Yol a Dair
Yol` a Dair
Bu kitap düşlerimizden düş çalıp düş satmak gibi düşsüzlere. Yolcu, yolu elekten geçirip sunmuş bize lakin elekten geçemeyen yol ve yol hikayeleri ise ayrı bir meraklı bekleyiş içinde bırakıyor yol tutkunlarını. Eminim elekten geçemeyenler bir gün buluşacak yolcularıyla. Ilk yol biraz felsefik biraz isyankar ama fazlasıyla insancıl ve gerçekçi. Ite kaka Bestseller yapılıp gözümüze alalım diye sokulan veya ben kitap yazdım havasıyla koltukları kabaran ukala yazarların değersiz kitaplarının aksine yol kalitesiyle bu tür pek çok kitabı çöpe yollayacak güçte.
Kitabı okurken öğreneceksiniz yolculuk yapmak için çok büyük paralara ihtiyacınızın olmadığını. Yıllar önce Mina Urgan in Bir Dinazorun Anıları adlı kitabı okurken de rast gelmiştim yol için çok paraya gerek olmadığını. Urgan, gençken paramız yoktu buna ragmen trenle tüm avrupayı gezdim. Acıktığımda bir lokantada yemek karşılığı bulaşık yıkadım üstüne üstlük parada kazandım ve uyayabileceğim bir yer hep buldum.
Yolun diline gelince biraz Nazım biraz Can biraz Bukowski damlamış kelimelere. Şiirsel, lakin aptalca aşk kelimelerinden çok felsefik bir şiir tınısı yankılanıyor kulaklarınızda. Yaslıyorsunuz başınızı Moskavaya, bir eliniz latin amerikada, bir eliniz asyada. Uyandığınızda lackalaşmış, miskin, banal ve sıkıcı bir dünyanın içinde, yani kabuğunuzu kıramadığınız ve yaşamak zorunda kaldığınız çöplüğünüzde buluyorsunuz kendini. Belki de bu kitap ait olduğunuz çöplüğü ret etme cesareti verir size. Kim bilir kabuğunuzu çatlatabilir ve görmekten korktuğunuz gerçeklerinizle yüzleşebilir ve bundan sonraki hayatınıza renk katabilirsiniz. Yolu okuduktan sonra renginizin belirgin olması dileğiyle renklerden değil renksizlikten korkun…
Hayatınızın bir saatini bu kitabı okumak için ayırın. Ve başarılar Feyyaz Alaçam.
YORUMLAR
sozu ozunde insani taniyip bilmek istemez bir uretilmislik var genelde yigin yigin
karada nefessiz kalacak akli kendi aklidir kiayaklarini gezdirir "balik akli"baligin