- 1320 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Muhteşem Yüzyıla Muhteşem Uyarlamalar
İster beğenelim, ister beğenmeyelim, Osmanlı diye bir tarihimiz vardır. Bu tarih içinde yaşanmış her şey o tarihin yani tarihimizin bir parçası ve tümümüzün malıdır. Evet, Osmanlı bizim tarihimiz ki, tarihimiz kültür ve medeniyetimiz, kültür medeniyetimiz ise onurumuzdur. Onurumuzu işlerken dayanağımız yine tarihtir. Konu bellidir... Konu asırlarca önceden yaşanmışlardan oluşmuş tarihtir. Yazarın becerisi uyuruk senaryo yazmak (aktüel, magazinel; güncel bir senaryo oluşturmak) değil en doğal olanı yansıtmaktır.
Onurumuzu işlerken tümüyle bir ulusu ögzönünde tutmalıdır kalemşörler.
Yeni ve tümüyle eleştirel bir yazı yazmak için oturdum masaya bu hafta için. Tam bir yıl önce aynı konuyu irdeleyen yazımdan kesitler katmak istedim pekiştireç olsun diye bu güne. O günyazdıklarımın tümünü alarak bu gün yazacaklarımı ilk paragraflarla sınırlı bıraktım.
Gördüm ki, bu günü ta o günden yazmısız. Bir anlamda yazdıklarımız ve yazılmış olanlar pek hitap etmemiş tarihi oynayanlara. Okuyalım dilerseniz:
"Benim babam en güçlü, en uzun boylu, en bilgili en yakışıklıdır, her çocuğa göre.
Liderler tüm ulusların babası gibidir. Benim padişahım yenilmez, benim padişahım korkmaz, benim padişahım tüm dünya padişahlarını döver. uzatırsanız olağan üstülükler girer... gülmez, ağlamaz, kadınıyla yatmaz, tuvalete gitmez...
O Muhteşem Süleymen ki, kendisine mektupla başvuran Fransız Kralını kurtarmış, yetmez gibi düşmanlarına en büyük korumacı mesajı da vermekten geri durmamış; kapitülasyon ayrıcalığı tanımış. Kendine sığınana kendi vatandaşına olduğu gibi büyüklük edecek ululukta muhteşem... Kırk altı yıllık saltanatında İmparatolrluğu Kanuni Sultan Süleymen imajıyla bütünleştirmiş, Zigetvar’da imparator çadırında son nefesini vermiş sultan... Ve Fatih’in, kutlu padişahın torunu O.
Evet, kitaptan aldıklarımız bilgi kaynaklı kültür birikimi olarak kendi ürünümüzmüş gibi bizden dışarıya yansır.
Kitabi bilgiler zaman içinde erozyona uğrayıp aşınsada onlar yine bilgi dağarcığımızın engin ovasında bereketli olüvyon birikintisi olarak yine bizde kalır. farklı ama verimli... Tarih, kimilerimiz için başkıltık; yastık altı kitaplarımızın içeriğidir. En az bir macera, bir polisiye, bir sosyal toplunsal roman hazzı alırız kimilerimiz onunla. Hani bu alanda senaryolar yazanlar, film ve dizi oluşturanlarla karşılaştıracak, tartılacak birikimi olanlarımız vardır. Bir başka deyişle kimilerimiz yazan, kimilerimiz çizen, kimilerimiz öykü dizen, kimilerimiz uyarlayan kimilerimiz oynayanlarız. Yoktur aslında birbirimizden farkımız aynı konuda, durduğumuz yerler ve aldığımız roller dışında.
Şu ""Muhtyeşem Yüzyıl."" İzliyorum. emek verilmiş, ter akıtılmış. Oynayanlar kendini kapıp koyvermiş. Ayrıntısına girmezsek tarihi konusuyla, eleştirel yaklaşımıyla batılı yoldaşlarından hiç de aşağı değil. Artıları bile görülebilir aslında.
