- 1365 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Dost Kalalım
Kalem ile kağıt en yakın dostlarım oldu. Kitaba dost kalanlarla ezeli bir dostluğum vardı. Kalemin ve kitabın hatırına çok sıkıntılara göğüs gerdim. Ortaokulda Türkçe öğretmenimizin: "Anılarınızı yazın, günlük tutun" çağrısı üzerine kalem ve kağıtla dostluğumuz başladı. Tabii ki: yıllarca sürdü, günlük tuttum, mektup arkadaşları edindim.Yazdım, çizdim, karaladım. En son Baykanlı bir mektup arkadaşıma yazdığım o uzun mektubu hatırlıyorum. (Sanırım 50- 60 sayfayı geçmişti)
Anı defterleri- hatıra defterleri ve günlükler benim en yakın dostlarım oldular. Bir otobüs kazasının enkazının altından çıkan ve bir kızımıza ait olduğu sanılan hatıra defterine günlerce ağladığımı hatırlıyorum. Anılarımla birlikte paylaştığım hayallerim geleceğimin umudu oldular. Bu hayallerimin bir kısmı gerçek olurken bir kısmı da hayal olarak hafızamda kaldı. Çok dostlarım, çok sevenlerim, çok hayranlarım oldu...
Okul yıllarında oldukça sessiz, sedasız, sönük bir öğrenci idim. Bir çok öğretmen beni yazılılardan sonra tanırdı. Ya yazım dikkatlerini çeker, ya da anlattıklarımdan etkilenirlerdi. Yazılı sonrası gelen öğretmenler:" Ahmet Sargın kim?" diye sorar, ben de utana sıkıla, mahcup cevap vermeye çalışırdım. Bazen sınıf arkadaşlarım eliyle gösterirlerdi: " Hocam,Ahmet Sargın bu" diye.
Başarılı Yazarlara, gazetecilere, televizyonculara imrendiğim oldu. Sırasıyla bunlarla olan hasretimi de giderdim,Uzunca bir süre köşe yazarlığı yaptım. Yazı işleri müdürlüğü, muhabirlik, televizyon sunuculuğu, Tv Şiir Programı yapımcılığı gibi bir çok dalda görev alarak hepsinden nasibimi aldım, Rabbime şükür.
Yerel televizyonda " Bozok Şiir Akşamları" programını sunarken şiire olan merakım doğdu. Önce kendi bölgemizden, sonra ülke genelinden yüzlerce şairle, yazarla tanışıp dostluklar edindim, televizyon programlarına onları konuk ettim. Şiir Şölenleriyle dostluğumuz devam etti. Bir çoğu hakkında yazılar kaleme aldım. Eserlerini yorumladım. Şair ve yazarlarla ilgili inceleme ve araştırmalarım, röportajlarım yayımlandı. Hepsi benim için güzel bir anıydı. Hiç birisi için de pişmanlık duygusu taşımadım. Asla onlardan bi diyet talebim de olmadı.
Mektup arkadaşım gibi, yazısına bir yorumla başladığım yazar arkadaşımın ilgisi ve sevgisi öne çıkıverdi. Güçlü kalemini alkışlarken, onu gelecekte ünlü bir yazar olarak görme isteğim beni kendisine yönlendirdi." Sana canım,diyebilir miyim"demiş, ben de " Bi mahsuru yok " demiştim...
Kalemine olan saygım ve hayranlığım beni dostluğa, arkadaşlığa, ahbaplığa götürdü. Birbirimize hakkımız geçti. Benden yana ona olan hakkım kat kat helal olsun. Saygı duyduğumu kalemine hayranlık gösterdiğimi itiraf ediyorum.Yazmanın onda bir tutkuya dönüştüğünü çok iyi biliyorm,bu manada onun adına çok umutluyum. Kaleminin susmaycağına ve güçlü bir yazar olacağına inancım var...
Bir noktada, bu dostluğun sona ereceğini de çok iyi biliyordum. Kendi başına ayakları üzerine durduğunu gördüğüm günü bekliyordum. " Nasıl olsa bana ihtiyacı kalmadığı gün, uzaklara uçup gidecek" diye düşünüyordum... O noktaya geldi mi, derseniz sanırım bir iki adım kalmıştı. "Keşke biraz daha sabır gösterseydi" diyorum.
Ona olan ilgim: kalemine, inancına ve ideallerine olan saygımdı...
Evet haklı, çok arzu etmiş de olsak asla ona kıyamayacağımı, gelecekte üzüleceğimi bilmesi, aile huzurunun bozulmamasına rıza gösteremeyeceğimi tahmin etmesi gerekirdi. Sevginin ötesinde ikimizin de alması gereken tedbirler vardı...
