- 944 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
VELHASIL-I KELAM AŞK
Senelerden 2014, mahalle ligi maç müsabakalarından M.Kemal ATATÜRK mahallesi ile İsmet İNÖNÜ mahallesinin müsabakasının başlamasına 1 saat’ten fazla bir süre var. İki arkadaş yan yana oturuyor. Emre, 21 yaşında üniversite öğrencisidir. Murat ise 22 yaşında bir üniversite öğrencisidir. Futbol maçlarına bayılan bu ikili Emre ve Murat futbol maçları kadar muhabbet etmeyi de çok severler. Muhabbet demişken, Murat internette okuduğu bir hikayeyi anlatıyordu Emre’ye.
Küçük bir şehir ,doğunun Paris’i olarak adlandırılan küçük bir sahil şehrinde Haziran ayının ortasında 19 yaşlarında bir genç olan İbrahim’in, öyle güzel bir yaşantısı vardı ki herkesin yaşamak istediği bir hayat demek mümkün. Yüzmeye o güzelim Karadeniz’in kıyısına giderdi . Yüzmekten yorulunca ki, ne mümkün o denizde yüzmekten yorulmak insanın yüzdükçe yüzesi geliyor , ama akşam olunca da soğuyordu. Tüm gününü yüzerek ve arkadaşlarıyla muhabbet ederek geçiren . Sonrasında arkadaşlarıyla toplanıp, sabaha kadar çeşitli şekillerde zaman geçirirdi ve öğlene kadar uyurdu.
Gene Karadeniz’in kıyısında Büyükşehir denilebilecek büyüklükte bir şehrin tam ortasında yaşayan 18 yaşlarında güzeller güzeli bir kız olan Ayşe . İbrahim kadar güzel bir yaşantısı olmamasına rağmen, İbrahim kadar aklı başında farklı bir gençtir. Gününü gezerek ve daha çok kendine bakarak ,bakım yaparak geçiren bir genç kızdır. Aynı zamanda şiir yazmayı çok seven ve neredeyse her gece şiir yazan biridir. Hayatından, İbrahim kadar memnundur.
Ayşe İbrahim’in bulunduğu şehre tatil amaçlı gitmek istiyor. Şehir tam bir tatil şehridir her gece konserler olur şehir grupları sahne alır sabahları deniz kenarlarında sokak müzisyenleri, müzik yapar. Akşamları kafelerde canlı müziklerin olduğu arada sırada grupların gösteri merkezinde konser verdiği bir şehirdi. Ayşe çok seviyordu bu şehri. Geldiği günün ertesi Gruplardan birinin konseri olduğunu duyar Ayşe, arkadaşlarıyla beraber zaman kaybetmeden o konsere giderler. Bu arada İbrahim de çıkacak grubun solistinin arkadaşı olması nedeniyle konsere gitmeyi düşünüyordu. Akşama kadar gene denizde zaman geçiren İbrahim arkadaşının konseri için erkenden evine gider ve üstüne yakışan birkaç parça eşyasıyla gösteri merkezinin yolunu alır. Erkenden konser yerine giden İbrahim 2 arkadaşıyla yerlerine otururlar. Hemen yanlarına ise Ayşe ve arkadaşları oturur birbirini tanımayan bu iki genç konser saatini bekleye dururlar. İbrahim geçen seneden bu seneye gruptaki değişimlere bakar 4 kişilik o küçük grup 1 senede 8 kişilik koca bir gruba dönüşmüştü ve dinleyici kitlesi nerdeyse tüm şehirdi. Düşüne ,düşüne konser saati gelmişti ve grup üyeleri yavaş ,yavaş yerini alıyordu tulumu kemençesi gitarları ile eksiksiz bir grup eksiksiz bir kaliteyle müziklerini yapıyordu ve konser başlamıştı son şarkı ile konseri bitireceklerdi tüm dinleyici kitlesi ayaktaydı, bazıları sandalyenin üstünde ,herkes hopluyor, zıplıyor ve eğleniyordu bu hoplayıp zıplayanlardan biri de Ayşe idi, topuklu giymiş olan Ayşe oynamakta zorlanıyordu İbrahim’inde kafası ağrımaya başlamıştı İbrahim sandalyeye oturmuştu Ayşe ise hala oynuyordu ve birden Ayşe’nin ayakkabısının topuğu kırıldı ve yere düşecekken İbrahim hemen o anda oturduğu yerden kalkıp Ayşe’yi tuttu. Ayşe şaşkına dönmüştü kendini müziğe kaptırmıştı ve düştüğünü bile fark edemedi İbrahim’e teşekkür eden Ayşe, tüm konseri onlarla geçirdi ve giderken isimlerini almıştı. Konser bitti, haziran bitti , tüm yaz bitti. Ne İbrahim Ayşe’den bir haber alabildi nede Ayşe İbrahim’den. İbrahim arkadaşlarıyla gezerken, bir arkadaşının kız arkadaşı İbrahim’e şu geçen yaz konserdeki sendin değil mi diye sordu. Ayşe düşmüştü sen yakalamıştın onu dedi. İbrahim evet oradakiler sizmiydiniz, dedi ? Evet bizdik derken akşam oldu sosyal paylaşım sitesi olan Facebook’tan İbrahim’i ekledi. Ayşe’nin de adresini veren arkadaşı aynı zamanda Ayşe’yi de arayıp durumdan haberdar etmişti. Ayşe o geceden sonra aşk şiirleri yazmaya başlamıştı ve beğendiklerini Facebook adresinde paylaşıyordu. İbrahim şiirlerine bakarken konser akşamı paylaşılmış bir şiir dikkatini çekti ve okudu.
