- 1280 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HAYAT AYNASI
Aziz dostlarım İnsanoğlunun ömrü gelişen teknoloji ve bilim sayesinde uzamış görünse de ne yazık ki daha da gerilemekte bunun sebebi ise doğal gıdalardan uzaklaşmadır kısaca. Üreticilerin kâr amacı ile daha fazla ürün elde etmek için vakitsiz üretim yapmaları, insanların sağlığını bozacak girişimlerde bulunmalarıdır. Genetik yapısı değiştirilmiş ürünler piyasada boy göstermeye başlayınca doğallık kayboldu buna sanayinin gelişmesi ile hava kirliliği de eklenince hastalıklar çoğaldıkça çoğaldı ve insanlarda erken ölüm oranları arttı. İnsanoğlu Allah’ın kurduğu bu ahenkli ve mükemmel düzeni bozduğu takdirde sadece kendisine zarar vermekle kalmayacak bütün canlıları etkileyecek ve gelecek nesillerin yaşamını elinden alacaktır bu ise büyük bir vebaldir. Canlılar için en büyük tehlikedir.
Aziz dostlarım Kâinatın efendisi (Allah’ın selam onun üzerine olsun) İslam’ın orta yol olduğunu bildirmiştir ve kendisi yaşamında bile orta yaş diyeceğimiz bir zamanda Altmış üç yaşında ahirete intikal etmiş, rahmeti Rahmana kavuşmuştur. Buna göre otuz beş ve kırk beş arasını erken yaş, kır beş ile altmış beş arasını orta yaş, Altmış beş ve seksen beş arasını ileri yaş olarak belirleyebiliriz. Tabi ki bunun üstü vardır o da istisnadır yanı yüzü yaşına ulaşan çok azdır.
Aziz dostlarım bu fakir de Altmışına merdiven dayadı. Elli yıllarının son basamaklarında ilerliyor, Allah izin verdiği sürece ilerlemeye devam edecek. Bunca geçen zaman içinde acı ve tatlı anlarımız oldu kimi zaman ağladık kimi zaman güldük kimi zaman sevindik kimi zaman üzüldük her halükarda yıllar gelip geçti. Diyebilirim ki geçen elli yılım şiir ağırlıklı idi ve tabii ki yaradılış gayemiz olan kulluk görevini hakkı ile ifa edebilme endişesi ile geçti; elbette hiçbir kul ben Allah’a (c.c) hakkıyla kulluk yaptım diyemez. İnsan acizdir, gafildir. Hatadan hali değildir. Ancak yüce yaratanı iyi tanıması ona hürmet beslemesi saygı göstermesi yani onun sonsuz kudreti karşısında baş eğmesi bunun yanında gücü oranında Hakkın emir ve yasaklarına uymaya çalışması kişinin bu dünyadaki imtihanı kazanmasına vesile olacaktır inşallah.
Aziz dostlarım yaşadığım süre içinde her insan gibi benim de eşim dostum akrabam ve tanıdığım birçok kişi oldu kimi bu âlemden göçüp gittiler. Kimileri yaşıyorlar yaşayanlara uzun ömürler diliyorum. Gidenler içinde kimler yok ki başta üstadım Seyyid Abdurrahman Mutlu. (k.s.a) ve Sevgili bacanağı.Ali Merdün (k.s.a) ve Üstadımızın gözde talebelerinden benim hemşehrim ve can ağabeyim Yaşar Hoca,Benim dünyaya gelmeme vesile olan Sevgili babam.ve muhterem kayın babam Sevgili Hidayet amcam, Süt Kardeşim Kadriye, Komşularımdan Hacı Nuri ve yine komşularımdan Hüseyin amca,yakın zamanda ahrete intikal eden Eniştem Vedat.ve daha isimlerin sayamayacağım niceleri.. Allah cümlesine Rahmetiyle muamele eylesin mekânları cennet olsun üstadımızın şefaatine onları ve bizleri de nail eylesin âmin.
