- 770 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
BEN ÇOCUKKEN...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Hep yalnız bir çocuktum. Ailenin ilk ve tek çocuğu olmak bu anlama geliyordu demek ki. Tek arkadaşım bizimle yaşayan cefakâr babaannemdi. Onunla oyun oynamak, hele ki o yaşta biriyle, tek ve en büyük eğlencemdi. Asla sokağa çıkıp diğer çocuklarla oynamak gibi bir lüksüm hiç olmadı: Tek başına dışarı çıkmak, değil aklıma getirmek, asla ve asla uygulama imkânım olmayan, kesin verilmiş bir emir ve yasaktı. Okula bile annem getirip götürürdü, ta ki orta ikiye kadar. Dışarıda oyun oynayan çocuklara imrenerek bakardım hep. Bu eksikliğimi evde yaramazlık yaparak giderirdim ben de. Kâh arka balkondan kâh ön pencereden az oyuncak ve yastık atmamışımdır dışarı.
Genellikle tek oyun arkadaşım olan babaannemi uçak yolculuğu oyununa dâhil eder, ellerini kemer niyetine kullandığım iple bağlar ve ardından da uçuşa geçerdik. Hostes ve pilot rolünü oynamak da haliyle bana düşerdi ve nedense her seferinde bu yolculuğumuz kadıncağızın feryatları ve annemin uçuşa müdahalesiyle sona ererdi.
Ara sıra da halının üzerinde piknik yapardık: Ben ve tabii ki babaannem. Her seferinde pembe battaniyemi örtü misali halıya serer ve çimenlerin üzerinde oturduğumu hayal ederek oyuna dalardım. Oyuncaklarım ve bebeklerim benim için vazgeçilmezdi her çocuk gibi, ta ki okumayı öğrenene kadar: İşte o zaman en iyi dostlarıma kavuşmuştum. Okula gitmek benim için harika bir duyguydu, en azından orada yalnız değildim. Gerek okuldaki arkadaşlarım, gerekse evde kitaplarla olan dostluğum beni öyle mutlu ederdi ki.
Bu kısıtlı hayatım, yaşantıma yeni birinin katılımıyla bir anda renklendi. Ailemize yeni katılan dünya tatlısı o küçücük bebek bana öyle iyi gelmişti ki. Abla olduğumda önceleri bayağı yadırgamıştım o küçük adamı, ama yıllardır içimde biriktirdiğim sevgiyi ona vermek inanılmaz bir doyum ve mutluluk yaratmıştı ruhumda. Artık sorumluluklarım artmıştı ve ne mutlu ki bana, hayatıma yeni bir oyun arkadaşı katılmıştı; şüphesiz ki buna en çok sevinen yıllarca uçuş eziyeti çeken ‘’o uçak yolcusu’’ olmuştu.
Derken ilkokul eğitimimin sonuna geldim. Anadolu Lisesi sınavlarına hazırlık bir yandan, mükemmeliyetçi babamın diretmesiyle aldığım piyano eğitimim bir yandan, ben de o uzun ve bitmek bilmeyen yarışta yerimi almıştım. Küçücük bedenim ve hayallerimle mutlu bir çocuktum aslında. İnsan sevgim o denli yoğundu ki sevdiklerimle beraber olduğumda gözüm hiçbir şey görmüyordu. Aynı duyguyu hala yaşarım, ne demişler insan yedisinde neyse yetmişinde de odur.
Nihayet Anadolu Lisesi sınavını kazanıp, zorlu ve uzun bir sürece adım attım. Öğrencileri için büyük hedefleri olan sıkı ve aşırı disiplinli bir okuldu, ama diğer yandan da hayatımın en güzel yedi yılını geçirdiğim unutulmaz bir mekândı benim için.
