- 3249 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
Can Dosta Veda
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
On üç yıl önceydi ilk karşılaşmamız. İstanbul’dan Çorum’a dönerken Devreğe uğramıştık abimlere. Orada sokakta bulmuştu Alperen ve ısrarla aşağı çağırarak göstermişti bana. ‘Anne ne olur alalım’ dediğinde hayır demiştim olmaz bakamam, dokunamam ona. Kocaman simsiyah gözlerinle yüzüme bakmıştın küçücüktün, bembeyaz pamuk gibi. Hiç unutmuyorum o bakışlarını öyle savunmasız ve masumdun ki içim ısınmıştı. Tamam dedim alalım ama korkarım ben dokunmaya siz ilgileneceksiniz. Kız kardeşimde yanımızdaydı ve abla tamam ben yıkarım temizlerim onu sen hiç karışma dedi. Hep beraber küvete sokup yıkamaya başlamışlardı sevinçle. Sen alışmadığın durum karşısında kendince itiraz sesleri çıkarıyordun ama nafile iş işten geçmişti bir kere. Bembeyaz tüylerin ıslandığında üzerine karabiber dökülmüş gibiydi. Her yanın bit ve pire kaynıyordu, nasıl temizlenirdi bunlar hiçbir fikrim yoktu. Zamanla temizlendi yıkaya yıkaya alerji yapma pahasına. Böyle girmiştin hayatımıza, evimize.
Ben sana evde hiçbir yeri kirletmemen gerektiğini öğretirken sen tüm cinslerini sevmemi sağlamıştın. Seni tanımadan önce belki zarar vermemiştim ama dokunmaya da korkmuştum hep. Dokunmanın, başını okşamanın ne kadar huzur verdiğini öğrettin. Ağladığımda için için ağlayan, güldüğümde benimle sevinen, sevmediklerime tepki veren sırdaşım can dostum oldun.
On üç yıl dile kolay evimizin bir ferdi gibi bütün plan ve proğramlarımızda vardın. Seni bırakacak kimsemiz yoksa tatile gidemedik, eğer evde yalnızsan akşam muhakkak döndük çünki dışarı çıkıp gezmen gerekiyordu sana eziyet edemezdik. Her gün eve gelirken çantamda senin için bir yiyecek getirirdim. Sevinçle karşılardın beni sanki yıllardır görmemiş gibi bir saat ayrı kalsak bile. Gülümsüyordun biliyor musun, kimse anlamıyordu ama gülüyordun sevinçle dişlerini göstererek. Bilemez seninle yaşamayan bunları, insanları sevmeyenlerle dolu dünyada anlayamazlar ki aramızdaki dostluğu. Kaç ev değiştirdik senin için, kaç lojman çünki en ufak bir sorunda hemen seni öne sürüyorlardı. Vazgeçmedik senden, vazgeçemezdik. Sokakta kalırsan ölürdün. Sadece sen değil bütün sokak hayvanları dostum olmuştu. Soğuk kış gecelerinde elimde yemek kapları sokaktaki arkadaşlarına yemek verirken beni görenler deli diyorlardı. Umurumda değildi inan biliyordum ki, açken daha çok üşürdünüz elimden geleni yapıyordum bir can kurtarsam kardı.
Bu sabah işe giderken yine uğurladın beni başını okşadım o çok sevdiğin peksimet gibi çubuklarından iki tane verdim. Pakette bir tane kalmıştı onu da akşam gelince veririm diye düşünmüştüm. Veremedim Cancan beklemedin beni…
Hep hayalim senin özgürce bahçesinde koşturacağın, tasmasız gezebileceğin küçük bahçeli bir evdi. Olmadı…
Son anında yanında olamadım affet beni. Hastalandığını duyduğumda yetişmeye çalışırken o yollar nasıl uzadı bilemezsin. Yetişemedim…
Küçücük bir canlının evin içinde, gönlümüzde bu kadar büyük yeri nasıl kapladığını kimse bilemez. Biliyor musun ağladığımı görenler anlayamıyorlar beni. Onlar için sen bir hayvansın bu kadar üzülmeye değmez. Bilmiyorlar ki sen benim can dostumdun yeri asla doldurulamayacak…
Rabbim sevdiklerimizi bağışlasın bize seni çok özleyeceğim…
Yıldız TOKSÖZ
YORUMLAR
Bir hayvan diyenler! Görmeliler bir İnsanın başaramayacağı sevgiyi işlemiş yüreklere. Sizde bıraktığı sevgi tohumları ve sizin ona sunduğunuz yaşam unutulmaz ve ölmez.
