Çay Ülkesi
Bu yazımda, güneşin üzerinde heyecanla doğup battığı hayali bir ülkeden söz edeceğim. Ülke hayali de olsa, anlatılanlar hayatın içinden buğulu ve ipekten kesitlerdir.
Çay ülkesinde güneş, yeşilin gizeminde; çayın berraklığında yıkar yüzünü. Gözü aydın olur çay deminde her sabah.
Böyle bir girişten sonra ,söze nasıl devam etsem acaba? galiba buldum: Çay bardağının berraklığında güne başlamak, hazzın kapısını çalmak ve o kapıdan içeri süzülmektir. Hava ayazsa, çayın nefesi ile içiniz ısınır; sıcaksa hararetinizi alır çay. Bunların yanı sıra, güne çayla başlamak harcıalem bir durum gibi görünse de bir ayrıcalıktır. Bu ayrıcalığı yaşamak için her hangi bir titre ve unvana sahip olmanız gerekmez.Bir isli çaydanlık bir demliktir en elzem alet edevat. Bir de dostlarla sohbeti buğulandırmak adına birkaç ince belli çay bardağı kifayet eder.
Sonrasında ışıl ışıl, buğu buğu, size gülümseyen periyle birlikte olmak gelir. Dudakta busesi, damakta tadı iz bırakır o perinin. Nice ibrişim anı yumağı sarılır o demde. Hatıra atlasına güzellikler nakşedilir. Çay Ülkesinin her rengi albenili, havası huzur ve sükun ıtırlıdır.
Bu ülkede ,mütevazılığın tılsımı çayın buğusuna karışırken sohbet bereketlenir. Zaman durulur çayın renginde. Sadelik başa taç, berraklık gönle ilaçtır. Hiçten saadetler senfonisi çalınır sükutun koynunda. Albeni göz kırpar ışıl ışıl. Sarar sarmalar huzur sineleri. Bu huzur bestesini dinlemesini bilenler ne taca ne tahtta meyleder. Onlar için saltanat çayın buğusundaki ıtır, çay bardağının tenindeki sıcaklıktır.
Çay bardağı, taze başlangıçlarda billur bir türkü söyler. Gamzesindeki ışık sabahı daha bir aydınlatır. Dediğim gibi, güne çay berraklığında başlamak bir ayrıcalıktır. Zarafeti ve nefaseti tevazu ikliminde tanımak, güzelliklerle hem dem olmaktır.
Çay ülkesi, üşütmeyen dağlarında sevgi ve dostluk çiçekleri açan bir ülkedir.
Ankara, 06.12.2012 İ.K