- 506 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Her Kadın Kendi Şiddetinin Ortağıdır
Geçtiğimiz ay “Dünya Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele” gününde, kadın erkek yan yana yürüdü birçok yerde. Fiziksel, ruhsal, maddi ya da manevi şiddete uğrayan kadınlar için bir mücadele örneğini daha erkeklerle beraber sergilendi. Kimi eşiyle, kimi sevgilisiyle, kimi erkek arkadaşıyla yürüdü. Ancak, yapılan araştırmalar sırasında acı bir gerçekte ortada öylece duruyordu. Şiddeti yaşayanlar, şiddeti uygulayanlar tarafından tanınıyor olmasıydı.
Acaba bu omuz omuza mücadele örneğini sergileme cesaretini gösterirken kendi şiddetimizin ortağı olduğumuzun farkında mıydık? Hatta kendi şiddetimizi, kendimizin yaratıyor olabileceğimizi hiç düşündük mü? Öyle ya kim isterdi ki kocasından, babasından, sevgilisinden, abisinden şiddet görmeyi.
Peki, işler bu noktaya nasıl geliyor?
Kendimizi erkek egemen bir toplumun bireyi olarak değil de kölesi olarak gördüğümüz ve bunu kabullendiğimiz için,
Kırılan yenlerimizi içimizde tutup yaramızı kendimiz sarmaya çalıştığımız için,
Karnımızdan sıpayı, sırtımızdan sopayı eksik ettirmediğimiz için,
Gelinliğimizle girdiğimiz koca evinden kefenimizle çıkmayacağımız öğütlerini hala dinlediğimiz için,
Elimizin hamuru ile erkek işine karışmadığımız için,
Okuyup, çalışıp elinize kendi ekmeğimizi kendimiz elimize almadığımız için,
Üretimin değil tüketimin parçası olduğumuz için,
Geleceğimizi bir erkeğin kanatları altında aradığımız için,
Yediğimiz ilk tokatta “bugün işten sinirli gelmiştir” deyip sustuğumuz için,
Erkeğin bize hükmetmesi gerektiğini kabullendiğimiz için,
Her konuda kendimizi pasifsize olarak gördüğümüz için,
Ve böylece liste uzayıp gidiyor. Dönüp aynaya baktığımız zaman listeye birçok kadın birçok madde ekleyebilir. Biz kendimiz olmaktan önce karnımızda dokuz ay boyunca taşıdığımız çocuğumuzun annesi, aynı yastığa baş koyduğumuz adamın eşi, babasının dizi yerine dövdüğü kızı olduk hep. Toplumun kadın ve erketen oluştuğunu unuttuk ve yüzde ellilik payımızı erkeklere hediye ettik. Kendimiz için vazgeçtiğimiz şeyler gün gelip ayaklarımıza dolanan birer pranga oldu. Gariptir ki bu prangaları analık fedakârlık cümleleriyle de kutsadık. Baktığımız aynadaki kadının ne istediğini unuttuk ve aynadaki kadın değişmedi. Değişmediğimiz sürece ne istediğini bilmediğimiz sürece sorunun ve şiddetin bir parçası olarak kalmaya devam edeceğiz.
BEGENİ, PUANLAMA VE YORUMLARINIZI LÜTFEN BLOG SAYFASINA YAPINIZ..
blog.yasamatolyesi.com/index.php?option=com_k2&view=item&id=371:her-kadin-kendi-siddetinin-ortagidir&Itemid=119
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.