Can dostlarım bu gidenleri görünce ve düşününce insan hayattan soğuyor. Gidin hastanelere, gidin mezarlıklara günde kaç kişi ebedi âleme intikal ediyor, günde kaç kez sala veriliyor farkında mıyız? Belki de duymuyor, ölenlerden etkilenmiyoruz amma giden bir yakınımız ya da daim gördüğümüz, görüştüğümüz kişi ise iş değişiyor. Yediğimiz ekmek boğazımızda düğümleniyor. Böyle durumlarda bize ancak sabır düşüyor elimizden bir şey gelmiyor.(1) Burada Şanı yüce Rabbimizin buyurduğu gibi şu ayet tecelli edip duruyor. Esteğuzübillah bismillah.” Külli nefsin zâikatü’l-mevt" Sadakallahul azim. Manası:” Her canlı ölümü tadacaktır.” buyuruyor yüce yaradan. Ali İmran suresi ayet:185 Bu her an yaşanıyor. Birileri gidiyor yerine yenileri geliyor. Bir ayet daha var ki hüzün içinde olan insan onu duyunca rahatlıyor. Rabbimiz buyuruyor ki Estağuzü billâh bismillah.” inna lillahi ve inna ileyhi râciûn” Sadakallahul Azim. Manası:” Muhakkak ki siz Allah’tan geldiniz ve yine ona döndürüleceksiniz.” Bakara süresi ayet 56 Can dostlarım insan için bundan daha büyük bir müjde olabilir mi? Allah dönmek ona kavuşmak Bir insan için Harikulade nin üstünde bir şey. Düşünün bir kere kainatın sahibini yakından tanıyacaksınız onun cemalini görme şansı elde edeceksiniz. Tabii ki bunun bir bedeli olacak o da ölümdür. Can vermektir.”Öl ki onunla ol.” Allah’ın kullarını Cennetine ve cemaline davet ediyor. Bunu kabul etmeyerek ölümü kerih görenlere yazıklar olsun. Kâinatın efendisine yüce Mevla’mız ölümsüzlüğü teklif etti o kabul etmedi Allah’a kavuşmayı tercih etti. Biz aciz kulların için bu ne büyük bir fırsat, bu ne büyük lütuf ya Rabbi! Bütün ümmeti Muhammed hatta bütün insanlar ve cinler Amenna ve seddekna demelidir. Diğerleri; Hayvanat (hayvanlar) Nebatat ( bitkiler) Cemâdât( cansız varlıklar.cisimler) ve Melâik( melekler) hiç itiraz etmeden hakkın her emrine boyun eğmiş durumda. İnsanlardan ölüme itiraz edenler var dedik pekiyi itiraz edenler yani ölmek istemeyenler ölümden kurtuluyor mu? Ben kurtulanı görmedim. Yukarıda okuduğumuz ayette Rabbimiz:” Her canlı ölümü tadacak” demiyor muydu hal böyle olunca gitmek istemeyeni zorla götürüyorlar en iyisi gönüllü olmak değil mi? Yalnız sevgisiz gönüllülük de bir işe yaramıyor ona da dikkat etmeliyiz. Kardeşlerim bizi davet eden kim? Biz kime itiraz ediyoruz? Aciz varlıklar olarak neyimize güveniyoruz bunu anlamış değilim. Can dostlarım Biz böyle diyoruz ya ne yazık ki herkes aynı düşünmüyor yani bu kişiden kişiye değişiyor kimi günahlara battığı için Rabbım huzuruna nasıl varacağım diye çekiniyor kimi dünya sevgisine kendini o kadar kaptırmış ki ilahi sevgiden haberi bile yok. Bütün gün, bütün yıl hatta bir ömür servet peşinde ya da nefsini tatmin peşinde. Bu dünyadaki her şeyin bir tadımlık olduğunu bilmiyor ya da bilmek istemiyor. Ancak bunu ne zaman fark ediyor son nefesini verirken. Tabi ki o zamanda iş işten geçmiş oluyor. Muhterem Osmanlı padişahlarından biri(2) “Ben öldüğümde elimi tabutun dışında bırakın” diye vasiyet ediyor. Maiyetindekiler ey ulu padişahımız niçin böyle bir şeye gerek duydunuz diye sorduklarında. Ben bunca mülkün sahibi iken ve nice ülkenin hükümdarı iken eli boş gidiyorum. Böyle yapın ki insanlar dünyanın boş olduğunu anlasınlar diyor. Evet, dostlarım nice sultanlar nice selvi boylular hayat aynasında göründüler ve gittiler. Bizlerde bu aynada şimdilik boy gösteriyoruz. Bir gün bu gösteri sona erecek ve biz gitmemiz gereken yere gideceğiz. Allah cümlemizin akıbetini hayreylesin. İşte bütün bu düşünceler şu şiirin, dörtlüğün yazılmasına vesile oldu. Şiiri aşağıya alıyorum Allaha emanet olunuz.
Sevdiklerim gitti bir, bir
Sanki hayat oldu zehir
Zehir olsa da içerim
Haktan gelmiş ise emir.
Rızai
1-Ölünün ardından ağlamakta bir sakınca yoktur çünkü efendimiz s.a.v. de evladı vefat ettiğinde ağlamıştır. Ancak haram olan: Ölenin ardından ağıt yakmak, feryat etmek, çırpınıp dövünmek tir. Bu tür davranışların yasak olmasının nedeni Allah isyan niteliğini taşıması sebebi iledir Bunun için batıl dinlerden kalma adetleri terk etmemiz gerekiyor.
2-O Padişah Kanuni Sultan Süleyman’dır. Allah ondan arzı olsun. Onlar atalarımız benlik davası gütmediler kuru cihangirlik davası da gütmediler canlarından başka servetleri de olmadı sadece Allah’ın dinini yüceltmek için mücadele ettiler bu yolda ömürlerini harcadılar. Bakmayın siz geçmişine sövenlere.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.