- 505 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Hadis ve Bir Yorum.
BİR HADİS
Sizden biriniz mal ve yaradılış yönünden kendisinden üstün birini görürse hemen ardından kendinden aşağı durumda bulunan kimselere baksın.”
(Buhârî, ’Rikak’,36)
VE BİR YORUM
Nimete mazhariyette insan kendisinden üstüne baktığında,
içinde ki hasret, hasede, haset itiraza dönüşür.
İtiraz istiğfar ile iptal edilmez ise isyana,
isyan tövbe ile terk edilmezse inkar kapısını zorlar.
Musibetzede kendisinden daha ağır şartlarda imtihan olana kimseye bakıp sabrederse, içinde bulunduğu musibet sabır ile ağırlığını kaybeder hafifleyerek dünya adına rahatlık, daha fazlası ile imtihan edilmediğinden dolayı ise şükür ile dünya adına sıkıntısını çekmekte olduğu musibeti ibadete dönüştürme imkanına kavuşup İKİ ZARARDAN KURTULUR.
İster dünya saadeti, ister ahiret selameti veya her iki dünyanın saadet ve selametini isteyen Allah’ın kitabına, Peygamberinin sünnetine sarılmalı, emir ve tavsiyelerine uymalı ve iki dünyasını da saadet ile donatmalı.
Mülk Allah’ındır.
Herkes mülkünde istediği gibi tasarruf etme yetkisine sahip olduğu gibi
Allah’ta mülkünde istediği gibi tasarruf eder ve etme hakkına sahiptir.
İnsanlar beden olarak Allah’ın mülkü,
ruh olarak Allah’ın memlüküdür. (kuludur.)
Allah mülkünde istediği gibi tasarruf edebileceği gibi
Memlükü ilede istediği şekilde muamele edebilir.
Bu O’nun malikiyet ve Uluhiyet hakkıdır.
İtiraz cehaletinden,
İsyanın garabetinden,
İnkar dalaletinden kurtulmak ve
iki dünyanın saadetine nail olmak isteyen kişi;
Nimet ve imkanda kendisinden aşağıya,
dert ve musibette kendisinden yukarıya bakmalı.
Gönlünü şenlendirip yaşamını kolaylaştıran nimeti verene ŞÜKRETMELİ.
Canını sıkan şartlarını zorlaştıran dert ve musibet karşısında sebep ve hikmetini düşünüp SABRETMELİ.
Evet nimete şükreden,
dünyada lezzetini, ukbada ücretini,
Musibete sabreden,
dünyada nasihatini, ahirette mükafatını bulur.
Nimete şükür şakiri iki nimete mazhar edeceği gibi.
Musibete sabır ise sabredeni dünya ve ahiret zararından kurtarır.
Rabbimizin nimet verdiğinde şükreden,
musibet verdiğinde sabredebilen bahtiyar kullarından eylemesi dilek ve temennilerimle.
Nimeti de musibeti de kazanca dönüştürmenin yolunu bulmuş olan tasavvuf büyüğümüz Yunus EMRE
“Gelse celalinden cefa,
Yahut cemalinden vefa,
İkisi de cana safa:
Kahrın da hoş, lutfun da hoş.
NARINDA HOŞ NURUNDA HOŞ”
Diyerek bizlere hayat yolunda SAADET’İ DAREYNİ kazanmanın en kestirme yolunu işaret etmiştir.
Rabbim mekanlarını cennet, makamlarını ali kılsın.
Bizlere de gaflet ve cehaletten korunup bu büyüklerimizin yolundan gitme akıl ve basireti ihsan buyursun.
AMİN.
Necdet EREM
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.