- 546 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
MEÇHUL..
Eve gelip arkasına yaslandığında derin nefes çektikten sonra biraz sakinleşmişti.Mutfaktan doldurduğu bardağın içindeki suyu yudumlayarak salona geçerken, suyun içindeki buzu parmaklarıyla karıştırdı.
Halen gözlerinin önündeymiş gibiydi gördükleri.
Az önce kalabalığa karışarak arkasına takılan gölgelerin asıl sahiplerinin gerçek yüzlerinin önemi yoktu bu saatten sonra.
Gölgeler ışık altında kısalsa da iki kişinin biri kalın, biri uzun ince bulanık izler düşürüyordu yerlere.
Az sonra çalınacak olan kapının çift sürgüsünü çekip bekledi.Yanıp sönen renkli televizyonun ışıkları dışarıdaki bekleyen o iki kişiyi heyecanlandırıyordu. Televizyonun ışıkları dışarıya göz kırpmayı bıraktığında kapıyı kırmaya karar vermişlerdi.
Uzun boylu olan, karın düşmeye başladığı sokaklara küfürler sallarken, kısa boylu alt çenesinin dişleriyle sabırsızlığını dudaklarına izleri çoktan bırakmıştı. Kanamalı bir bekleyişin içinde herkes evine çekilmişti.
Kısa boylu içinden kapıyı kırma planları yaparken uzun boylu olan tabancasındaki mermilerin sayısını sayıyordu.
Hemen ardından sokakta iki el silah sesi duyuldu.O sıra dışarıda kalmış köpekler harici kimse duymadı susturucudan çıkan sesleri.
Sonunda içerideki adam uyumaya karar verip üstünü değiştirdi.En sevdiği şeydi çizgili pijaması.Bu yüzden özellikle onu giydi.Çamaşır makinesinde tam kurumamış olsa da çıktı dışarıya. Televizyonu bilerek açık bırakmıştı.
İndiğinde uyuklayanları kaldırdı. Elinde yeni öğütülmüş bir çift kahve çekirdeğinden çıkma kahvesiyle…Parmağıyla gösterirken kendi penceresinden çıkan televizyonun ışığını.
İki söz dedi verirken iki kahveyi onlara…
“Ben geldim üşüyüp beklemeyin.”
Kısa boylu teşekkür ederken, uzun boylu ayağa kalktı.İçmedi kahveyi.Ev sahibi buna bozuldu.Son söz söylerken o da tabancasını belinden çıkardı.
“Vurun ulan vurun ama kahvemi için sonra vurun.”
Uzu boylu indirdi silahını.Ev sahibi de.İki el iki silah sesi çıktı aynı namludan. Sokağın kıyısındaki ağaçlardan havalanırken tüneyen birkaç kuş.Bekçiler çoktan gitmişti uyuklamaya bir sotede..
Gazeteler dünden haberleri basarken gecenin bir vaktinde, küçük bir sokakta kan kaldırımın kenarına akıyordu inceden inceye.
Faili meçhuldü ölende öldürende.Meçhul olmayan tek şeydi kapanmayan televizyondaki spikerin sabah haberi….
-Yoruldu Yine Klavye-
YORUMLAR
DİLEK YILDIZI
Ve bu sabah senin yazını okurken o kadar çok sevindim ki bilemezsin değerli yazarım.Varlığın, yazıların bana mutluluk verirken bu yorumun bile bana çok fazlası bir sevinç...
Bu pembe sizi uzun zamandan sonra okuduğumun ve varlığınızın pembesi olsun emi ....
DİLEK YILDIZI
külündeki kedilerin en güzeli....