- 1433 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
ARAFA YOLCULUK
Gürol Barın’a ithafen...
ARAFA YOLCULUK
Asfalt yolun kenar yerlerine sıralanmış sarı ışıklar, deniz yakamozları gibi parlıyordu. Zifiri karanlığa inat gülümser gibiydiler. Ayrık otların arasına gizlenmiş cır cır böcekleri, devasa sesin gürlemesiyle uykularından sıçradılar. Silkelenen bedenlerinden uçuşan toz zerrecikleri, bir müddet havada asılı kalıp otların arasına gömülüverdi.
***
Kadın siyah mantosunun yakalarını boynuna doğru çekti. İçerisinin sıcak havasına rağmen içi ürpermişti. Anlına düşen bir parça kızıl saç tutamını elinin tersiyle, kulak arkasına yerleştirdi. Usulca içini çekti. Aldığı nefesi kısa aralıklarla geri verdi. Terleyen avuç içleri kor gibi yanıyordu. Başını koltuğa yaslayıp, ölgünleşen ışıkların cılızlığına dalıp gitti. Devasa uçağın bir serçe misali havalanışı hayret vericiydi. Kısa sürede havalanan uçağın altında kalan kayıp şehrin ışıkları, bir noktadan ibaret kalmıştı.
Yüreğini şehrin ışıklarından koparıp ,beyninin kıvrımlarına yerleştirdi. Bilinmeze doğru yaptığı yolculuğun korkusundan, yüreği boğazında atmaya başlamıştı. Duyguları sessiz uykuda gibiydiler. Hislerini tahlil ettikçe, sonucun şaşırtıcı olduğu kadar ürpertici olduğun farketti. Hala şaşkındı. Düşündükçe, yaşam kurallarının sınırlarını korkusuzca aşmış olduğunu idrak etti. Bu yolculuğu yapmaya kendisini hangi gücün ittiğini kestiremiyordu. Günlerce kulağının içinde yaramaz bir çocuk gibi devinen o ses, kendisini rahat bırakmamıştı. Buna engel olmak gücünü kendinde bulamamıştı.
Ve nihayet... İşte buradaydı. Bulutların arasında ilerliyordu.
Arafa doğru.
Yolun sonunda iki ayrım vardı. Cennet... Cehennem...
Lakin hangisinine ulaşacağına dair en ufak bir fikri yoktu.
Gözlerini kapadı.Yaşamını düşündü. Aslında yaşamının garip çizgisiydi düşündüğü. Bir film şeridi, kısa aralıklarla geçit yapmaya başladı.Sürümcemede kalan hissiyatlar, ertelenmiş duygular ve her seferinde başkalarının hayatına bağımlı zamanlar. Dans eden fikirler, poyrazın serinliğiyle saçlarının arasında dolaştı.
Geçmişini terk etmekmiydi bu?
Ya da bir kaçışmıydı?
Ya kaçışın sonunda bekleyen, arafa ne demeliydi?
Kocaman bir belirsizlik.
Genç kadın boğazına düğümlenen sıkıntıyı yudumladı. Ciğerlerine inen yumru, göğüssüz tenini acıttı. Canı yandı. Yanmışlıklarımın yanında bu hiç diye düşündü.Dudağının ucunda beliren gülümseme, acısının yansımasıydı.Tüm bunları hakettim diye hayıflandı. Neden diye kendini sorguladı. Bu derece kendi yaşamı önemsizmiydi?Bir kez olsun kendisi içi ne yapmıştı? Hiç. Kocaman bir hiç. Sırtlandığı hayatlar ...Ezilmenin hatta öldürülmenin iznini nasıl vermişti. Bir kör düğüme dönüşen yaşamının faturasını, bedeniyle ödemişti. Elinde kalanlar ise elbet onu yolun sonuna kadar idare ettirirdi.Umuyordu. Rabbi onu bir kez daha ayağa kaldıracaktı. Bu düşünceye sımsıkı sarıldı.Rahatladı. Gevşedi.
Merakı uçağın inişe başamasıyla, tatlı bir hazza dönüştü. Çantasından çıkardığı rujuyla dudaklarına hayat verdi. Parmak uçlarıyla saçlarını düzeltti. Kulağının ardına ve bilek içlerine bir tutam çiçek kokusu sıktı.Tekerleklerin yere değen temasıyla içi sarsıldı.Araf kucak açmış onu bekliyordu.
***
Serin hava ateş gibi yanan yüzüne iyi gelmişti. Derin ve heyecanlı bir soluk aldı. Kalbi asırlardır hisstmediği kadar farklı çarpıyordu.Kalabalık yolcuların arasından sıyrılıp, etrafını rahat görebileceği tarafa geçti. Ürkek bakışlarla etrafı incelemeye başladı. Yanından geçen taksilerin içlerinde bakışları dolaştı. Aradığı insanı görmek umuduyla, bekleyişine devam etti. Tanırım diye düşündü.
Yaklaşan aracın içerisindeki meçhul adamı farkettiğinde, artık emindi.Bu oydu.
Hiç tereddüt etmeden taksiden inen adama doğru, adımları yöneldi. Sımsıcak bir gülüşü vardı. Güven veren bakışları, avucunun sıcaklığında eriyip gidiyordu.
_ Hoşgeldiniz.
_ Merhaba.
Sesi tok ve etkileyiciydi.
Yabancı değildi. Yaşamının bir yerlerinde gizli kalmış, bu adam çok tanıdıktı. İnce zarif davranışı hayranlık uyandıracak derecedeydi. Bu kaderin bir cilvesimiydi? Öyle olmalıydı.
Sokak lambaları arasında ilerleyen taksici, bu iki yabancıyı arafın cennetine götürürken kadın düşündü.
Garipti.
Lakin.
Mutluydu.
Tebessümü dudaklarında donup kaldı.
SEVİLAY DİLBER
YORUMLAR
SEVİLAY DİLBER
sevgili yazarım selam ve dıua ile..
Saygıdeğer yazarım,
Her yazınızın içindeki betimlemelerinizi okurken, tüm cümleleriniz bir tablo gibi gözümde canlanıyor.
İşte bu yüzden sizi okumayı çok seviyorum. Ve unutmadan nedense her yazınızı okuduğumda bir romanın bir kaç sayfasını okumuşum gibi geliyor bana her seferinde.
Yüreğinize ve ellerinize sağlık....Kutlarım....
Sonsuz saygı ve selamlarımla....