BENSİZLİĞİN AYAZ GECELERİNDE ÜŞÜME DİYE
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Gözlerindeki ay ışığı aydınlatırdı kalbimi bir zamanlar ve yalnızlığımı bulup çıkarırdı karanlıkları yararak, beni ağlar bulurdun cenin vaziyetinde ve acılarımı görürdün bedenime yapışmış, bir sevdiğim dokundu mu kanayan… Artık isyan cümlelerini gördükçe nedensizce ağlama histerisine kapılıyorum birden bire ve yerli yersiz yağıyorum istemeden… Tükenmenin eşiğine gelen bir insan üzülmesi gerekirken bakarsan bana yalnızlığın koynunda utanmasan düğün dernek kuracağım sonum geldi diye. Biliyorum ki sonuma gülecek çok insan ve ardımdan oynayacak ve bu âlemde üzerime atsalar da gözlerini beni çatlatamayan ruhlar kendilerini sevinç müziğine verip kendilerinden geçecekler… Sevinin gayri, sevinin şimdiden ben babam öldüğünde öldüm zaten. Beni seven tüm öykümsü kadınlarım, hıncınızı yaşasam alacak bir beden bulurdunuz karşınızda ama şimdi ruhumu bile hayat sahnenizden aldım ki zaten sizi çok yormamak, üzmemek adına yaptım bu inceliği… Ben istenmeyen tek ince ruhlu adamdım belkide gölgede...
Beyaz sayfaları ağlama duvarına çevirmiş bir ruhum şimdi, huzura durdukça ellerim bağlı başım önüme eğik ve secdeye gitmeden yağabiliyorum artık. Oysa ben avuçlarına aşkın kor ateşini bıraktım ki benim ruhumun olmadığı bu dünyada kış gelip dayanınca kapına bensizliğin ayaz gecelerinde üşüme diye… Sevdanın sesinde üşüyorum şimdi anlamsızca ve titremelerimi geçiremez hiçbir ateş. Cehennemden korkan insanlara bazen bakıyorum da, o sadece ateşlerin yükseldiği bir yer mi sanırsınız, yanmak ille de ateşe sokmakla mı olur elini, kimi insanlar bir kere ölür mesela, kimileri de Üstad Necip Fazıl gibi çilesini içtikçe bu hayatın bin kere ölür her ölüşünde sevdayla yanar için için ve şimdi gelin görün ey sevdiklerim yüreğim cehenneme döndü, yüreğim savaş alanı, kalbim sensizlikte tekliyor. Ruhum sesinde üşüyor. Oysa ben hala içimden söylüyorum sana söylediğim o hitap cümlelerini. Sevmek aslında en büyük cehennem değil mi?
Sana demiştim hani soğuk odamda yalnızlığımı sen gelince kovduğumda, hayalini kırmızılarla sırf ben seviyorum diye giydirmiştin ve bana bir kadın tadında gelmiştin gözlerinde şehvetin yükünü taşıyıp, o zaman söylemiştim kaç defa “Şairler lanetlenmiştir bu dünyada ve hiç birinin hayatında mutluluk şiirleri arama, cefaları romanlara sığmaz. O yüzden geleceğin varsa bile gelme bana” demiştim. Gökyüzündeki yıldızları senin gözlerinde yaş görmemek için bunu söylemelerini teker teker tembihlemiştim. Oysa sen tüm bu sözlerimi seni sevmediğimi düşünerek, bir neşter yarası gibi yaralayıp ruhumu beni öldürmüştün sevgili.
Tek tesellimsin artık içimde, seni ilahi bir aşkın elbisesini giydirip, içimden severken ve her gün defalarca sana teslim olurken ve kimsesiz mekânlarda sessizce ağlarken o bana koşan gelen ruhani alınca emaneti benden, seni ne çok sevdiğimi anlayacaksın belki de. Yıllarca yüreğimin kanayan yanları muhralaşsın diye uğraştım ve şimdi sevdanın sesine bürünen kışında üşürken teker teker yoluyorum tırnaklarımla o muhraları kanatıyorum ki bir an önce bitsin bu ızdırap ve sizler benim yokluğumda sonsuza dek kahkahalar savurun istediğiniz buysa bir gözümden diğerini sakındığım aşklarım… Mutlu olmanızı istemeyen bir ben taşıyorsam içimde namerdim. İnsanlar birbirine karşı oynuyor, sesinde üşürken bile o maske takan insanların hatır soruşlarındaki samimiyetsiz, menfaatperest yaklaşımlarına rağmen sesindeki kış aslında bana yaz gelir.
Ellerim sen kokuyor, etrafımdaki tüm kadınlar sen kokuyor, ayrılıklar kahretsin ki sen kokuyor ama bir tek vuslatlar senleşmiyor nedense… Suratına tüküresim geliyor hayatın yüzüne ve yazılarımda aslında içimi boşalttığımı ve söylenen tüm kötü sözlerin aşka dair isyan cümlelerinin keskinliğini senin o ipeksi tenine vurduğumu düşündün, oysa her küfrümde bir sevda gizliydi, her isyanımda bir aşk yaşıyordu ve bozuk para gibi harcanan sevda sözcüklerinde aşk belki de can çekişiyordu bana göre ama görmek zor olduğu için ve bir şairin ruhu zor olduğundan, aslında hayalinin gözlerine yaşlar ekmemek için; okuma onun ruhunu dedim, sen asi bir kızdın söz dinlemedin.
Hayalin gelmedi kaç gündür, düşlerimde kollarıma aldım seni titremedin, sımsıcak sarıldım sana yüzünü yüzüme ters çevirdin, saçlarından öpecektim ellerinle hapsettin öpüşlerimin cehennemden sıcak ateşlerini… Anladım, ben sonu beklerken son bulmuşum senin ruhunda ve her şeye rağmen yaşamak en zor olanı olsa da ilahi bir aşka büründürüp seni, sana teslim olacağım kendi içimde ama bunu sen asla bilmeyeceksin. Dışarıda kardan üşüyen insanlara kahkahalarla gülüyorum, üşüyorum dediklerinde… Onlar üşümek görmemiş.
BAKİ EVKARALI
"Nefesini tutmuş, aşkı beklerken,
Yari barındıran her acı kutsaldır,
En akıllısı ise, böylesine severken,
Yarla bir olup acıları kovmaktır."
BAKİ EVKARALI
YORUMLAR
Ne ince bir yürek, tam bir şaire yakışır tarzda, zaten öğle olmasa idi o naif sözcükler gelirmi idi kaleme ?
Sevmek biraz da ızdırap çekmek galiba. Tümceler ne güzel şekil almış. Azarlarken bile incitmiyor.
Siz yanıyorken o da üşüsün azizim.
Hayır dediniz duydum. Hüküm sizin benim haddim değil karışmak.
Kutluyorum, çok beğendim. Seçkiyi virgülüne kadar hakketmiş.
Saygimla.