölenle de ölünmez ..
çok kişi ağlıyor bu ülkede, hele de şu zenginlerin “yok,yok” diye ağlaması yok mu ya ..
Ah bir bitse şu ağıtlarımız, silsek göz yaşlarımızı da, görebilsek artın önümüzü !
benim, senin ve hepimizin bildiği bir söz;
“AĞLARSA ANAM AĞLAR GAYRISI YALAN AĞLAR”
Analarımız bizler için ağlıyor bak, bari evlatları olarak bizler gülelim ……
*muzaffer Yıldırım
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.