Önce Rabbim, sonra imanım, sonra ideallerim, sonra vicdanım, sonra da emanete olan hürmet duygum sebebiyle sessiz kalmak zorunda oldum. Hep bu duygularla kendimi ve onu frenlemeye çalıştım... Elbette bu çekingenlikte ona duyduğum saygının etkisi vardı.
Adımlarımı bilerek atarken, bunları birlikte görebileceğini düşünüyordum. Bende "Zaman her şeyin ilacıdır" düşüncesi hakimdi. Hem onu koruma, hem kaleminin gelişimine yardımcı olma, hem de yalnızılığını giderme adına işi zamana bırakıyordum, Aklım da, zihnim de, amacım da, asla ve asla yanlışa adım atma duygusu yoktu... Ondan istifade etme gibi bir basitliğe de düşmeyi düşünmedim. Çünkü o, canımdan bi parça oluvermişti.
Sonuç mu?...Sonuç canımı acıttı ne yalan söyleyim. İtiraf ediyorum: sol yanım ağrıyor, yüreğimde acısını derin hissediyorum...Ama doğru olanı yaptığımı düşünüyorum. Kimseden her hangi bir diyet beklentim yok. Çünkü ben kalemimi hiç satmadım, silah olarak da kullanmadım. O basitliğe de düşmedim. Bir tek isteğim vardı: onunla geleceğe dostça yürümek...
Bedel talep etme basitliğine düşmeden, dostluğu düşmanlığa dönüştürmeden, güzellikleri çirkinleştirmeden dostluğumuzun baki kalmasını sağlamak adına bunu arzu ediyorum. Ne yazık ki: Sal yara almıştır, güvensizlik doğmuştur, itimat kaybolmuştur, şu saatten sonra bana düşeni yapmak zorundayım.
Bir tek dileğim var: Asla maddi beklentimin olmadığını, hiç bir zaman ondan faydalanmayı düşünmediğimi, onu korumayı, kollamayı ve iyi bir yazar olarak yetişmesini amaçladığımı bilmesini isterdim.
Peki son davranışımı nasıl izah etmeliyim?...
İşte ondan korkuyorum, yemin olsun ki: onu üzmeme,hayallerini kırmama,mutluluğunu bozmama adına yapılan bir roldü bu...Rolümü çok iyi oynayamamış da olabilirim .Ama amacım onu kırmak da değildi.
Allahıma şükür Mevla bizi yanlışa düşmekten uzak eyledi, hamd ediyorum. Yaptıklarımdan pişman değilim, kendisiyle hayat boyu dost kalmak dileğimdir. Yüzlerce dostlarımın arasın da, o da neden "Bir dost!" olarak var olmaya devam etmesin ki...?
Ahmet SARGIN/ Garip OZAN
YORUMLAR
"..Sonuç mu?...Sonuç canımı acıttı ne yalan söyleyim. İtiraf ediyorum: sol yanım ağrıyor, yüreğimde acısını derin hissediyorum...Ama doğru olanı yaptığımı düşünüyorum. Kimseden her hangi bir diyet beklentim yok. Çünkü ben kalemimi hiç satmadım, silah olarak da kullanmadım. O basitliğe de düşmedim. Bir tek isteğim vardı: onunla geleceğe dostça yürümek... "
DEĞERLİ BAŞKANIM, GÖNÜL DOSTU İNSAN MERHABALAR ;
YUKARI ALDIĞIM BÖLÜM SANIRIM BİR ÇOĞUMUZUN ORTAK PAYDASI..AMA BENİM TAM PAYDAM SANKİ...İNSAN OĞLU NE GARİP DEĞİL Mİ..SENİ TANIYANLAR SENİN NE KADAR BİR DUYGU ADAMI OLDUĞUNU NE KADAR SEVECEN BİR İNSAN SEVİLMESİ GEREKEN BİR YÜREK, GÜVENİLMESİ GEREKEN BİR DOST OLDUĞUNU BİLİR..BİLMEYEN ,BİLEMEYENLER UTANSIN , ÜZÜLSÜN..ÇÜNKÜ SEN ÜZÜLECEK BİRİ DEĞİLSİN..SENİ ÜZENLER KAHROLSUN......
SELAM VE SAYGIMLA
sargın gardaşım.....yaşamımda beni ben eden...görmüşlüğümde materyalim....insandı her karekterden kişilerle çalıştım....dünya kurulduğundan beri insanoğlu her daim şaşırtmıştır. ve şaşırtmıyada devam ediyor.... yaşadıkça her alanı süpriz olan vakalarda iyiler hep yara alıyor. bire bir tanıdığım sen......birine istesende kötülük yapamazsın....kötülüğü yapacak bünyen yok beceremezsin....zaman her müşkülün ilacıdır.... zor olan bu günlerde geçecek ama:
"dal rüzgarı affederde bir defa kırılmıştır" kaybeden odur sen değilsin....gülmenin en çok yakıştığı kişi sensin....zaman diyorum zaman.....saygılar sevgiler