- 905 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Ben demiştim!...
İletişim en vazgeçilmezidir yaşamın, kendi sesinle de konuşabilirsin ama, iç hesaplaşmadan öteye geçmez ki, onu beceremeyen zaten gerçek anlamı ile de başkalarıyla iletişim içinde olamaz…
İletişim, bana göre havadan sudan konuşmak değildir, ki hava ve su muhabbetin odak noktası oluyorsa, eğer ki bir konu ile direkt ilgili değil ise, örneğin avcılar konuşabilir, denizciler, bahar yorgunluğundan dolayı komşular, gerisi laf olsun diye paylaşmanın göstergesidir, ki, bundan hiçbir tarafa da hayır gelmez kanaatindeyim…
Birileri bir şeyleri saklıyorlar diye düşünürüm!
Elbet, her hal herkese anlatılmaz, anlatılsa da zaten belki de pek hoş olmaz…
Ya, mıymıntı denilir, dinlenilmez, ya dinlenilir de çok yerde abartılarla süslenerek söylenilir…
Kendiyle yeterince sohbet edememiş kişiler, iletişimde biraz daha debelenir!
Kaygı ve korkuları vardır…
Anlaşılamamak…
Yanlış anlaşılmak…
Tepki çekmek…
Dedikodu malzemesi olmak gibi…
Bunların dışında bir diğer önemli etken vardır ki: “Ben demiştim!...”
Kendilerini eleştirmeyi beceremeyen, iç sesleriyle konuşmayı sevemeyen insanların tarzıdır çoğu kere bu.
Birçok şey söylerler, eleştirirler…
Bunca eleştirilerden, el mahkum, tutar bir ya da bir kaçı…
Ahh… O durumu bir yakaladı mı, kaçarınız yoktur, bir canınız kalır size geriye!
“Ben demiştim!...” ile başlayıp, sonu gelmeyen söylemler, en çok da onların egolarına hizmet eder!
“Ben demiştim!...” Ama sen anlamadın! Salaksın! Ama bak, öyle miyim ben! Denmese de, gerek mimik, gerek vurgular aynen de bunu vurgular!
İşte… Tam da bu anlarda iletişim hepten kopar…
Öyle insanlar tanıdım, yakinen, “evet, haklıymışsın” dersin… Yetinmez…
Üstüne üstüne gelir…
Salaklık etmişim dersin, durmaz, söylenir…
Eee, napalım oldu bir kere dersin, der ki “Ben söylemiştim!...”
Denemeden öğrenmiyor insan dersin, “Söyledik ya sana” der!
Monologdur zaten geri kalanı…
Egosu şişer de şişer…
Şiştikçe dur durak bilmez…
Bin pişmansınızdır, paylaştığınıza… İlk teşekkür ve paylaşımlarınız kızgınlık ve kaçışa doğru yol alır…
Bu deneyimden sonra, kim ne kadar doğruyu ya da yanlışı paylaşır? Ki, siz paylaşasınız?
Nedir ki farkı, insanın kendi kendine çektirdiği bir çeşit işkence!
Kendisiyle konuşan kişi, kendini eleştirmeyi bilir.
Kendini eleştirmeyi bilen kişi, paylaşabilir…
“Ben demiştim” sözü, çıkmaz kolay kolay ağızlarından… Belki, hafif bir gülümseme ile baş eğilir ama, onda da suçlama yerine bir bilgelik vardır zaten…
O nedenle öyle insanlarla çekinmeden dertleşiriz, yargılanmayacağımıza olan güvenle…
Bin kez de uyarmış olsalar bile…
Söylediklerini de dikkate alırız, çünkü ego yoktur sözlerinin ardında…
Terazinin kefeleri çoğu kere eşittir…
Ego, kefelerin eşitliğini değiştirir…
“Ben demiştim!...” diyenlerin, kefeleri denk değildir, ne uyarırken, ne de paylaşırken…
Bir ilahi denge vardır ki, ama, onların da dinleyen ve paylaşanları o oranda eksilir…
İletişimlerinizin bol ve sevgiyle olması dileklerimle… Ve elbette ki sevgilerimle…
Gülgün Karaoğlu
Mart,04/08