- 4087 Okunma
- 24 Yorum
- 0 Beğeni
Açelya ELMAS ile beş çayı...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Teşhisim konulduğunda ilk aklıma gelen isimlerdendi Açelya ELMAS. Diziyi çekmeye devam ettiğine göre kemoterapi alırken, demek ki ayakta durabileceğim diye mutlu olmuştum. Ve o günden itibaren bir gün O’nunla sohbet etmenin tadına doyum olmaz diye düşündüm. İşyerimde misafir ettiğim ve mütevazılığıyla herkesin beğenisini kazanan bu güzelliğe ne desem az. İsmiyle müsemma; bol çiçek açan. Sıcacık gülüşü, dik duruşu ve umutla bakan o güzel gözlerine bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.
*Sevgili Açelya kendinden biraz bahseder misin, oyunculuğa nasıl başladın?
Nasıl başladım?
Hep derler ya çocukluğumdan beri olan bir şeydi içimde, gerçektende öyle içinde olunca insanın, “Fame” diye bir dizi vardı, konservatuvar hayatını anlatırdı, dans şarkı müzik izlerken o diziyi evin içinde açık bir alanımız vardı, ordan oraya uçardım, çocukken ayna önünde kendi kendime senaryolar yazardım oynardım, bir ağlar bir gülerdim, ailem korkardı bu çocuk ruh hastası olacak diye… Ve sonra oyuncu oldum, ailemizde modacı var annem ressam, babam reklamcı ve matbaacı, teyzem tekstilci olduğundan beni sürekli tasarım ve çizime yönlendirirdi. Uzun süre kurslara gittim teyzemde moda üzerine okumamı isterdi onun bölümünde.Grafik sınavlarına giderken, opera bölümünün sınavına girdim ve kimseye söyleyemedim şan üzerine sınavlara gidiğimi kimse bilmiyordu…Herkes beni grafik sınavına giriyorum sanıyordu ama ben şan bölümünü kazandım ve bir dizi sınavlara girdim. Bizim okula girmek için dört beş sınava arka arkaya giriyorsunuz. Ailem heyecanla sonuçları bekliyordu ve gittiğim kursun duyuru tablosuna kazananların bölümleri yayınlanmıştı, benim şan bölümünü kazandığımı gören herkes şok oldu… Herkesi kandırıp konsevatuvarlı olmuştum, ailem o andan itibaren destekçim oldu.Öylelikle başladım ama okulum 6 seneydi ama ben 4. Senesinde eğitimle beraber iş hayatına da başladım…
*İlk projen neydi?
İlk projem “Şehrazat Müzikali” idi ve çeşitli filmfestivallerinde aktif görev aldım ve Türkiyedeki ilk opera klibini Dolmabahçe sarayında ben çektim. İlk dizim ”Zeynep” adında bir diziydi, sonrasında “Deliyürek”, “Evyah Babam” ,” Nisan Yağmuru” , “Kurşun Yarası” ” Lale Devri” gibi dizilerde rol aldım. Dizi sektörü hemen hemen 1998 yılında oldukça hareketliydi. Ve bende o yıllardan beri severek dizi projelerimi yürütttüm, hastalıklara rağmen.
*Peki kanserle nasıl tanıştın? Neler hissettin?
Kanserle 2003 yılında tanıştık Kurşun Yarası dizisinde iken. Hoçkin Lenfoma’ydı adı; Lenf Kanseri, hoş bir tanışma olmadı elbette.
*Sürekli kontrollere gidiyor muydun? Yoksa bir tesadüf eseri rahatsızlığından dolayı mı tetkikler yaptırdın veya düzenli tetkikler yaptırsaydın bu derece kayıplara uğramayabilir miydin?
Hiç kontrole giden biri değilim.Ve tüm bilgi toplantılarında” ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR” denilmesine katılıyorum. Çok önemli çünkü ve herkesin bunu anlaması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca toplum olarak doktor seven bir millet değiliz, biz hep son çare olarak doktora gidiyoruz biliyorsunuz.
