- 393 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GORİL
İşte yine o ses derinden derine duyulmaya başlamıştı, giderek de yaklaşıyordu.
O sesi duyduğunda çileden çıkıyor, çıldıracak gibi oluyordu.
Yorganı istediği kadar kafasına çeksin, faydası olmuyordu.
Sağa döndü, sola döndü,olmadı,beynini oyan o sesten kurtulamayacaktı.
Halbuki o, meseleyi barışçı yoldan halletmeyi düşünmüştü.
Bir kaç gece önce üşenmemiş, sıcak yatağından kakmıştı.
Üzerine kalın bir hırka almış, sokağa çıkmış, Ramazan ayında, sahur zamanı davul çalarak oruç tutacakları uykudan uyandırmaya çalışan davulcuyu kapısının önünde davul çalmaması konusunda uyarmıştı.
Davulcu gülüp geçmişti onun bu isteğine ve ben işimi yapıyorum ağabey diyerek de bir de ukelalık taslamıştı.
Davulumun sesi seni rahatsız ediyorsa, kulaklarına pamuk tıka; o zaman duymazsın demeyi de ihmal etmemişti.
O korkunç ses şimdi tam evinin önündeydi.
Sanki bu gece davulcu aşlka gelmişti de tokmağı davula daha bir şevkle vuruyordu.
Tokmağın davula her vuruşunda, kasnağa gerili ince deri cüzzsesinden umulmayacak tizlikte ses çıkarıyor, evlerin camlarını zangırdatıyordu.
Tokmak davula değil de sanki kafasına vuruluyormuşcasına acı duyuyorduçıkan sesten uykucu adam.
Bu sorunu kökünden çözecek, davulcuyu davul çaldığına pişman edecek, belki de ömrü billah davul çaldıramayacak bir çare bulmalıydı.
Düşündü, düşündü, düşündü.
Düşünürken odanın içinde dört dönüyordu.
Vaziyeti uzaktan biri görse, hassa bölgesine nişadır sürülmüş sanabilirdi.
Buldum dedi, aniden zınk diye durarak.
Yüzünde güller açıyordu şimdi.
Aklına gelen pratik çözüm yolu davulcudan ebediyen kurtulmasını sağlayacaktı.
Çal bakalım, bu gece senin son çalışın olacak derken suratı, hinlikten ramazan davulunun derisi gibi gerilmişti.
Son gülen iyi gülerdi.
Davulcuya öyle bir oyun oynayacaktı ki, bırakın evinin önünde davul çalmayı, zavallı adam belki de şehri bile terk edebilirdi.
Ertesi sabahı zor etti.
Sabah erkenden sokağa çıktı, yola koyuldu.
Yapmayı düşündüğü eylemin büyüklüğü ve sıradışılığı aklına geldikçe, kendisiyle gurur duyuyordu.
Böylesine radikal bir çözümü neden daha önce akıl edememişti.
Ama olsundu, geç olsun, güç olmasındı.
İntikam zamanı gelmişti.
İntikamı çok acı olacak, duyanlar duymayanlara olayı anlatırken ağızları kulaklarına varacaktı.
Dinleyenler ise kulaklarına inanamayacak, böyle de zalimlik olmaz ki diyeceklerdi.
Kim nederse desin umurunda değildi.
Zalimlikse zalimliğin babasını yapacaktı.
Adı efsaneye çıkacaktı halk arasında.
Çarşıya vardı, tiyatro gruplarına çeşit çeşit kostüm kiralayan dükkanın kapısından hışım gibi girdi.
Günaydın falan demeden isteğini bir çırpıda söyleyiverdi.
Goril kostümü kiralamak istiyordu.
Mümkünse en büyük goril kostümünü kiralayacaktı.
Ne de olsa kendisi de boylu bosluydu.
1-90 boyu, 105 kiloluk ağırlığıyla bir hayli iri cüsseliydi.
Parasını ödedi, paketlenen kostümü aldı, dışarı çıktı.
Artık geceyi beklemekten başka yapacak bir işi yoktu.
Davulcunun geleceği saat yaklaşırken kalktı, goril kostümünü giyindi.
Aynadaki görüntüsüne baktı, gördüğü korkunç manzaradan kendisi bile korktu.
Davul sesi her geçen saniye evine doğru yaklaşırken, sokak kapısını araladı, usulcacık dışarı çıktı, bir kuytuya sindi.
Davulcu tam hisasına gelince ellerini kaldırdı, boğazından yırtıcı bir bağırış kopararak davulcunun üzerine çullandı.
Gariban davulcu, üzerine çullanan kıllı iri yaratığın ağırlığıyla yere yuvarlanırken ağzından anneee diye bir feryat koptu.
Korkudan ödü patlamıştı.
Ayağa kalkması, davulu boynundan çıkarıp atması ve koşarak kaçması iışık hızında olmuştu.
Bir yandan koşuyor, bir yandan da imdaaaat diye yardım dileniyordu.
Davulcu önde, goril arkadaydı.
Derken,iri bir sokak köpeği de havlayarak gorilin peşine takılmıştı.
Öndeki davulcu gorilden kaçıyordu.
Davulcuyu kovalayan goril kostümü giyen şahıs, köpeğin kendisini kovaladığını anlayınca o da köpekten kaçıyordu.
En arkadaki köpek ise geceyi yırtan havlamalarla kıllı iri yaratığı kovalıyordu.
Gecenin bir vaktinde sokakta koşan üçlüden çıkan acaip sesler komşuların tamamını camlara dökmüştü.
İçlerinde polisi arayanlar oldu.
Tam o esnada bölgeden geçen polkis ekip otosu durumu gördü,durdu.
Polis aracı köşede durunca, içinden atlayan genç bir polis memuru tabancasını çekti, havaya doğru bir el ateş etti.
Polis memurunun havaya ateş etmesi koşanları daha da telaşlandırmıştı, hızlarını arttırmasına neden olmuştu.
Havaya ateş açmakla vatandaşın birini kovalayan gorili durduramayacağını anlayan polis memuru tabancasını gorilin kafasına nişan almıştı ki, bir anlığına geriye bakan goril bir anda kendini yere atmış, kostümünün başlığını çıkarıp polise doğru sallamaya başlamıştı.
Gorilin bir anda insana dönüşmesi köpeği de korkutmuştu.
O da kuyruğunu bacaklarının arasına kıstırmış, aksi istikamete kaçarak gözden kaybolmuştu.
Araçtan inen polis memurları tabancası ellerinde, gördükleri manzaraya inanamaz gözlerle bakıyorlardı.
Kızsınlar mı, gülsünler mi bir türlü karar verememiyorlardı.
Ayak üstü sorgulanan kıllı yaratığın komşuları, goril kostümlü şahsın komşuları olduğunu temin edince de asayiş konusunda bir sorun olmadığına kanaat getiren polisler olay yerinden ayrılmışlardı.
Mesele kan dökülmeden, sulh yoluyla halledilmişti.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.