2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
915
Okunma
Bir gün Hz İsa’nın (as) peşine bir yahudi takılır. Birlikte seyahate çıkarlar. Yahudi yolda acıkır. Der ki;
- Ya İsa sen peygambersin, eğer Allah’tan istersen bize yemek gönderir. İsa (as);
- Git şu taştan ekmekleri al gel, der.
Yahudi taşın yanına varır, taşın içinden üç adet sıcak ekmeği alıverir. Alır almaz ekmeğin birini mideye indirir. İki ekmekle Hz İsa’nın yanına gelir. İsa (as) sorar;
- Ekmek üç adet olması lazım. Söyle bakayım ekmeğin biri ne oldu?
Yahudi yalanı basar,
-Ben yemedim efendim.
-Peki ne oldu?
-Bilmiyorum efendim, der.
Bir müddet yürürler. Karşılarına bir kör çıkar. Hz İsa mucize göstererek körün gözlerini açar. Ve yahudiye der ki;
-Şu köre sıhhat veren Allah aşkına söyle, ekmeğe ne oldu? Yahudi yalana devam,
-Bilmiyorum.
Neyse, tekrar yola koyulurlar. Bu sefer karşılarına vücudu yara bere içinde bir adam çıkar. İsa(as) bir mucize daha göstererek adamı sıhhate kavuşturur. Yine yahudiye dönüp sorar,
-Şu sakat adama sıhhat veren Allah aşkına doğru söyle ekmeğe ne oldu? Yahudi yalanında ısrar ederek yine bilmiyorum der. Bir müddet daha yürüdükten sonra İsa (as) İstirahate çekilir. Yahudi bunu fırsat bilerek Hz İsa’nın cüppesini giyer, asasınıda alarak oradan uzaklaşır. Zanneder ki keramet cüppe ile asada. Mucizeye inanmıyor. Derken bir yerde üzüntülü bir kalabalığa rastlar. Sebebini sorar,
-Hayırdır, derdiniz ne? Kalabalık,
-Kralımız hasta, derler.
Yahudi krallarını iyileştireceğini söyleyerek kralın yanına gider. Krala asayı bir vurur, iki vurur, üç vurur adam iyileşmediği gibi bu darbelerle son nefesini verir. Millet yahudiye öfkelenerek darağacını kurarlar. Tam asacak iken İsa (as) yetişir ve kalabalığa der ki,
-Eğer kralınızı tekrar hayata döndürürsem bu adamı affedermisiniz? Kalabalık,
-Evet affederiz.
Derken İsa (as) mucize göstererek kralı hayata döndürür. Yahudiye dönüp sorar,
-Şu ölüyü tekrar hayata döndüren Allah aşkına söyle, ekmeğe ne oldu? Cevap aynı,
- Bilmiyorum.
Tekrar yola koyulurlar. Bu sefer önlerine üç adet külçe altın çıkar. Bu altınları paylaşmaya karar verirler. Hz İsa der ki,
-Altınların biri senin, biri benim, diğeride ekmeği kim yediyse onun olsun der. Yahudi sazan gibi atlar,
-Ekmeği ben yedim, der.
Bunun üzerine Hz İsa sen yalancısın, ben seninle arkadaş olamam diyerek yahudiden uzaklaşır.Yahudi ise altınlar bana kaldı diyerek sevinçten dört köşe olur. Tam bu sırada iki kişi çıkagelir ve altınlara ortak olmak isterler. Yahudi bir kurnazlık düşünür, bunları taşıyabilmek için gidip bir hayvan bulayım, hem de size yemek getireyim der. Altınların tamamına sahip olmak isteyen yahudi zehirli bir çörek hazırlar. Tabi bu arada diğer iki kişide aralarında anlaşarak derler ki;
-Niye altını bu adamla bölüşelim ki. Yahudiyi öldürelim altın ikimize kalsın, diye hesap yaparlar. Yahudi gelir gelmez de icabına bakarlar. Acı sonlarından habersiz avanaklar, nasıl olsa altınlar bizim diyerek önce şu çörekleri bir yiyelim diyerek zehirli çöreği yiyip ölüp giderler. İsa(as) olay mahalline gelir. Bir bakar ki altınların başında üç tane dünya hırsı yüzünden ölmüş zavallılar. Dünya malına meyletmediği için Rab’bine hamdeder.
Ne diyelim, darısı bugün ki yahudilerin ve emperyalist, gözü doymaz haçlıların başına.