Ben çok hiper aktif bir tiptim, halada öyleyim aslında. Hep bir uyku halim başladı, sette devasa sofralar kurulur sette ama ben tabakları itip masada uyurdum, yemeğim gelir beni uyandırırlardı, set sırasında sıcak bir yer bulduğumda kıvrılır yatardım. En son bayılmalar da başlayınca yapımcım Şükrü AVŞAR “Açelya gel seni bir doktora götürelim” dedi. Öksürüyorum, terliyorum bir anda kendimi kötü hissetmeye başladım ve o dönemlerde Cunda adasında “ Kurşun Yarası” nı çekiyorduk dağlarda, yaylalarda, sabah erken başlıyorduk çekimlere ve üzerimizde ipekler, ayağımızda çarıklar var diye basit bir üşütme olarak düşündüysem de yok dediler bu durum normal değil deyip İstanbula gelip özel bir hastanede bir dizi tetkiler yaptırdım ve aileme; “Açelya iyi durumda değil, durumu kötü, kurtaramayabiliriz, hazırlı olun, henüz ona söylemeyelim son sözü biyopsiden sonra doktoru söylesin” demişler.
İlk etapta bana söylenmedi, sete geri döndüm meğer ailem ve yapımcım, set arkadaşlarım herşeyi biliyormuş, moraller bozuk, ağlayanlar üzülenler bir garip hissettim. Herkes kanser olduğumu biliyor ve kimse bir şey belli etmemeye çalışıyor. Bir durgunluk bir sessizlik. Bir hafta sonra doktorumla görüşmemizde doktorum değişik bir tedaviye başlayacağımızı söyledi ve kanser olduğumu öğrendim.en çok tedavinin saçlarımı dökeceğini ve beni güçsüzleştireceğini öğrendiğimde tutamadım kendimi ve bir anda kalktım gittim 15 dakika kayboldum ortadan hüngür hüngür ağladım ağladım ve sonra doktorumun yanına gittim tekrar, hiçbirşey olmamış gibi “ evet şimdi ne yapacağımızı anlatın, sonra ben napıcamı anlatıcam dedim ve dimdik durmaya çalıştım.
*Dolayısıyla rutin kontrollerle değil, belirtiler ve bir rahatsızlık sonucu gitmiştin doktora, burada unutulmaması gereken insanlar bu raddeye gelmeden rutin kontrollere gitmeliler değil mi Açleya?
Evet ama insanlar doktorları ve hastaneleri çok sevmiyorlar. Ama babamın ve teyzemin benden sonra yapılan tetkiklerle kanser hastalığı olduğu anlaşıldı. Yapılan incelemelerde de ırsi olmadığı ve strese karşı vücut direncimin çökmesiyle, çalışma şartlarımın uyku düzenimi altüst etmesi ve içe atmalarlan oluşan bir yıklışmış aslında kanser hastalığı. 2 evrenin b’sinde yakalandı benim vücudumda. Adı itici bu hastalığın. Ölümcül bir hastalık oluşu ürpetmişti beni. Fakat en çok beni medyadaki lanse edilişi beni üzmüştü. “Kansere yenik düştü veya Ölümcül hastalık; kansere yakalandı “ gibi dramatize edilmesi beni oldukça olumsuz etkilemişti. Hernüz yenilmediğim bir düşmana, yenilmişim gibi hissetmekten zor kurtulmuştum.
*Bu sevimsiz durumla beraber benim bazı güzelliklerim oluştu hayatımda, ebru sanatına, profesyonel fotoğraf çekmeye ve birşeyler yazmaya başladım, sen neler kazandın, neler kaybettin Açelya?
Bazen doğuştan olur ya birşeyler. Sanatçı bir ailenin içinde büyüdüm, hep birşeyler çiziyor, yazıyordum. Hayatımın her alanında hep sanat vardı. Şarkı sözlerim var hatta “Ihlamurlar Altında” ’nın ‘Günahkarsın’ adlı şarkısı benimdir cd’nin 2. Şarkısı dinlersin hatta ağlarsın eminim Seçilciğim. “Gece Sesleri” ‘nin sözleri de bana ait. Hatta ben seslendirmiştim yazdıklarımı. Hep yazan çizen bir insandım, duygu yoğunluğumla bu şekilde başa çıkabildim.
