- 648 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Mutluluk bir kader mi?
Kasvetli, bulanık sisli bir havanın insanı depresyona sürükleme olasılığı çok fazla! Burada debi derya dertleri hatırlama fırsatını kaçırmamak gerek! Hazır acılardan söz açmışken ya da açacakken "ağlamayı seven" bir milletiz! Salya sümük ağlamayı seven bir milleti güldürebilmek ne kadar zor ise mutlu etmek de o kadar zor!...Evet havalar kasvetli ve böyle havalarda yazacaklarım tıpkı yağmurun ardından gelen toprak kokusunu andıran bir huzura dönüşmesini dilesem de belki de bir damlanın yüzünüze düşmesiyle yüzünüzde beliren hüzne bırakır kendini...
Yaşamınızda bir kez bile dibe vurduysanız, sıradan olayların anlamsızlığını, sıradan işler gibi biliyor olmanız gerekir ya da tam tersi güzel şeylerin de uçurumdan bir an önce atılması gerektiğini düşünürsünüz! Aşırı mutluluğun uğursuzluğuna inandığınızda ardından gelen felaketi bekliyor olmanız gerekir!
Hayat normal seyrinde bir saat gibi dakik işlemişse burada sorun normal insanlardan farklı değildir ve siz de herkes gibi kişisel kitaplar okuyarak ,hedef belirlemeyi, zengin olmayı , kendine güvenmeyi öğrenebilirsiniz hatta pozitif olmayı ve sevmeyi !
Oysa mutsuzluğun kaynağı talihsiz bir doğumla başlayan yağmalanmış bir hayat ise ; ilerleyen yıllarda pişmanlık değildir hissedilen. Nefrettir , intikam duygusudur! Bir tespihin taneleri gibi birbirinin ardından gelen ve sizi sürükleyen hayatın akışı gibi yaşanan talihsizlikler, şansızlık değildir, kader de değildir! Toplumun hor gören gözleridir! Bir kız çocuğunun babasının ölümüyle evlendirilmesi gibi! Burada toplum onu kurtarmak yerine başından atmayı yeğliyor muhtemelen! Halbuki okutulup ayaklarının üzerinde durması değil midir doğru olan? Ardından gelen mutsuzluklar tıpkı çorap söküğü gibidir! Kadere mal edilen olgular! Hatta "çile" dedikleri şeyi çekmesini tamamıyle onur meselesi yapıyor olması katledilen bir hayatın hikayesi değil midir?
Toplum olarak mutluluk özürlüyüz! Engelliyiz! Bakınız engellilere... İlk başta kafalarındaki engeli kaldırırlar ve ruhlarını özgür bırakırlar, hayat onlar için ne kadar zor olsa da mutluluk özürlü değillerdir! Sebebi kimbilir onların eksik uzuvları kadar yok olan bir yaşam, öyle kolay kaybedilecek bir şey değildir! Hayat, yaşamak, boşluklara bırakıp ruhlarımızla kaçabileceğimiz bir yer değildir!Mutluluk herkesindir...
m-jgan
YORUMLAR
Merhaba...
yaşam bir döngü...kaderi tanımlamak çok karmaşık bir olgu...Ancak toplumlar birey olabilmenin bilincine varabilmişse ortaya çıkan acılar daha akılcı ve kolay tolere edilmekte...İnsanın kendine ve başkalarına karşı yapması gerekenlerin önce bilincine sonra da mutluluğuna kavuşması gerekir...
Toplumladaki bireycilik, bencillik, nemelazımcılık vb. gibi duygular sorunları artırmaktadır...Son Gölcük depreminde devletten çok insanların birbirlerine destekleri ile acılar azaltılmıştır...
Yazınız farklı ve güzeldi...tebriklerimi gönderiyorum efendim...Saygımla...
aysemujgan
çok etkileyici bir yorum yazıyla bağlantılı, teşekkürler...