12
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1115
Okunma
Babam diyorum,aslında eşimin babası,kaynımın düğününü sırasında hepimize düğün kıyafetleri aldı.Ayakkabılarımı beğenerek almıştım.Ayağıma da tam gelmişti alırken.Düğün gecesi o ayakkabılar yüzünden cehennem azabı çektim.Her geçen dakikada ayağımı daha çok sıkıyor sanki etimin içine giriyordu ve o sırada başka bir ayakkabı değiştirme gibi bir durum imkansızdı.Düğün bitti evimize geldik oh..çok şükür Allahım dedim ve o ayakkabıları ayağımdan çıkardım.
Bir müddet o ayakkabıları giymedim:ama aklım hep o ayakkabıda...Birisi kalıba ver dedi:Kalıba verdik;olmadı.Birisi;ayakkabıları giy çamaşır yıka dedi,aralık ayı olmasına rağmen evde yıkamadık hiç bir şey bırakmadım, hem de elimde yıkadım.Ayakkabılarım ayağımda deterjanlı suların içinde iyice yumuşadı;ama yine olmadı.Duyduğum her şeyi yaptım.Buzdolabında beklettim.Gliserin sürdüm.Alkollü pamuk doldurdum olmadı.. olmadı.Her yeni denemeden sonra ayağımı daha çok sıktı.Üzülerek o ayakkabılardan vazgeçtim.
Annem yıllardır,aklına geldiğinde hepimize"Bir koli ayakkabı var atamıyorum onları,ya alın ayakkabılarınızı ya da atın " der. Hiç kimse kilerdeki tozlu kutuya bulaşmak istemediğinden o ayakkabı kutusu yirmi beş senedir kilerde bekler.Bir gece yürüyüş sonrası kızımla anneme uğradık.Annem "Bana bakın o,koliyi kilerden çıkarıp merdiven boşluğuna koydum.Ne yapacaksınız yapın, ya alın,ya atın o ayakkabıları." Kızımla birlikte ayakkabı kutusunu açtık.
Geçmişten gelen içinde acıları,mutlulukları barındıran bir hediye kutusu gibiydi o tozlu koli.İçinde neler yoktu.Rahmetli babamın cüzdanı,rahmetli abimin terlikleri,kız kardeşimin gelin ayakkabısı,en çokta benim ayakkabılarım vardı.Kızım, benim ayakkabıların hepsini denedi. hiç biri olmadı.Şaka ile karışık "Vay anne,sen gençliğinde baya da havalıymışsın." "Havalıydım kızım.sen bakma şimdi yaşlandım.."Derken o ayakkabılar gözüme çarptı.En altta duruyorlardı;ama nasıl sevindim..sanki eski bir dostla karşılaştım.Giymek istedim.Ayağımın iki parmağını bile ayakkabının içine sokamadım."Of..of her karşılaşmamızda önce sevince.sonra hüzne boğuyor bu ayakkabılar,aynı onun gibi."diyerek ayakkabıyı kolinin içine fırlattım.Kızım"Vay anne hicran yarası varmış sende.Hadi anne anlatsana" "Tamam kızım,anlatayım.Önce koliyi sokağa çıkaralım." Koliyi sokağa çıkardık.Evin önündeki ıhlamur ağacının altındaki banka oturduk."Hadi anne! meraktan çatlayacağım anlat." "Ben onu çok sevdim ama;o hiç bir zaman bunu bilmedi.Onunla hep kalabalık ortamlarda karşılaştık.Bir gün ona yaklaştım,merhaba diyerek elimi uzattım,o yine beni görmedi..arkasını dönüp gitti." "Vay anne! böyle bir aşka şapka çıkarılır." "O,giderken şapkasını giydi.." "Söyle anne,meraktan çatlayacağım.Kim bu ?" "Tamam..söyleyeceğim;ama dalga geçme.O, kim biliyor musun ? Süleyman Demirel..." "Anne..dalga geçtin benimle.." "Ayakkabı kutusunu çöp kutusunun yanına götürdüm.Son kez o ayakkabıları elime aldım.Uzun uzun inceledim.Öfke ile,çöp kutusunun içine fırlattım.