- 892 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
HÜZÜNLÜ HİKAYECİ
HÜZÜNLÜ HİKAYECİ
Çocukken yaşadığım şehirde mahalle aralarında gazelci veya çoğunlukla destancı denen bir meslek vardı.Bu iş kolu o günlerde yaşanan bir felaketin veya daha eskiden yaşanmış hüzünlü bir olayın kağıda dökülmüş halini sesli olarak duyurmaktan ibaretti.Teksir kağıdı boyutu ve özelliğinde kirli sarı renkteki kağıda yazılı,sayfa sonuna kadar kafiyeli sözcüklerden oluşan şiiri ağıt ,barak veya gazel türünde okurlardı.Bu sesi duyan hanımlar , avlulu evlerin kapısına çıkarlar,tek sayfalık bu yayını alıp,okuma bilenlere okutarak olayın vehametine bazen tek ,bazen de toplu olarak gözyaşı dökerlerdi.Güzel sesli satıcının okuduğu kafiyeli ve makamlı şiirlere kadınların ağlamaları, genel havadan etkilenip bizimde ağlamamız çok garibime giderdi.
Genellikle bu olay; evlilik hazırlığı yapan ancak kavuşamadan kazayla veya intiharla yaşamını yitiren bir genç kızın hayallerini, gelinliğini,tabutunu,mezarını ,geride bıraktığı nişanlısını anlatan dizelerdi.
Ya da buraya gelen veya buradan giden bir yolcu otobüsünün uğradığı çok can kayıplı bir trafik kazasıydı. .
Bazen de yoksulluktan soba yerine çıraları mangalda yakarak ısınmaya çalışan bir ailenin ev olarak kullandığı ahşap mekanın yanmasıyla yok oluşlarının hikayesi olabilirdi.
Veyahut ta herhangi bir doğal afette (deprem.sel v.b.) yaşamını,evini,yakınlarını,geleceğini kaybedenlerin hüzünlü haykırışlarını konu alan anlatım serisiydi.
Şimdi düşünüyorum da;
O yıllarda yazdıkları dizelerin daha acıklı ve ağlatıcı olması, onlara daha çok kazanç anlamına gelirdi.Belki de toplumun bu eksikliğini gören açıkgözlerin ,kendi kendilerine icat ettikleri bir meslekti destancılık.
Bu tür acı olayların yaşanmasıyla geçimini sağlayan destancılar ,bazen kendi kafalarından senaryo üretip gazel yazarlar mıydı acaba ?
Yoksa anlatılanlar gerçekten yaşanır mıydı ?
Hepsinden önemlisi yaşansın diye dua ederlermiydi ?
Soramıyordum…
Bilemiyordum…
Merak ediyordum…
Aradan 40 yıla yakın zaman geçti..
Ben halen merak ediyorum…………….
Ecz.A.Kadir Nur GÖRDÜK [email protected]