- 556 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Uzun Bir Yanıt için İlk Söz * Şiir Nedir
.
Şiir, insan varlığının temelinde bulunan derin ve incelikli
bir çok duyumsamanın yarattığı, nesnel veya düşünsel
metaforlarla beslenen;dil, din, tabiat ve felsefe gibi,
daha çok bilinmeyeni kavrama isteği ve bilinenin arkasında
olabilecek sırları anlamaya yönelik çabanın, söze dair
en ’estetik’ yaklaşımıdır.
Şiiri besleyen kaynaklardan en önemlisi, şairin bizzat
kendi kişiliğinde var olan, öznel algı ve yaşadığı döneme
ait etkilere verdiği yanıtların toplamıdır.
Bu nedenlerin ışığında; bireyi yazmaya teşvik eden
önceliğin ne olduğu, kendi anlamlılığının izini sürerken,
üretim ve paylaşımın "söz söyleme sanatına" ilişkin
katkıları ile, yerelden evrensele uzanan bir hedefi
gözetiyor olması kaçınılmazdır.
Köklerinde bu anlamda ciddi birikimleri olan halklar,
hakikatin ve erdemin arayışlarını sürdürürken, duygu ve
düşünceyi estetik boyutlarda yönetmeyi de başarmıştır.
Bu yeterlilikle beslendiği halde yeni anlatım arayışlarını
sürdüren şiir, çağrışım zenginliği ile çok güçlü
kaynakların tam ortasındadır
Modern dünyanın sığınacağı evrensel cevher, bizzat yaşamın
merkezinde, olan ve derinliklere de bakabilen bu
topraklardan beslenip doğacaktır.
Çünkü Şiir, çektiği her resim karesine hep teğet geçen
sözcükleri devşiren, diğer rol modellerine, uygun kostümler
giydirerek yön vermeye çalışan, bellek adlı yapımcının zanaatıdır
Bellek; binyılların olabileceği gibi, tek anın içinden
hareketle, okur belleği üzerinde etkinleşen anlar bütününü
yakalama olanağı taşıyan tözdür.
Şiirin; üst sınıflar hegemonyasından kurtulmayı başaramadığı,
ve bilhassa antik anlatımlarda yoğunlaşan;
tanrı-kral-köle üçgeni sayesinde,
alt ve orta sınıf kademelerinde (halkların) ‘düşünce üretme’
işleviyle, mevcut bellek kodlarını hareke geçirme
sürecini çok kez engellemiştir.
Şiir eşittir bellek; f’aktörü, hangi toplulukların, hangi süreçlerde
yükselişe geçtiği ile, hitap edilen sosyal sınıfların
birleşim-kesişim-etkileşim alanlarının, çokluğu yahut
azlığı ile oldukça ilintilidir.
Alt sınıfların sesleniş biçemlerine bakıldığında; çok yaygın
buluşma noktalarının Sevgi Üzerine kurulmuş olması
bakımından, Toplumsal Tabanlı Duygu Paylaşımlarının
İlahi dinler motifleriyle birlikte hareket eden
estetik anlatım yolunu Şiir Zanaatıyla zirveye taşıdığı
unutulmamalıdır.
Dünya, genel eğilimleri bakımından, geçmiş
uygarlıkların bıraktığı her şeyi harcadığı halde, kapitale
çeviremediği tek sanatın (şiirin)
“güç- hegemonya bağımlısı olmaya direnen
ve piyasa koşullarına değil “manâ “
Kalelerine Tutunmak Zorundadır.
Övülmesi gereken Sevgi Kaynaklı Muhkem Kaleler
En basit söz dizisinde dahi olabilecek kadar samimi
ve cüretkârdır.
Çünkü her bellek; eskilerin feyz dediği, içsel görü melekelerini
harekete geçiren ve mutlak sevgi işaretiyle donanmaya
uygun bir yapısı vardır.
Bu yapıyı görünür kılan Sanat anlayışları içerisinde
en yaygın ve en kolay ulaşılanıdır şiir.
Şiir, bireyden yola çıkarak halkın nabzını tuttuğu sürece
çok yazılıp, az okunacak denli herkesin olan
ve fakat, hafızalara birden fazla (slayt) gönderi içeren
hali anlatım olanaklarıyla da; İç Görünün biricik
kanıtını sunması bakımından, Zanaattır.
.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.