- 566 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Asalakların “Kutsal” Varlık Nedenleri
Asalakların “Kutsal” Varlık Nedenleri
Cesur gözlem yapılırsa; çok çeşitli bahanelerle masum görünüşleriyle, insanlar arasında yaşam konusunda veya Tanrı ile insan arasında aracı olmak amaçlı, gereksiz makamlarla pek çok kişilerin var olduğunu; bunların maddi ve manevi menfaat elde ettikleri, hatta siyasi olarak da insanları yönlendirdikleri gözlemlenebilir. Bu asalak yapılanmanın meşruiyet gerekçesi ise toplumu kurtarmak, bazısı Dünya’yı bazısı da ahreti kurtarmak şeklinde gayet “Masum” şekilde sunulur! Bu yapının perde arkasındaki niyeti, menfaati ve saklı olan başka gayeleri görmek gerek! En azından düşünmek gerek…
Bu yapılanmalar ilk başlarda çok masum ve insani gayeleri hedef olarak gösterirler ve destek isterler! Sonra gelişme döneminde tüm güzellik ve iyi niyetlerini ortaya dökerler! Yeterli güce ulaşınca da asıl maksatlarını pervasızca ortaya döküverirler. Bu onların sonudur aslında ama bir açıdan da güz sonudur, mahsul alırlar. Aldattıkları ve yönlendirdikleri insanların potansiyelini hasat ederler ve çökerler. Bir dahaki bahara daha “İnsani” ve “İyi” niyetlerle ortaya çıkmak üzere saklanırlar! Kış uykusu gibi…
Bu asalak yapı insanlık tarihinin ilk dönemlerinde de vardı, hala da var! Serüven, birilerinin kendini “İlah” olarak sunmasıyla başlar. Zaman içinde “İnsan ilah” kavramı köhneyince yarı insan yarı ilah dönemi başlar. İnsanlar uyandıkça basamaklar aşağı doğru iner! İnsan ilah ve yarı insan ilah dönemi kapanınca aracı dönemi başlar! Bu aracılar öyle kurnazdır ki ortaya bir put koyar ve o putun tanrıyı temsil ettiğini ve tanrı ile insanlar arasında kendinin vazifeli olduğunu söyler! Yerse! Bu dönemde kapanınca “Kutsal kurtarıcı” olarak ortaya çıkanlar olur ve günümüzde bu masalların hepsi nihayet bulmuştur! Günümüz insanı yemiyor bu lokmaları!
Bu asalaklar kendilerini toplumu doğru yola iletmek için Gök’ten vazifelendirilen kişiler olarak tanıttı… Zaten dikkat edilirse; bu kişiler toplumda Tanrıya yakın ilk basamağa göz diker. Nereye kadar giderse, ne kadar inandırırsa oraya kadar gider.
Güçlenince toplumdaki tüm mal varlığına el koyarlar, daha olmadı birazını bağışlarlar, kadınlara el koyarlar! Diğer kişilerden farklıdır onların cinsel yaşamları, sınırsızdır! (Aslında herkesinki sınırsız ama onların kendilerine serbest edip başkalarını sınırlamaları çok manidar.) Bunu açık yazmıyorum, tarihi dikkatli okuyan görür.
Her şeyden, herkesten üstün olan kişi olmak nihai hedeftir. Siz bunun adını ne koyarsanız koyunuz ama cesur olunuz. Aracı, firavun, kral, şeyh, efendi, elçi, hanedan………
Son dönemde insan yaşamını da birileri yönetmeye heveslendi. Bu da aynı kapsamda ele alınabilir. İnsanlar kendi başlarına yaşamayı beceremezmiş de birileri onlara yaşamında nezaret edecekmiş. Bunun için menfaat alabilirmiş! Bunların bazılarının söylemleri akıllara zarar; ışık dağıtanlar var; ışığı Allah onlara veriyor onlar da dağıtıyor! Sevgi dağıtanlar; onlara da o iş verilmiş? Diğer insanlar ise onlardan aracılıklarından istifade etmez ise karanlıkta sevgisiz kalırmış. Zavallılar! Bu kapsamda aracı ol da neye aracılık edersen et mantığı yürüyor.
“Müslümanlar zamane yatlı oldu
Helal yenmez, haram kıymetli oldu
Fakirler miskinlikten çekti elin
Gönüller yıkıben heybetli oldu
Peygamber yerine geçen hocalar
Bu halkın başına zahmetli oldu” Yunus Emre
Son tahlilde; tüm insanlar eşittir. Evrendeki ışık ve sevgi tüm insanlığın ortak malıdır. Aracısız dileyen, talep eden alır. Azalmaz, artmaz. Işık Allah’ın Nur isminden sevgi de Rahim isminden yansır. 99 ve 1001 esmaya ve daha evrende bilinmeyen tüm sırlara insan aracısız ulaşabilir bir formatta yaratılmıştır. Aracılara insanlığın ihtiyacı yok, aracıların insanlara ihtiyacı var! Bazı insanlar aracıya ihtiyacı olduğuna inanmış olabilir! Onlara karışılmaz, insan özgürdür, bu çok önemli. Pazara çıkmış her malın bir alıcısı olur.
Yeter ki bilelim tüm insanların aynı ruhtan, kaynaktan, datadan oluştuğunu. Ve bilelim ki kimse diğerinin üzerinde ayrı bir forma sahip değildir. Bozuk ve eksik insanlar, ürünler varsa o dahi bir önceki boyuttaki insanın özgür iradesiyle kaybettiği veri, data, bilgi yüzündendir. İnsan sadece bu Dünya yaşamıyla gözlemlenmemeli. Tüm evrensel zaman ve mekan boyutlarında ebedi yansıyacaktır. Ayna, ayna olduğu varlık yok olmadığı sürece yansıtmaya devam eder. Esma yok olmayacak ise insan da yok olmayacak. Yansıma ise ebedi; iyi, kötü göreceliliğinde olacaktır. Bu anlamda “İyi, kötü” dahi boyutsal sınıra izafi bir şeydir. Allah katında tüm işleyiş, hayır olarak netice verir!
Selametle,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Yaratan,,Var oluş,İnsan,Yaşam,elçiler yanı Peygamberler,(Nüzul,Nâzil).Yaşam,inanç,kudsıyet,itaat,
Hepside bir yerde toplanan ve dagıtılan mecburıyet...
''ana kural''
Kendimizi YAŞAyabilmek için ERKANa ihtiyacımız var, HAKİKATa ihtiyacımız var.
Rükunlara, ana kurallara, değişmeyen asla değişmeyenlere.
İşte bu hakikat Hakikat Âlemi güzelliğidir..
''olması gerktıgını bıldırmek, ''
''''kimden,
yaratanımızdan''''
Okuyunca yazınızı bunları buldum....
ama
çelişkide buldum....
Asalakların “Kutsal” Varlık Nedenleri ?????
Haşa,,,,,,,
Peygamberler indirildiler,şimdi kullar asalakmı oldu diye bir dürttü buldum zihnimde..
ve dedim galiba anlamadım yazılanları...
Din nasihattır sözunden çıkar isek yola....teblig edene ıtaat etmenin nesi asalak yapar insanı....??
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş
Helal yenmez, haram kıymetli oldu
Fakirler miskinlikten çekti elin
Gönüller yıkıben heybetli oldu
Peygamber yerine geçen hocalar
Bu halkın başına zahmetli oldu” Yunus Emre