- 1156 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kunduracı Kadın ile Kutup Ayısının Aşkı
Bir adam var.
İhtiyaçları çok sıradan. Mahrem yerlerini örten bir bez , yüzünün şeytanını alan bir de su.
Beynine giden oksijen bol miktarda var. Fazla oksijeni hidrojen almış ve şeytan ile şakalaşmış. Bu adamın bir adı olsun.
Mesela Adem.
Hava ihtiyacının yanında bir de Havva. Hava etkenine bir ’v’ harfi ile aşk dahil oldu. Ademin sevgisi olmasaydı, bugün biz olmazdık. Havamız alırdık.
Ne kadar adam varsa, o kadar havadan sebepler var.
Birde o kadar adamla uğraşan, şeytana pabucu ters giydiren ’kunduracı kadınlar’ var.
Bir gemi var.
Kaptanı bir adam olsun. İhtiyaçları çok sıradan. Gemiyi hareket ettiren bir bez, ve yönünü veren bir de rüzgar.
Kıyıya gidecek kadar su bol miktarda var. Fazla suyu ne yaptık? Buz ettik kutuplarda. Üstüne bir de habitat yapmışız. Kutup ayıları falan. Birileri olsun ki hikayede ana karakter olsun.
Kutup ayısının adı da ’sıradan bir adam’ olsun. ( Adem değil).
Adam görünümlü kutup ayısının bir ayakkabıya ihtiyacı olsun. Nereden alacak ? Tabi ki ’kunduruca kadın’lardan alacak. Gitmiş dükkana.
Dükkanın adresi : Çöl.
Çöldeki kutup ayısı; ayakkabıcıya girerken, kapıda şeytan ile karşılaşmış. Birde ne görsün. Şeytanın pabuçları ters.
Merakla içeri girmiş. Karşısında ilk defa bir kadın görmüş. Şeytanı önceden tanıyan kutup ayısı, bu mahlukata ayakkabısını ters giydiren kadına aşık olmuş. Birilerine farklı gelen özellikler o insanlara karşı sempati, sevgi, aşk vb. gibi duygular hissettirdiği için herhalde.
Kutup ayısı, kadına olan aşkını o kadar güzel anlatmış ki, kadını ikna etmiş. Aralarında aşk yaşamaya başlamışlar. Ama zaman içerisinde kutup ayısı, sevdiği kadın için katlandığı iklim şartlarına ayak uyduramamış . Durumu sevdiği kadına anlatmış .
Karar almışlar. Yolculuk kutuplara.
Çağırmışlar kaptanı. Yağmur, fırtına binbir zorluklarla götürmüş onları. Yol boyunca kutup ayısı , sevdiği kadının tavırlarında değişiklikler hissetmiş. Gemici; bir yandan rüzgar ekmiş, fırtına biçmiş. Ama kutup ayısının aşkı gibi aşk görmemiş. Kutup ayısı yola çıktıklarında her şeyin güzel olacağına inandığı kadından farklılıklar gördükçe çöldeki günlerini özlemiş.
Bir yandan kendi kendine düşünmüş. ’Çöl şartlarında sevdiğim için katlandım günlerce , sevdiğim benim için bu şartlara katlanmıyor. Keşke onun istediği yerlerde kalsaydım da o mutlu olsaydı’ diye. En azından onun kollarında ölürdüm diye içten içe düşünmüş.
Yolculuk sonuna doğru gemicinin üstün başarısı ile limana doğru yaklaşmışlar. Kutup ayısı ile kadın arasında aşk da sona doğru yaklaşmış.
Gelmişler limana.
İndiklerinde bir de ne görsünler. İkisi de farklı kutuplarda...
Velhasıl kelam, gemici getirdi limana ama aşıklar karada öldü.
Kadın, şeytan , adam ve hayat rotamız yıllarca genetik bir şekilde sonraki nesillere aktarıldı.
Gökten elma düşecekti ki, ilk adam olan Adem , elmayı kadına tercih etti ve iş buralara geldi.
Aşk; çöldeki kutup ayısında ki şansa sahip olan bir adam ile, şeytana bile pabucunu ters giydiren kadın arasında geçer.
Sencer Gültuna
Aralık 2012
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.