Her zaman hayatta olduğum için şükür duyan bir insanım, sabah kalktığımda gülümseyen her zaman mutluluğu seçmiş bir insanım, ama demek ki içerde çok büyük patlamalar yaşamışım anladım ki. Belki zamanında öfkemi dışarı kusamadığım için diyorum kendi kendime ve içerde büyük yaralar açmışım demek ki. Şimdi daha dışarıya atmayı , çevremde en sevdiğim dahi olsa bana olumsuzluklar anlatan kişileri kendimden uzaklaştırmayı seçtim. Arayıp şu hastaymış, bu kansermiş dediğinde biri uzak kalmak istiyorum. Çünkü herkesin kötü bir hikayesi var hayatta ! Ama ben artık bu durumlardan kendimi uzak tutmaya karar verdim, çünkü ailemizde kendi acılarımızın yanında yabancıların derdi derdimizdir ve hep üzülürüz. Çünkü hastalık hastalığı getiriyor, üzüntü üzüntüyü getiriyor. Negatif durumlardan uzaklaştığınızda rahat bir nefes alıyorsunuz sanki .Hayat en sağlam tutmak istediğiniz yerden yıkıyor kalelerinizi…
*Kanser hastalığı için umut olsan, nasıl bir bir umut olmak isterdin Açelya?
Seçil’ciğim varlığım bir umut diye düşünüyorum. İnsanlar beni izlediği için dik duruşumla onlara umut kaynağı olduğumu düşünüyorum. 4 kez kanser teşhisiyle tedavi gördüm ve 2 kere ilik nakli oldum. Oldukça ağır bir tedaviydi 2 sene boyunca hiç yürüyemedim ama sonra kalktım kick-box yaptım. Kendimi kapatmadım karanlık odalara, hep ortada olmaya gayret ettim, geçtiğim yollardan haberdar ettim insanlar, e-postamdan gelen dualarla ayakta durdum. Moral herşey bu tedavide, en yardımcı unsur bence. Ve herkese izlediğim yolu anlattım. Tecrübelerimi mümkün mertebe paylaşmaya çalıştım. Sosyal medya aracılığıyla kendimden hep haberdar ettim sevenlerimi.
*Kanser hastalarına en önemli tavsiyelerin nedir Açelya?
Moral
Moral
Moral
Önce Allah’a inanmak, sonra kendine inanmak, herşekilde galip geleceğine inanmak. Ve yaşadığı hayattan uzaklaşmamak, eğer kendini dört duvar arasına kapatırsa kanserle mücadele eden insan umutsuzluk üzerine sıcacık bir battaniye gibi ısıtacaktır onu ve karda uyuyacaktır. Ama bilmeyecektir karda uyumak yavaş yavaş öldürür. Geçmişte kalacağını bilmek gerekir kötü yaşanmışlıkların. Bu hastalık geçmişte kalıyor bizimle gelmiyor. Mühim olan bu süreci en güzel nasıl atlatabiliriz onu bulmak aslında, spor yaparak mı, sevdiklerimizle doyasıya eğlenceli vakitler geçirerek mi, kendimize birşeyler katarak mı? Ben o dönemleri hep gülerek geçirdim ve eminim kanser hücreleri oksijeni sevmediği gibi gülümsemeyi de sevmiyor. Doktorum hep der: Bir hastam bana gülümseyerek geliyorsa kan değerlerinden şüphe etmem, kesin yüksektir der.
Çünkü moral ve pozitif enerji her zaman tamir eder ağrıyan yanlarımızı, bünyemizi etkiler unutmayın…
Senin bir sözünü unutamadım Seçil:
Mutsuz olma lüksü yoktur bazı yüreklerin !
Sağlıcakla kalalım...
Fotoğraf: Seçil Nimet
Kolaj: ANSIZIN
.
12.12.12 gibi özel bir tarihte anımsayacağım bir mutluluğum oldu !
İlk söyleşimi, güne layık görenlere, okuyanlara ve yorumlayanlara teşekkürler...
Sevgimle...
YORUMLAR
(( Seçil Nimet ))
İyileşsin ilk iş onunla da yapacağım bir söyleşi... :)
Hoşgeldin...
Önce geciktiğim için özür. Hiç rastlamamışım nasılsa...
Ve o çağın illeti 'kanser' ...
ve yazıyı okuduğumda öğrenmiş oldum çok beğendiğim hatta çok güzel bulduğum Açelya elmas'ında
kanser hastası olduğunu. üzülerek elbette.
Ama bence tüm hastalıklara pozitif bakmalı . Kolay mıdır değildir ama insan eğer içini bir ayna gibi
yüzeyi düz pırıl pırıl tertemiz tutarsa başarabilir bunu...
Kadife bir yürekten çıktığı oldukça âşikar bir söz var;
''Mutsuz olma lüksü yoktur bazı yüreklerin ! ''
hayat sadece sağlıklı Seçil'mişlerin değil sevenlerince sevildikçe sivrilen sağlık bulan bir yaşam kutusu dedim bende.
en büyük ilaç yaşama olan tutku ve inançtır...
tebrik ve teşekkürlerimle
(( Seçil Nimet ))
Geç kalmışlığın bile güzel be Serhat.
