- 2850 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Aralık Kapı
Uzun zaman oldu sana yazmayalı. Bunu umursamadığını biliyorum. Kızıyorsun değil mi böyle söyleyince. Hakkında peşin hüküm vermiş oluyorum. Umursayıp, umursamadığın yargısına varmaya hakkım yok. Beni korkutan sorduğum sorulara vereceğin cevaplar değil. Yok sayıldığımı betimleyen, her köşe başında beni bekleyen suskun kalışların. Çıkmaz sokaklara benzeyen, döne döne beni önce kendime düğümleyen, sonra çözen müzmin sorgularım. Şafak sökerken bulduğum cevaplar eşliğinde aydınlık sabahlara uyanıyor, gün batımında yüreğime kıymık batıran sorguların eşiğinde kalıyorum. Uzun zamandır ölü balık taklidi yapar gibisin ve ben buna alıştım galiba.
Alışmadım, alışamıyorum, alışmayacağım. Sen bütün sesleri çekip aldın hayatımdan. Senin sükûtunla büyük bir sessizliğe büründü dünya.
Aşk; kalemle, kâğıdın buluşmasıyla başlar. Gizlemeye çalıştıkça satır aralarından yansıyan ışığın membaı, nazarıma hiç değmemiş bir bakışta saklı. Sessizliğin deli eylediği yürekler kelimelerin ırmağında yıkanır. Sessizlik mahkûmları usul usul dokunur harflere; canlanır sözcükler, nefes alır, nefes verir, ses olur. Elimden tutar cümleler; dağları aşar, bozkırda uçar, yola koyulur. Okuyor musun yazdıklarımı? Her okuyucu yazarın konuğudur. Susarak kaçarken, okuyarak dolaşıyorsun gönül yurdumda. Kendini arıyorsun satır aralarında. Okurken hissediyor musun tüm kelimelerin aşk’a adanmışlığını.
Susarak neyin diyetini ödetiyorsun bana. Bağışlanmayacak suçlar işlemiş, ölüm hükmü verilmiş idam mahkûmlarına bile fırsat verilir. Son söz istenir, son dakikada suçunu kabul etmesi beklenir. Suçunu bilsin, kabul etsin ki Mevla’dan son nefesini vermeden evvel "af" dilesin diye. Artık insanların değil, Rabbin merhametinden son nefesinde faydalansın diye. Her canlı için en büyük tehdittir ölüm. Birazdan canı alınacaktır, kayıtlara geçirilmek için o son dakika bir itiraf beklenir. Vefasız sevgili; sorgusuz, sualsiz terk ederken beni, affın ve merhametin şefkatinden mahrum bıraktın yüreğimi.
Sevmek suçuyla yargılansam, korkmadan itiraf ederdim sevdiğimi. Derdim ki sevmek günahını hakkıyla işledim. Ben o kulu her nefeste, tüm benliğimle sevdim. Rabbin yüreğime ektiği yaşam kaynağım, damarlarımda dolaşan kanıma, iliğime işleyen aşk ile sevdim. Bundan utanacak değilim. Ben onu "aşk olsun" sözüyle duygularıma, nefsanî, şehvani lekeler bulaştırmadan, su gibi saf ve duru bir aşkla sevdim. O kulun eli elime, nazarı nazarıma değmedi. İşte bu yüzden ben onu aşk bildim, aşk ile sevdim. Acele infaz edin beni. Aşk’ın vuslatı topraktır. Ama olmayacak böyle bir sorgulama. Sevmek suç değil. Sevmek günah değil hiç bir kitapta.
İnsan bilmediğinden mi korkar, bildiğinden mi? Aşk ruhun çocuklaşmasıdır. Hesapsız, ölçüsüzdür hem çocuk, hem âşık. Sıcak, elin yanacak diyenleri duymaz, anlamaz. Korkmadan uzatır elini kor’un içine. Madem yanmayan bilmez yananın halini, aşk şerbeti içmeyen anlamaz aşığın dilini; söyle sevgili hiç sevmediysen, neden korkuyorsun sevmekten. Nedir susturan seni. Aşktır; içimizde sesleri çoğaltırken, azaltan. Çok sevmiş olmanın hükmüyle mi suskun kalır yüreğin. Çok sevilmiş olmanın hükmünü mü sürmektesin.
Geçen üç yıllık zaman dilimini, mazinin tozlarını silkeleyip, gitmek istiyorum. Gidemiyorum… Aramızdaki kapıyı sürekli açık tutarsan, yürüyüp gidemem. Sandın ki susarak açılan mesafelerin boşluğunda kapı usul usul kapanır. Görmüyor musun rüzgâr olup giriyorum içeri. Yağmur olup ıslatıyorum her yeri. Aralık bırakma, kapansın kapı. Ne ileri gidebiliyorum, ne geri. Gecikmiş bir sevdanın ne zamanı, ne yeri. Arada kalmak, Araf’ta kalmak gibi.
02 Aralık 2012 – Zeynep Özmen
YORUMLAR
usta kalem yazmış yazacağını en güzelinden.
anlatımın güzelliği ile okundu hazla.aşk üzerine kaleme alınmış güzel bir çalışma.
kapılar yarım açık, işte insanı yaralayan burasıdır.
ne var, ne yok gibi.
kaleminiz daim olsun.hikayenin gerçekte yaşanmış bir yanı varsa,dilerim kapı aydınlıklara açılır.