- 637 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
siya-h-set
Genç neslin kendisine uçlarda bir yer aramasının etkilerini, ülke olarak sağduyusuz ve siyasallaşamayan kitlelerin, şuan yönetim kademelerinde olması neticesini doğurduğunu biliyor muyuz?
Gençliğin kontrolsüz gücünden beslenen yapıların, ülke demokrasisini yok etmek adına ne kadar vahim işlere soyunduğunu da.
İnsan yetiştirmek belli bir ustanın kabiliyetinde olmayacak kadar ağır bir o kadar kapsamlı,
Ve tüm insanlık alemini içine katabileceğimiz oranda ayrıntılıdır.
Genç neslin kendini kabul ettirmek, henüz olgunlaşmamış kişiliğini ve gelecek ideasını, ortaya çıkarmak için aceleci ve düzensiz davranacağını bilen. Kendilerini toplum düzenleyici olarak adleden. Fakat faşizan içgüdülerini babacan tavırlarıyla destekleyerek paylaşmaktan hatta gram gram aşılamaktan çekinmeyen, bu kafatası avcılarının elinde, gençlerimizin kuklalar halinde yetişmesine izin verilmemelidir
İnandırmanın ve avuç içine almanın daha kolay olduğu için görüşlerini en uç noktalardan dile getirme yöntemini benimserler. Psikolojiden anlarlar sosyolojiden yaralanır ve en önemlisi bu çalışmalarını tecrübelerini entelektüel bir bilinç düzeyine getirebilmenin aksine olumsuz yönde harcayarak maddenin esaretine girmiş olan ruhlarına, kurban edebilecek insanlar bulma yolunu tercih ederler.
Başardıkları aşikar. Genç kanıyla suladığımız topraklarda, her an siyaseti kendine mahlas edinmiş insanların güçlerine güç katmaları, büyük ve acımasız bir paradoksun çarkları arasında, sistemin nereye istenirse o tarafa yönleneceğinin açıkça göstergesi.
Bunun sonucu olarak; siyaset arenasında kendini ülke menfaatlerine adamış bireyler olacağı yerde, olgunlaşırken kişiliğini bulamamış siyasetçiler yetişmekte.
Belli grupların belli ideolojilerin acımasız bir bileşeni olarak görmekteler kendilerini. Yanlışları görseler bile görmemezlikten gelme veya ‘savaşta her şey mübah’ zihniyetiyle, bu yüce yaşam sanatını gerektiği zaman kan rengiyle boyamaktan çekinmemektedirler.
Birçok yerden beslenerek analiz etme çözümleme ve yeteneğini geliştirme yoksunluğumuzun asıl nedeni; doğuştan başlayarak, belli dayatılmaları sorgusuz sualsiz kabullenmemiz ve gelenekçi bağnaz bu tabuların yadırganacak bir yanının olamadığını düşünmemizdir.
İsmimizden başlayarak mensup olduğumuz din mezhep, millet ayrımları ilahi bir yeteneğin ürünü olarak zihinlerimize enjekte edilmekte. Bu olay dünyanın her yerinde böyle. Fakat bizim ülke olarak başlıca sorunumuz gelişme evresinde bu ilahi yeteneğe ek olarak eğitim sisteminde de o gücü kendinde gören siyasi aktörleri başımızın tacı yapmamızdan ileri gelmektedir.
Kominizm; eşitliğin asla eşitlenemeyeceği bir denklem
Emperyalizm; köle standlarını gezen avcılar kulübü
Kapitalizm; şeytandan önceki son benzin istasyonu
Faşizm; göz göre göre saman altında köpek balıkları yetiştirenler
Kemalizm; çınar ağacının gölgesinde hayal kuranlar
Libaralizm; dönüp dolaşıp aynı yere gelip, dünya yuvarlakmış diyenler
Monarşizm; ailesizler yersizler yurtsuzlar
Sosyalizm ise düşünce biçimidir belli bir plan ya da belli bir ideoloji değildir. Hiç bir düşüncenin ve fikrin malı olmayacağı gibi her fikrin ve her düşüncenin özgürlüğü, birbirleriyle alış veriş içerisinde olması demektir,
Ülkemiz de çok tartışılan, muafazakar, laik, dindar, özgürlükçü, yenilikçi, gelenekçi vs gibi bir çok yaşam hakkını bir arada yaşamanın en önemli kuralı cumhuriyet adı verilen ve sahip olduğumuzu düşünüp de bir türlü uygulamaya geçiremediğimiz yönetim şeklidir.
Eğer gerçekleştirebilirsek gençler sayesinde
Demokrasi kanatlanır ülkemizde
Ve uçabiliriz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.