Teşekkürler beğenine...
(( Seçil Nimet ))
Sen nasıl tatlısın pekiiiiiiiiiiii! :)
Güzel bir söyleşi olmuş sevgili Seçil, son derece anlamlı ve faydalı olacağını düşünüyorum.Rabbim sağlık,esenlik versin herkese.Moralleri yüksek tutmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha öğrendik...Yüreğine,emeğine sağlık,kırmızı kurdelanı almışsın da zaten,yakışmış gerçekten...
(( Seçil Nimet ))
Yok yok ilk sinema filmimin piarını yap !
Delisin sen...
Orhan'da deli...
bona_dea
Deliyim, delisin, deli :)
Davidoff
(Dizi film çektireceğim:)
(( Seçil Nimet ))
HArikasınız yaaaa!
Seviyom ben siziiiii... :)
(( Seçil Nimet ))
Yegane isteğim bu konuda, öncelikle hemcinslerimi bilgilendirmekti. Bir anne, abla,i teyze, hala veya eş olarak onlar zaten yeteri kadar sevdiklerine gereken özeni gösterecekleri için...
Bu düşünceye beni iten ise, Edebiyat Defteri'me üye olup daha geniş kitlelere ve özellikle okumayı yazmayı her manada seven insanlara rahatça ulaşabileceğimi bilmekti.
Bir kez daha teşekkürler...
Sevgimle...
Sağlıcakla kalalım... :)
Özellikle en sona ayırdım bu yazıyı. Geceyi kapatmadan bunu okuyup öyle yatacak gün nasıl geçerse geçsin mutlu olacaktım. 3 kez ölümü teğet geçen biri olarak ki bunlar doktorların saydığı benim değil benimkiler daha fazla.
Her sabah ayrı keyif alıyorum artık doğan güne başlamaktan ki bunun için hayatımda büyük değişikliklere yol açan can taneme çok teşekkür etmek isterim bu vesileyle de
yaşamak
inadına
herşeye rağmen yaşamak
sevgiyle
güzelliklerle kalın ikiniz de
(( Seçil Nimet ))
Yazdıklarınızı okuduğumda hayatınızda büyük bir acı yaşadığınızı anlamak güç değil !
Fazla derinlerden yırtılıp koparak geliyor satırlar...
Mevlam tüm hastalara şifa versin...
dermansız dert vermesin yeter ki !
Sevgimle...
Sağlıcakla kalalım...
(( Seçil Nimet ))
Küpene iyi bak Zümra...
Teşekkürler... :)
Moral
Moral
Moral...
Bir güne günaydınla başladığınız zaman, o gün bize günaydın diyecektir.
Ve SEÇİL'in her güne günaydınla başlaması...
Korkuyorum; bir gün çimenlerin arasında, papatya bırakmayacak. Her gün bir kaç tane toplayıp, saçlarına taç yapacak birisini bulacaktır.
Seni o yüzden herkes tanısın isterim, geminin güvertesinden bakan yavru kuşun annesi SNKY.
Sevgiyle.
(( Seçil Nimet ))
Bir yandan da papatya tohumlarını serpmek lazım her gülüşte doğaya...
Biliyor musun o gülüş sende !
Bir gülüyorsun, papatyalar serpiliyor toprağa...
Sevgimle Gül'üm...
Sağlıcakla...
Davidoff
Pen peyi de severim bilirsin. Teşekkür ederim Seçilim.
(( Seçil Nimet ))
sana pembe de gülmek de pek yakışıyor şekerrimmmm.... :)
Çok özel ve çok güzel bir söyleyişi olmuş tebrik ederim..
Rabbim tüm hastalara hayırlı şifalar versin..
Kendinize dikkat edin..
(( Seçil Nimet ))
Teşekkürler, Şifa Yaradan'dan...
Sağlıcakla kalalım...
canım beni çok güzel bir paylaşım..
yürekten kutluyorum..
adaşım benim güzel bir çalışmaya imza atmıssın..
seninle gurur duyuyorum..
(( Seçil Nimet ))
Bu özel tarihte defterimin bana bir armağanı oldu adaşım...
Mutluyum ve hep mutlu olalım...
