- 1367 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Şükürler Olsun
Şükürler olsun yaşıyoruz, ayaktayız, dimdik. Aç ta kalsak, açık ta şükrederiz hep. Yoksulluk sınırında, hatta açlık sınırının altında da olsak şükrederiz yine de. Sonra sorar birileri, ‘yahu Bu adamlar nasıl geçiniyor, ne yiyip içiyor, cambazlar mı ne?’ Diye. Sorarlar da biraz daha kısarlar vananın ağzını, başka kazancımız var sanarak; yine de şükürler, yine de.
Emekli gitmiş, sizlere ömür gitmiş gitmesine de, inanmıyorlar, cemaat yok kaldırmaya. Eh, cenaze var ya, şükürler olsun bulunur elbet imam da.
Bir zamanlar bir büyüğümüz vardı, arada çıkar televizyona hesap kitap öğretirdi millete. Öyle bir yetişmiş ki ardınca gelenler, hesapları öyle güzel yapıyorlar ki, bu kez de milletin hesabı karıştı. Hesap dedim de aklıma geldi, Ya öğretmenlerim nerelerdesiniz? Hoş sizlere gerek kalmadı, bize iyi öğretiyorlar hesabı, kitabı şükürler olsun. Geçenlerde yolda rastladım sana öğretmenim, yanında eşin ve bebelerin; utanır gibi oldun adeta, karşıdan çıkınca öğrencilerin. Boyalıydı iskarpinlerin. Korkma bakmazlar altı delik mi diye, boyayı buluyorsun ya, boyayı buldun ya daha ne ararsın? Buna da şükürler olsun.
Doktor, kaygılı bu günlerde, kalmalı mı devlette, yoksa? Eczacılar şaşırmış, neden mi? Sorsanıza onlara. Ebe, hemşirede bir korku; sağlıkçılar mı? Adam sende, kim takar onları? Müstahdemler var ya şükürler olsun. Ya, vatandaşın hastane nesine? Sürünmeden ölür gidersin, izin verecektir aile hekimleri. Ben, geri kafalı mıyım ne? Dünya’da herkes dört, beş bin dolar alıyor ama nene gerek beş yüz dolardan fazlası ayda sana? Şükür de.
Avukatlar pür telaş, aman ne telaş? İcra dosyası kapma yarışında herkes. Öyle ya, şeker tutarca dağıtılıyor banka önlerinde, sokaklarda krediler. Eskiden böylemiydi? Şükretsene haline.
Çiftçi mi? Kömür, destek ne varsa ayağına geliyor, bedava. Bir kova su değil mi akşam ki gereksinimin, onu da kendin al gayrı çeşmeden, başına dökecek değiliz ya. Bak işte ne güzel sarımsak Çin’den, elma Yunanistan’dan; çalışmak senin neyine? Şükret bu kadarına.
Esnaf, sanatkâr, işçi mi, boş versene. Var ya kurumları yol gösteren, önlerince yürüyen belli zamanlarda. Derdiniz ne?
Değerli okurlarım, ne yaptım bugün böyle? Yazdım gitti valla tenzih ederek. Sizlere ulaştım ya, şükürler olsun. Şimdi bir hiciv şiiriyle destekleyelim mi ne dersiniz? Saygılarımla.
Şükürler Olsun
Karnım aç ta olsa, teklese de yüreğim,
Bilmez hiç kimseler, şükürler olsun,
Boyaya biliyorsam iskarpinimi,
Görünmez altındaki delikler, şükürler olsun.
Ödenmez borçlara hiç telaş çekme,
Dosyalar yığılmış icra önünde,
Ödeyecek kefilin, varsa bir maşı,
Ödeşirsin elbet hesap gününde.
Al bir takım elbise, dört başı mamur,
Salın, salına bildiğince, at havasını,
Başka inandıramazsın, yiyen kürkündür,
Bak, gör ne çok örnek vardır önünde.
Aç kalma aptalsın, ama az çalma,
Cami duvarından sakın taş alma,
İnkâr etme, çaldım de, asla yalvarma,
Bulursun çoğunu gittiğin yönde.
Özürler okurlar, özürler size,
Kimi serbest oldu, kimi hece dize,
Bir sohbet eyleyim dedim biz bize,
Bak hicivci olduk, yürüdük önde. Ahmet İDRİSOĞLU