- 768 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BAŞKASININ ÇANTASINI TAŞIMA
1969′u devirmiş, 70′in ilkbaharına girmiştik. Dağlardan çiçek kokuları derleyip getiren nisanın ilk günleriydi. Çiçeği burnunda bir köy öğretmeniyim; bir yılını bile doldurmamış daha... Annem, babam istemediği halde, bir motosiklet almıştım. Her gün ilçeden köye, köyden ilçeye düşe kalka gidip geliyorum.
Bir akşam, babam: “Müfettifş Haşim Bey yarın Senin okula gelecekmiş” dedi. Hay Allahım!… Göreve başladığım günden beri gözümde büyüttüğüm müfettiş! Bir yandan da kendi kendimle konuşuyorum: “40-50 M2′lik bir derslik, bir öğrenci kayıt defteri, bir de yoklama defteri… neyi denetleyecekmiş?” 70 kadar da kayıtlı öğrencim var. Yarısı öğrenim çağını aşmış. Evlenenler, çocuk sahibi olanlar bile var. Kayıtları silinmemiş nedense. Beş sınıf bir arada ders yapıyoruz.
Ertesi sabaha müfettiş korkusuyla uyandım. Motosikletime atlayıp erkenden okula gittim. Dersliği bir güzel yıkadık. Pencere kenarlarına birkaç saksı çiçek yerleştirdik; her türlü denetime hazırız şimdi… Derken, istenmeyen misafirimiz, o gün öğleye doğru geldi. Eli çantalı, partesülü, uzun boylu, gür saçları arkaya taranmış, kundurası pırıl pırıl, yakışıklı bir beyefendi; müfettiş Haşim Bey… “Hoş geldinizi” dedim. Babacan bir bakış sundu bana. İçim ısındı birden. Dünden beri biriktirdiğim korukularım hepten silindi. Şimdi sınıfa girecek, sınıf defterine bakacak, öğrencilere sorular soracak, bilemezlerse yüzüm kızaracak, falan falan… ama hiçbirini yapmaya niyeti yok gibi… Çocukların cıvıltıları arasında -bir aşağı bir yukarı- okulun bahçesini arşınlıyoruz. Ben deyim on, siz deyin yirmi kez gidip geldik. Sonra, “Ben şu karşıdaki köye gideceğim” dedi.
- Müfettiş Bey sınıfa girmeyecek misiniz, denetlemeyecek misiniz? dedim.
- Bak ne güzel! çocukları toplamışın; gülüp oynuyorlar. Bu köyde, onlardan farklı, örnek bir kişi olarak gözlerinin önündesin. hafta sonları göndere bayrak da çekiyorsun ya; bu yeter” dedi. Yürüdük… Okuldan biraz uzaklaşınca: “Müfettiş Bey, çantanızı ben alayım” dedim. O yumuşak bakışlı, babacan tavırlı adam birden sertleşti: “Hayatın boyunca başkasının çantasını taşıma!” dedi.
Görevimi sürdürdüğüm yirmi beş yıl boyunca başkasının çantasını taşımadım ama, “çanta taşımak” için can atan nice dalkavuklar gördüm! Ne zaman, nerde başkasının çantasını taşıyan birini görsem, hep Müfettiş Haşim Bey’i anımsadım; kutsadım! O sihirli dört sözcükle ne büyük, ne sağlam bir hayat dersi vermiş bana!… O’nu görsem ellerinden öpeceğim.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.