Sağlıcakla güzelliğim... :)
(( Seçil Nimet ))
Canım sağlıcakla kalalım inşaallah... :)
soulmate
çok şey yazmak isterdim yoruma inan..
hüznümü anladın belki
ya da gözyaşımı..
okuyup sessizce ağladım ve çıktım..
sevgimle çok
o güzel yüreğin elem keder görmesin..
Amaçsız gelmiyoruz hayata ve tesadüfü değiliz rollerimizde. Belli bir repliğimiz yok, doğaçlama oynuyoruz ve ne çok öğrendiysek, o kadar başarıyoruz. Yaşadığımız her şey sebepli, tesadüf yok. Küçük küçük sınavlardan geçiyoruz yaşadıkça... Asıl imtihan bu hayatta. Ve Seçil'im, rolün belli, sen yaşadıklarınla ışık olmalıydın, pırıl pırıl parlıyorsun. Sen ışığı içinde taşıyorsun. Elinde ışık olanlarla birlikte, karanlıktakileri aydınlatıyorsun. Seçil/mişsin...
Öyle aydınlık bir yazı ile oturmuşsun ki bu köşeye, yazana, konu olana, ve bu önemli konuyu gözler önüne seren kurula teşekkür ederim. Mürekkebin kurumasın.
Sevgimle, hem de çok.
(( Seçil Nimet ))
Kendimi öyle iyi hissettim ki yorumunu okurken...
Bu güzellikleri şımarıklık olarak değil de, hayata eğlenceli bir bakış açısı olarak görmesi gereken insanlar geldi aklıma...
Ne garip, hastalığımdan dolayı gülmüyorum, bu yüzden eğlenmiyorum hayatla, ben zaten böyleydim ve hatta bu biraz sönmüş halidir yıldızlarımın...
Öyle güzel ki yaşamak, öyle güzel ki sevmek...
Teşekkür ederim Zeynep...
Sevgimle çok çok çok ...
Sağlıcakla kalalım... :)
Hep mutlu ol
hep umutlu ol
hep sağlıklı ol inşallah
2012 bu uğuruyla devam etsin, 2013' ler ve daha daha sonralarını da göresin ailenle birlikte, sevenlerin ve sevdiklerinle canım.
Harika bir söyleşi olmuş. Sevgili Açelya da çalışmana çok güzel destek vermiş önemsemiş, aldığın cevaplardan ve çekindiğiniz fotoğraftan çok güzel yansıyor.
Sen de çok güzel ve etkili bir şekilde kaleme almışsın.
Sen hissettiğin ve yaşamayı istediğin tüm güzellikleri hak edensin.
Çok çok tebrikler ve sevgilerimle canım.
(( Seçil Nimet ))
Nebiha aslında edebi değeri olmayan bu söyleşinin birilerinin hayatına katacağı çok şey olacağına inanıyorum...
Güzel dileklerin seni de bulsun!
Sevgimle...
"Teşhisim konulduğunda ilk aklıma gelen isimlerdendi Açelya ELMAS. Diziyi çekmeye devam ettiğine göre kemoterapi alırken, demek ki ayakta durabileceğim diye mutlu olmuştum. "
Bu iki cümleyi ilk okuduğumda ruhen (abartısız) sarsıldım.. yanlış mı anladım diye iki kez daha okudum...
Çok geçmiş olsun Seçil Hanım..İkinize de acil şifalar diliyorum
Geçeceğine olan inancım sonsuz zira yaratılış olarak ne kadar güçlü, pozitif bir insan olduğunuzun farkındayım.
saygılar sevgiler.
İlyada odyssiea(N.D) tarafından 12/12/2012 4:36:34 PM zamanında düzenlenmiştir.
(( Seçil Nimet ))
bana bu rahatsızlığı kondurmamanız son derece mutluluk verici...
teşekkürler...
Sağlıcakla kalalım... :)
Bireysel tecrübe ve farkındalığın sosyal sorumluluğa evrildiğinin ipuçlarını veren ve bu hususla ilgili mücadele sürecini farklı bir şekilde anlatan pek kıymetli bir yazı.. -ki daha önce de benzer güzel bir bilinçlendirme yazısı okumuştuk değerli kaleminizden- gönülden desteği ne çok hakediyor...
Bereketlenen gayretlerinizin sizi daha da güçlendirip, daha mutlu hissettirdiğini okumak bizleri de çok sevindiriyor.."Mutsuz olma lüksü yoktur bazı yüreklerin ! " bu unutulması güç cümlenin azim ve sorumluluk bilincine de yolluyorum; teşekkür ve gönülden selamlarımı.