Çocukluğum ve o günlere dair acı tatlı anılarım çok gerilerde kaldı ama içimdeki çocuğu da asla kaybetmedim. Bugün bile hala muhafaza etmekteyim içimde. Hayatım boyunca bana yaşama sevinci veren o çocuğu hep sevdim. Biliyorum ki ben yaşadıkça bu çocuk asla büyümeyecek…
YORUMLAR
Gülüm Çamlısoy
İlk kurdelem
Ben de çok gülerim bu halime
Selam
HASAN ÇAPRAZ
DEĞERLİ İNSAN ÖZÜN NE İSE SÖZÜN DE O OLMUŞ.KURALCI BİR AİLEDE BÜYÜSENİZ DE İSTEDİKLERİNİZİ ,ÖZGÜRLÜĞÜNÜZÜ YAŞAYAMASANIZ DA SİZ GÜZEL YÜREKLİ BİR ÇOCUKLUKTAN GÜZEL BİR İNSANA GELENE KADAR YAŞADIKLARINIZ SİZİ YAZAR VE ŞAİR EYLEMİŞ.ONLARA TEŞEKKÜR EDELİM BİZ VE SİZ BUNDAN SONRA EL ELE KOL KOLA YOLUMUZA DEVAM EDELİM.GÜZEL YAZINIZ İÇİN SİZİ KUTLUYORUM EFENDİM.SAYGILARIMLA
Gülüm Çamlısoy
Onlara çok şey borçluyum gerçi zaman zaman kızsam da. Şükürler olsun ki doğruyu ve iyiyi belledim ailemde.
Ve ne mutlu bana ki bu yola yöneldim. Çok güzel insanlar ile kesişti yolum. Şu an kalp kalbe konuşuyorsak bu da yine Rabbimin bir armağanı.
Çok sağ olun bu hoş ziyaret ve yorumunuz için. Çok mutlu oldum çok.
Sevgiyle kalın güzel yürekli dostum...
Var olun.
Semiray Sezgin
Gülüm Çamlısoy
yazmak bir sonuç mu sebep mi bilemezken takdiri yüce Rabbime bırakıyorum.
İyi ki iyi ki buradayım...
çok çok sağ olun çok hem de...
Sonsuz sevgiler, selam ve saygılar güzel yürekli dostum...
Var olun siz.
nihayet... Yazarım günde ve daha çok insana ulaşacak bu güzel yazıları diyordum ama inşallah yanılmam.
Tebrikler yazarım...
çok sevgimle...
Gülüm Çamlısoy
Emine UYSAL (EMİNE45)
size de iyi pazarlar yazarım.
Ah dedim şimdi, bu balkon çocuklarına öyle acıyorum ki, benim torunum da bir balkon çocuğu olarak büyüdü. Ve bir gün balkonda canı sıkıldığı için teldeki serili kurumuş çamaşırları ucundan kibritle tutuşturmuştu. Yetiştiğimiz de bir tel çamaşır yanmıştı.
Oysa, benim ineklerim vardı çocukluğumda, onları dağlarda güderdim. koşar oynardım, fakirdim ama mutluydum:)
Tebrikler...
DÜNDEN MİRAS
Siyah, beyaz, sarı ineğim vardı
Yemyeşil çayırda otlatıyordum.
Kıpkızıl yeleli bineğim vardı
Engelleri tek tek, atlatıyordum.
Simsiyah önlüğüm beyazdı yakam
Kurdelem kolalı çifteydi tokam
Alımlı, çalımlı, bitmezdi cakam
Bütün çocukları çatlatıyordum.
Kardeşlerim; hepsi, küçüktü benden
Saygımız sevgimiz mirastı dünden
Yürekler saf, duru arınmış kinden
Kulaklara sevgi çıtlatıyordum.
Tüy yastık kavgası marazımızdı
Kulaklarda küpe kirazımızdı
Rengârenk sakızlar hep hazımızdı
Çiğneyip çiğneyip patlatıyordum.
Emine UYSAL (EMİNE45) tarafından 12/2/2012 12:56:44 PM zamanında düzenlenmiştir.