“Sevgi Bent’i
Cennet Gözlüm..
Deniz Mavisi Gibiydi Gözlerin,
Sessizce... İzlerdim Cennetimi.
Sessiz Kalmam Unutmamdan değil,
Sessizlik İçinde Seni Beklememdendir...”
Şiiri çok sevmişti İbrahim, Ayşe ile konuşmayı istiyordu ama Ayşe o sene üniversite sınavlarına hazırlanıyordu bu yüzden pek ilgilenemiyordu. Zaman bulup bir hafta sonu baktığında bilgisayara İbrahim’in online olduğunu fark etti ve hemen bir mesaj attı “Selam” İbrahim de heyecanlanarak “Selam” yazarak cevap verdi bir süre konuştular birbirlerini tanımaya başladılar ve ikisi de içten içe aşık oluyordu. Ne oldu nasıl olduysa genç kız delikanlıya aşık oldu. İbrahim de Ayşe’den hoşlanıyordu ikisi de her dakika birbirlerine daha fazla aşık oluyordu. İbrahim sonunda Ayşe’ye bir teklifte bulundu Ayşe de bunu kabul etti. Artık onlar birbirlerine aşık iki sevgiliydi.
İşte ikisinin de istediği olmuştu hayatının baharında iki genç birbirlerini sevmeye başlamıştı.
Ve aşk şimdi başlıyordu…
Ayşe daha önce görmüştü İbrahim’i ama onu saymıyordu. Sanki daha önce görmemiş gibiydiler birbirlerini o heyecan her ikisinde de vardı. Ayşe’nin okulu başlamıştı. Okul önemli değildi aslında yani bir engeli yoktu ama üniversite sınavı vardı. Ayşe’nin her şeyiyle o sınava çalışması lazımdı. Saatler Günleri kovaladı, Günler Haftaları, Ayşe ve İbrahim şu ana kadar hiç kavga etmemişlerdi. Etmeyecek gibi görünüyorlardı, ikisi de birbirine öyle önem veriyordu ki adeta birbirlerinin efsaneleriydiler. Dillere destan gençlik aşkı işte bu da, yaşıtlarına göre ve yaşlarına göre biraz fazlaydı bunların aşkı. Ayşe düşünüyordu “Gerçekten evleneceğim adamı buldum mu?”. Aslında bunu hiç kimse bilmiyordu, İbrahim biraz daha uzaktı evlilik düşüncesine. “İleride bunları düşünecek çok zamanımız olacak ,şu anda bunları düşünerek sadece beynimizi yorarız.” diyordu. Saçma buluyordu Ayşe 16 sın da yeni ergen değillerdi 2-3 seneye evlenebilirlerdi. “Bu ilerisi ne olabilir ki ya, anlamıyorum. 3 aydan fazla bir süre oldu ve hala hiçbir şekilde görüşemedik. “Bir buluşma ayarlamalıyım” dedi ve İbrahim’i arayıp büyükşehir diye adlandırdığım şehre çağırdı “Aşkım gel de aşkım dediğim kişinin yüzünü göreyim elini tutayım, özledim.”. Kim bilebilirdi ki bunlar kötüyü çağırıyordu. Hem de çok kötüyü ve bu kötü kaçınılmazdı. Ayın 2 sine bir buluşma ayarlanmıştı.
Zaman hızla akarak üzüntülere hüzünlere doluyordu. İkisi de birbirlerini görecekler diye mutluydular, onlara göre hiçbir sorun yoktu. Gün tamamdı ayın 2 si idi. İbrahim buluşma yerine gitmiş Ayşe’yi bekliyordu.