(( Seçil Nimet ))
Sizin bu anlayışlı ve güçlendirirci yorumlarınız seviyorum...
Teşekkürler...
Sağlıcakla kalalım :)
Mutsuz olma lüksü yoktur bazı yüreklerin!
Demişsin ya, sen hep mutlu ol kardeşim.
Umutla ve inançla içinizden kovduğunuz bu düşman birdaha uğrayamasın her ikinizin de yanına yöresine ve tabi tüm insanlardan uzak olsun.
Güzel bir söyleşiydi, kutlarım.
Selam ve sevgimle.
(( Seçil Nimet ))
Hep hep sağlıcakla kalalım Mustafa abi, teşekkürler... :)
Hayata dair ve bir o kadarda önemli mesajlarla dolu güzel bir sohbetti.
Tüm insanları uyarmak adına yaptığınız bu hassas çalışmların tümünü gönülden taktir ediyorum.
Başta ikinize geçmiş olsun derken şu an halen bu savaşı veren tüm hastalara Allah'tan acil şifalar diliyorum.
Duyarlı yüreğinizi, bu anlamlı sohbet yazınızı kutlar.Her zaman ve daima yaptığınız bu insani çalışmaların hepsinde size kolaylıklar ve başarılar dilerim...
Her dem en güzel güneşli günler üstünüzden eksik olmasın...
İyi ki vasınız...
sonsuz saygı ve selamlarımla....
(( Seçil Nimet ))
Tek istediğim daha çok insana ulaşmak ve onları hemen genel bir tetkike yöneltmek sevgili Murat...
Beni anladığını biliyorum...
Sevgiler...
:-( paylaşım için teşekkürler,Allah şifalar ihsan etsin,sohbet hüzün içeriyor ama aynı zamanda hayat dersi veriyor,yazınız tebrikleri hak ediyor,güne çok yakışmış iyi ki okudum tekrar tebrikler Allah Yar ve Yardımcınız olsun dilerim...
(( Seçil Nimet ))
Teşekkürler,
sağlıcakla kalalım... :)
Dikkatle ve ilgiyle okudum Seçil. Açelya Hanımı ben de severek izlerim. Öncelikle ikinize de geçmiş olsun, Allah bir daha yaşatmasın o günleri.
Yazınla bir kere daha doktor kontrollerinin, sağlıklı hissettiğimiz zamanlarda da gerekli tetkikleri yaptırmamızın ne denli önemli olduğunu gördüm. Hem hoş, hem bilgilendirici bir sohbetti, paylaştığın için kendi adıma teşekkürler.
Kimse "bana olmaz" demesin. Allah hepimizi bu illetten korusun.
Sana da tekrar geçmiş olsun.
Sevgiler.
(( Seçil Nimet ))
Söyleşim amacına ulaştıysa ne mutlu...
Teşekkürler, sağlıcakla kalalım...
birbirinin dilinden konuşan insanlar,ne güzel anlıyorlar hislerini.
çok güzel ve ders niteliğinde bir sohbet olmuş.
her ikiniz içinde gelmiş geçmiş olsun canım benim.
sevgimle..
(( Seçil Nimet ))
Hayat sen bize neler öğrettin neler?
Canım sağol, beğendiysen ne mutlu... :)
(( Seçil Nimet ))
evet en değerli hazinemiz ama maalesef kaybedince anladığımız !
Sağlıcakla kalalım... :)
sen bu işi atlatmışsın......büyük geçmiş olsun...keşke bu yazıyı herkes okusa.... bana düşeni aldım...usta....sağol varol...saygılarımla
(( Seçil Nimet ))
Tacettin bey, söyleşiyi yaparken tek isteğim daha fazla kimlere ulaştırabilirimdi !
Edebiyat Defterim bu konuda en büyük destekçim benim...
Teşekkürler, sağlıcakla kalalım... :)
Canım acil şifalar diliyorum. Ben Allah'ımın izni ile tamamen alt edeceğinize inanıyorum. Her ikinize ve tüm hastalara acil şifalar diliyorum.
Ve biliyorum ki Seçil bütün bunları atlattıktan sonra hayatını kaleme alacak.
Sağlıcakla kalın dost.
(( Seçil Nimet ))
Yorumunuza teşekkürler...
Sağlıcakla kalalım...