YATALAK AŞK
Boncuk boncuk yaşlar süzüldü gözlerimden, azraili bekleyen bir yatalak hastanın gözlerinin yarı aralığından giren soğuğa aldırmadan ha geldi ha gelecek ümidiyle beklediği gibi bekliyorum. Coşkun geliyor aklıma, hani evladın olsa böylesine sevemeyeceğin insanlar olurdu ya, öyle bir insan ama ölsem ancak mezarıma gelir, o da yeter. Beni terketmeyen bir insan gösterin hayatımda.
Bir telefon beklediğim, tüm kini, nefreti yok eden ateşler gibi "Canım nasılsın, nasıl oldun. Yanında olamadım ama ruhum, ben hep yanındayım." diyen bir kaç dakikalık ses bekliyor insan ve anladım ki asıl zor sınavda olan doğuştan bu hale gelen insanlarmış meğer. Şükürlerinin gücü sabırlarında gizliymiş.
Haftalardır hasta yatıyorum, gözlerim kapıda huzuru bekleyen emanetçi gibi. Benim bir kere nefesim kesildi, öldüm milyonlarca kez onca senelik hayatımda, geçen sevdiğimin sesini duydum hayaliyle uyur uyanık, o an yaşadığımı anladım ama bir gönülde soluksuz kalmak ne demek bilemezsiniz o milyon ölümün arasında bir tanesi vardır ki size bu dünyanın yalan olduğunu hatırlatır.
Ayağa kalkacak halim yok, sevdanın ateşi sararken tüm bedenimi yaptığım tüm hatalar için af diledim yüca yaratandan, kimsesiz bir kulun aciz sevgi dilendiği gibi sevgi dilendim, kimsem yoktu zaten, istenmeyen ve sevilmeyen bir kul olsam da o sever ve en yüce affa o o sahiptir ki, sebep arıyor kulunu affedip yanmasın diye... Ey yüreğimdeki aşkın sahibi, demiştin ya bana, şimdi ölsem bir bardak su verenim yok. Allahım kimseyi zor sınavlara tabi tutma.
Ah ruh eşim, yanımda olsaydın gözlerimi soğuk yalnızlıklara açmazdım, güzel gözlerindeki sevgi ilaçtır bana ama yokluğunun ortasında hayalin okşuyor saçlarımı... Kadınım, ben seni öyle çok sevdim ki, hamd olsun kalbim rahat o konuda ve ben eminim aşkım, kimse seni benim kadar sevemez. Bunu sende biliyorsun sevgili.
Dün gözlerimi açtığımda gördüğüm düş bile bana öyle güç verdi ki sorma; aşkından düşmüşken yatağa, dermansız ve cansız bir halde sayıklarken ismini haftalardır hasta yatarken yaptığım gibi, gözlerimi araladığımda güzel gözlerin karşılıyor beni, allah rızası için kocaman gülümsüyorsun bana "Erim uyandın mı, nasılsın ballı böreğim, hadi doğrul az bak sana sıcacık çay yaptım.Erim topla kendini, seni bana veren rabbime şükür." derken zorakide olsa gülümsedim sana ve saçlarını rotadan tepeye doğru diktiğin kızımda gülümseyince can buldum. Uyandım sonra, kimsesizliğime uyandım. Ağlıyordu bana bu hayatta yardımcı olmaya çalışıp gücü yetmeyen kadın, gözleri değdi gözlerime ve "Bir kadın sana aiy değilim, sen kimsin ki, istemiyorum seni, sevmiyırum, sevmiyorum." diye haykırırken gözlerimi bir an kapattığımda, sırtımı dönüp ona üzülmesin diye, dudaklarımı kanatırcasına ısırıp hıçkırıklarımı ciğerime gömüp ağladım. Yalnızlığım ve sensizliğim geldikçe aklıma çağladım.
Dalmışım; Telefon çalıyordu, ellerinde telefonda aşkım yazıyordu, kırgın bir dille sen açıyordun;
- Efendim...
-Nasılsın abla, iyi misin?
-iyiyim, çok iyiyim de hayırdır coşkun, abinin telefonundan neden arıyorsun ki ablam.
-(Ağlamaya başlar.)Abla, ben onu hiç arayıp sormadım o aramayışımı bile onı çok sevdiğimden sandı, aslında ihmal etmiştim o beni rahatsız etmek istemiyor ondan aramıyor diye güzel düşünüp seven insandı, o en çok seni sevdi ve sen onu ne kadar istemesende, sevmiyorum desende hakkın olduğunu düşündüm. Can abimi kaybettik abla, bomboş kaldım şimdi. Ona yetişip helalleşemedim. O da babasına yetişememişti. Hakkını helal et abla son kez. Haber vereyim dedim.
-Helal olsun ablam, allah taksiratını affetsin. ölüm allahın emri ablacım üzülme. Sağ ol haber verdiğin için... Allah sana sabır versin ablacım. Telefonu kapat, üç elham, bir ihlas oku ve unut helak etme kendini. Bak gürül gürül akan bir hayat var.
Sıçrayarak kalktım yataktan kanter içinde, sonrada üşüdüm. Atkıma uzandım sarıldım, kokladım yaşadığımı anlamak istercesine... Birim olsaydı şimdi sorsaydı ne istersin diye çikolatalı pasta ve bir bardak çay isterdim. Allah sevdikleriyle sınava tutmasın kimseyi sevgilim, allah sevdiklerine hasret kalarak çağırmasın kullarını yanına...
Kimilerine hikaye gibi gelecek bu yaşam belki de, insan oğlu hep yaşamadıkça anlamayacak birbirini, babamın kanser sınavında bir evin oğluyken koşuşturdum ve birgün bir zabit bana:
-Bu hep böyle mi sürecek? Demişti. Bende ona
-Belki allahtan gelen bu sınavımda beni anlayamıyorsunuz amirim, allah sizden razı olsun, gelin sizinle yer değişelim masanın o yanında ben oturayım, kanser olan sizin babanız olsun ve bir tek siz olun o zaman anlarsınız beni demiştim.
İşte sevgili insanların birbirini anlaması için bazen o yaşattıklarını yaşatmaları gerekiyor, bazen yer değiştirmek.... Yatağa mahkum kardeşlerimi anlıyorum. Şükürlerinin değeri kıymetlerinde gizli, allah o tüm kardeşlerimize acil şiflar versin, sınavlarını kolaylaştırsın inşallah. Şükürler olsun, yaşadığım, sevdiğim, aşkla yandığım, bize tüm bunları veren o yüce yaratıcıya kul olmaya çalıştığım, seni her nefesimde yaşadığım için hamd olsun sevgili... Seni çok seviyorum.
BAKİ EVKARALI
YORUMLAR
....Muhterem kardeşim, çok şahane bir hikaye gerçekleri yansitan bir eser olmuş, Okurken haz aldım yüregini içtenlikle kutlarım.Yaradan sizinle ve sevdiklerinizle birlik olsun. Sevgi ve saygılar...