EĞLENCE
BİLMECE
“Giden ay dutulur mu?
Bala duz gatılır mı?
Geceler çok uzundur:
Yalınız yatılır mı?”
“Şu uzun gecenin gecesi olsam”
Gün döndü yaz, gün döndü kış derler. Yukardaki kimi türkü sözlerinin ortak teması kış mevsimindeki gecelerin uzunluğudur. Özellikle bundan elli yıl kadar öncesinin yolsuz, ışıksız, televizyonsuz gecelerinde komşular, ya da hısım akrabalar bir evde toplanır, geç vakte kadar sohbetle, oyunla, eğlenceyle vakit geçirirlerdi.
Masallar söylene söylene ezberlenir. Aynı oyunlardan usanılır. Bilmecelerin yanıtını herkes bildiği için ondan da tat alınmazdı. Hiç unutmam bir gün bir ağabey, yeni öğrendiği bir bilmece getirmişti de akşam oturma ahalisi, günlerce kafa yormuştu ona. Bilmece, formülle gayet kolay çözülüyordu. Ancak ahalinin büyük bölümünün cebirin (c)sinden haberinin olmadığı bir ortamda formüle başvurmanın imkânsızlığını belirtmeye gerek yok.
Bilmece şu: Bakalım okuyanlar da kolayca çözebilecekler mi benim gibi(!)?
Efendim üç kişi lokantaya gitmişler. Herkes hesabını Alman usulü ödeyecekmiş. Kasadar, üçüne de aynı şeyi söylemiş.
-Sırayla gidin. Çekmeceyi açın. Oraya içindeki para kadar para koyun. İçinden bir kuruş alın ve gidin. Üçü de aynı işlemi yapmışlar. Son müşteri bir kuruşunu alınca kasada hiç para kalmamış. Hırsızlık, sahtekârlık falan yok.
Acaba hesaplar ödenmeden önce kasada ne kadar para varmış?
Not: O yıllarda bir kuruş, kırk paraya eşitti. Halen de öyle ya. Para, o zaman değerliydi. Şimdi bırakın parayı, kuruşun bile değeri kalmadı nerdeyse…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.