Çok güzel bir duygu, sevmek ve sevilmek.
selamlar
Yıldız Toksöz
İnsanın planlarında olmamasına rağmen, bir gün aniden bir can dost girer hayatına. Ve her şeyini, bütün yaşamını ona endeksler. O, evin bir bireyi olmuştur artık. Bunlar, kuş, balık ve köpek olabilir. Canlıdır sonuçta, nefes alıp veren, seninle gülen, üzüntülü bir hal hissederse sahibinde, meraklı gözlerle bakan. Öyle bir bakar ki, o bakışlarıyla yüreğinizi delip geçer.
“Neyin var? Senin üzüntün benim üzüntüm. Senin üzülmene katlanamıyorum” der bakışlarıyla. O an kendi üzüntünüzü unutur onun başını okşarsınız.
Sizi öyle iyi gelir ki, üzüntülü ve sevinçli anınızda bu can dostunuz. Bunu yaşayan bilir. Birkaç köpeğim ve birkaç kuşum ölmüştü benim de. Yeni gelen kuş veya köpek, asla ölenin yerini tutmuyor. Onun bakışları zihninize öyle bir kazınıyor ki, unutmanız mümkün değil. Hele, elinizdeki dantel ipini sizinle beraber çekmeye çalışan bir kuşu düşünün…
Unutulmuyor arkadaşlar, unutulmuyor!
Sevgili arkadaşım Yıldız, üzüntünü çok iyi anlıyor ve paylaşıyorum.
Çok sevgimle…
Yıldız Toksöz
Evinize girdiğiniz zaman, bir köpeğin yaptığı sevgi gösterisini hiçbir yerde bulamazsınız. Öyle sadık, öyle sevgi dolu, öylesine bağlıdırlar ki, siz de onlara aynı sevgiyle bağlanırsınız. Ailenizin bir üyesi olurlar ve gidişleri çok can yakar. Final, gözlerimden yaşlar süzülmesine sebep oldu. Evet, bilmeyenler anlamazlar...
Üzüntünüzü paylaşıyorum.
Yıldız Toksöz
bu gerçek bir sevginin gücü..
sizi anlıyorum..
günün yazısını kutlarım..
Yıldız Toksöz
Herşeyin özü insan" özün mayası SEVGİ
Dolaştım yürek yürek, duygunun hası SEVGİ
Arz'dan Arş'a ne varsa Kâinatın içinde
Bir bakışa müptela, gözün zîyası SEVGİ -- (gelin)
Yeter ki sevgiyle bakmasını bilelim Yıldız'ım. Saksıdaki çiçekler anlıyor da sevgiden hayvanlar anlamaz mı??? Çocukken bir kedim vardı onsuz uyuyamazdım. Ondan sonra da başka bir hayvana bağlanmadım. Seni ve üzüntünü çok iyi anlıyorum. Her canlı ölümü tadacaktır deyip teselli buluyoruz.
Etkileyici bir anlatımdı. Haklı derecesini kutluyorum.
Z. Gökbulut(gelin)
Yıldız Toksöz
Oyy sonunu tahmin ede ede tamam hadi bırak Nazire diyerek tümden okudum ve diken diken oldum ve çoooook üzüldüm.
Çünki şu an yatağıma uzanan bir can dostum var arkamda beni izleyen..
O benim yaşam sevincim.
Sabırlar diliyorum efendim. Nasıl üzüldüğünüzü tahmin edebiliyorum..
Yıldız Toksöz
Çok üzüldüm Yıldız.
Bizimde evimizde canımız olan bir kedimiz var. Evde her şeyimiz o bizim.
Tatile bile rahat gidemedik. Kızlarımız olmasa, yanımızda götürürüz.
O kadar çok seviyoruz ki onu...
Öyle güzel hareketleri var ki bize... adeta bizimle konuşur... bir biz anlarız onu...
Biz çok seviyoruz AŞK'ımızı. adı AŞK zaten! :)
O tatlı köpeğinizin ani ölümü çok üzdü beni.
Onları sevmeyenleri ve anlamayanları anlamakta zorlanıyorum ben...
Neyse...
Fazla üzülme sen... ama güzel tatlı hatıralarını yaşatırsın yüreğinde...
Güzel bir vefa yazısı olmuş. Tebrik ediyorum...
Selamlarım çokça... uzaklardan...