Çok zaman geçmeden Ayşe de geldi birbirlerini daha önce görmüşlerdi, tanıdılar. Ayşe içinden şunları “Bumuydu yakışıklı dediğim çocuk ?” dedi. Ayşe konserde gördüğü çocukla bunun farklı olduğunu gördü. Kendi hayal dünyasında çok abartmıştı. İbrahim ise olaydan mutluydu, Ayşe tam istediği gibi aklı başında ve güzeller güzeli bir kızdı . Konuşmalar uzadıkça uzadı, İbrahim “Çok durgunsun sen ellerini masanın altından çıkar istersen tutmak istiyorum.” Ayşe ımmm diye bir düşünce kelimesi yarattı. O gün daha fazlasını söylememişti zaten ımm, hmm, hııı, eee ve ııı tarzında kelimeler kullanıyordu. İbrahim de seviyordu Ayşe’yi ama bu neydi. İkisi de şoktaydı , birbirlerine tekrardan alışmaya çalışıyorlardı. İbrahim, Ayşe’nin düşündüğü kadar yakışıklı değildi.Ayşe de İbrahim’in düşündüğü kadar cana yakın ve tatlı değildi . Birbirlerinden soğumaya başlamışlardı . Aradan tekrardan 2-3 ay gibi süre geçmişti . Ayşe’nin sınavına 2 ay dan az bir süre kalmıştı. Ve ilişkileri gittikçe bozuluyordu , hatta Ayşe İbrahim hakkında seviyor mu, sevmiyor mu? Düşüncesine girmişti . Gene öyle düşünürken, İbrahim den bir mesaj geliyor “Aşkım napıyosun” Ayşe her zamanki gibi cevap verir “Biliyorsun İbrahim bir sınavım var ona çalışıyorum.” Buna cevap olarak İbrahim de “Çok güzel bir film var sinemada Alacakaranlığın serilerinden, onu izliyorduk film ara verdi.” Ayşe de bunu düşündü (Banane ya alacakaranlığı sevmiyorum ki derken oradaki izliyorduk kelimesine takıldı “duk” biriyle izliyor demek ki) ve sordu “Kiminle izliyorsunuz. Ali mi var yanında İbrahim “ Hayır bir arkadaş davet etti fazladan bileti varmış ismi Melis bizim okuldan” dedi.Ayşe bunu duyunca çıldırdı ve bir ayrılık mesajı “Demek Melis bundan sonrada Melis’e mesaj at daha konumsa benimle “der . Oysa İbrahim kötü bir düşünceyle gitmemişti Melis arkadaşı olarak görüyordu . Ayşe Hem sınav sitresi hem de ilişkinin zayıflamasıyla bahanesini bularak ,aldatılma süsü vererek ayrılmıştı . Ayrılmıştı ama 1 ay kadar bir süre vardı sınava ve çok üzülüyordu. İbrahim’i çok ama çok seviyordu geri dönemezdi. Şiirler yazmaya başladı. En çokta o ayın 2 sindeki buluşmaya küfrediyordu, kızıyordu ve gene bir şiir olarak satırlara döktü
Bügün Benim Doğum Günüm
Ölü Doğduğum Günüm
İhtiyar Olarak doğduğum günüm
Bügün Günlerden Eylül 2
Bügün Ağlayamadığım İlk günüm
Ağlamak için gözümde yaş bulamadığım
Sevmeye cesaret bulamadım günüm
Bügün Günlerden Haziran 2
Acı çekmeye gücüm Yok bügün
Farklı yoldan gideceğim
Rahat Ol Gel diyemem bügün
Artık gelmene gerek yok
Çünkü Bügün Ayın "iki"si...
Ve sınav tarihi Gelmişti Ayşe Sınava hiç çalışamamıştı. Sınav bitti, Günler Sonra sonuçlar gelince Ayşe barajı geçemediğinden ağlıyor, üzülüyor ve kahroluyordu… Derken;
Düdük çaldı ve maç başladı, Emre ile Murat Muhabbeti bitirip maç izlemeye dönerken şunları söylediler
-Olaya bak ya Bu kadar basit bitebilir mi abi ya
-Bitiyor işte kanka
-Kızın hayatı mahvolmuş ama ya
-Erkek olmaktan utanıyorum bazen
-Aynen de İbrahim’in de günahını almayalım çocuk arkadaşı olarak görüyormuş.
-Doğru diyorsun Ayşe de bahane olarak algıladı ama ne bileyim suç kimde şimdi.
-Suç mu : ) suç, ne İbrahim de ne Ayşe de, suç tüm benliğiyle aşk’ta.
-Şimdi gel de aşktan korkma bende birini seveyim de cesaretim et aşka .
-Velhasıl-ı kelam Aşk kanka başka bir şey değil .
-Boşver ya biz maça baka…. Gollll
-GGGOOOOOOOOOOOOOOLLLLL
Murat ve Emre kendi takımlarının 1-0 maçtan galip olmasıyla mutlu olarak evlerine geri dönerler . . .
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.