İmkansız Aşk'a
Gözlerim yokluğunu çiziyor bulutlara. Sen gelmesen de ben hep o yolu yüreğim biliyorum. Ardı arkası kesilmeyen mektuplarım kucağımda, yokluğuna dağıtıyorum…
Özlüyorum sevgilim… Anılara asılı kaldığım gecelerde yokluğuna söylediğim, sırf sana adayıp dinlediğim şarkıları özlüyorum. Kokunu ciğerlerime hapsedemedim ve her sabah soluğunla uyanamıyorum diye kendime kızıyorum… Baştan sona yanlış olan sevdanın secdesine kapanıyorum her akşam, sırf mutlu ol o bilmediğim kentlerin içerisinde diye dualar ediyorum.
Hangi melankoliyi arkadaş edindin kendine, hangi şişenin dibinde kaybediyorsun bende biriktirdiklerini bilmiyorum. İzini sürüyorum hala bir kaşif gibi, bulamadığımda pusulam oluyor serzenişlerim ben hala aynı sudan bahanelerle beni kaybedişine ağlıyorum…
Çıkmaz sokakların var seninde benim gibi, bir defa daha yüz yüze getirir mi kader bizi merak ediyorum. Bir sabah karşıma çıkar mısın, gözümde ki hüznü tanır mısın bilmiyorum… Radikal arayışlarım, bağımsız kararlarım döndürüyor beni sana erdirecek masalların en başından, ne bekliyorum bilmem aşkın bizi terk eden acımasızlığından…
Özlüyorum sevgilim, seni bana imkansız kılan hayatın içerisinde kör düğüm olan inançlarımı, her gidişte seni bana tekrar döndüren aşkın yüzsüz inatçılığını, kanamalı hastalar gibi elimi böğrüme diken kendinden emin sesini özlüyorum…
Dön gel diye yazmıyorum, seni bana döndürmeyecek ihtimallerine bir kılıf uydurabilmek için kafamda, bin bir bahaneler üretebilmek için acıyan yanlarıma, pansuman olur ümidiyle yazıyorum.
Sana kızmıyorum sevgilim, başından hata olduğunu bildiğimiz halde birbirimizi o boşluğa iten bahanelerimizin zayıflığına kızıyorum. Yazık ki direnemedik, yazık ki, aynı çürük tahtanın üzerinde dimdik durmayı beceremedik. Bu yaş gözümden dinsin ve içimde ki sen, nasıl bir sabah apar topar yerleştiyse yüreğime, yine acele telaşlarıyla çekip gitsin diye yazıyorum…
Yazıyorum da, kalemimde, kelimelerimde tükenmiyor, ona kızıyorum…
Elif SEZGİN