Ben hem izleyen hem eleştirenlerdenim efendim. Elimde değil, emeğe yüzümü dönemem, emeğin; emekleri, emelleri sömürmesine de göz yumamam. Olaylar ana başlıklarıyla yüksek oranda tarihi verilere uygunluğundan doğrudur diyorum. Anabaşlık bakın, anabaşlık dışındakiler yorum, yani uydurma - eleştirme açısından değil, işin raconundan- işte burada nüans, kişisel bakış, canım öyle istedi keyfiyeti çıkar ortaya. Senaryo yazarının kişisel olarak vermek istedikleri devreye girer ki, bu kitleleri hiçe sayma boyutunda uzarsa dozu olumsuz yönde bozar.O zaman tüm nabızları tek elle tutamazsınız ve bazı nabızlar verilen şerbeti hoş bulmaz. Bu ayrıntıda ölçülü olunabilse, tarihe ve tarihin saygınlığına saygı gösterilse diziyi değerlendirecek kadar yıldız için samanyolundan kredi talep etmem gerekir.
Sahnede geri planda silik olarak görünen dünya küresinin niteliği gözlerden kaçmıyorsa çok özenli davranılması gerekir diyorum.
Biz emeğe saygı gösterecek, kaliyeyi taktir edeceğiz, onlar izleyenlerin de birşeyler -kimilerinin daha çok- bildiğini unutmayacaklar.
(24.01.2011)
Dünya izliyor... Tekrar tekrar kutluyorum emek verenleri ama dikkatlerini tarihi onurumuza yoğunlaştırmalarını da isteme hakkını kendimde görüyorum kalemimi takip eden toplum adına.
Karyolanın altında, perdenin arkasında değildik...
Yorum sizindir değerli okuyucularım. Saygılarımla efendim.
[email protected] Hikmet AKSU
haksu49@ (Cemali)
www.antoloji.com/hikmet_aksu Eğitimci-Şair-Yazar
YORUMLAR
Evet, haklısınız, emek verilmiş, hem de bir hayli emek verilmiş. Bu emek Haçlı artığı bir avuç ucuz karakterin Osmanlıyı itibarsızlaştırarak Türk milletini milli ve manevi değerlerinden, tarih bilincinden koparma girişimidir.
Kanuni Sultan Süleyman dizideki o ayyaş tipleme ile hiç alakası olmayan, Hürrem Sultan dekolte kıyafetten başka bir şey giyinmeyen dizideki o orta malı ile hiç benzerlik göstermeyen bir kadındır.
Haçlı seferlerinin mahiyeti değişmiş ve kültürel emperyalizme dönüşmüştür. Bu dizi kültürel bir Haçlı Seferi'dir. İslam'ı Anadolu'dan yok etme, Anadolu'da Osmanlı imajını yıkma girişimidir.
Fakat nafile;
Çünkü 1071 Malazgirt Savaşı'ndan beri Türkler Anadolu'yu İslam yurdu ve kalesi yapmışlardır. Bütün girişimlere rağmen asla terk etmemişler, boyun eğmemişlerdir. İster silahlı, ister kültürel olsun fark etmez; Haçlı Seferlerini bertaraf etmek asırlardır Anadolu insanının karakteridir.
Aşağılık zihniyet asla hedefine ulaşamayacaktır.
Onlar varsa biz daha fazla varız. Hiç fark etmez;
OSMANLI TORUNUYUZ
Osmanlıyız Osmanlı, pek şanlıyız pek şanlı!
Çok şükür Yaradan’a imanlıyız imanlı!
Kelime-i tevhidi yüreğimize kazdık.
Kardeşlik kitabını asırlara biz yazdık.
Osmanlı adalettir; barış gülü dermektir.
Zalimin karşısında mazluma hak vermektir.
Bizans’tan arta kalan ne varsa hepsi yalan.
Yüzyılların gerçeği Anadolu Müslüman.
Yüce Rasül peygamber yegane önderimiz
Sahabe-i kiram da öncümüz, rehberimiz
Kalbimiz Darul Erkam, İslam doluyuz İslam!
Musab Bin Umeyr gibi talimimiz muntazam.
Deriz "Elhamdü Lillah", "La ilahe illallah"
Özümüz, kelamımız "Tevekkeltü Alallah"
İşte Türk genci budur, rengi İslam tonudur.
Kuran’dan ilham alan Osmanlı torunudur.
Yükselsin tekbir sesi, inşa etsin tevhidi.
Rahman bizimle kursun, geçilmeyen serhaddi.
Azrail kılıç çekse ölümden ürkmüyoruz
Münafıktan, müşrikten; kimseden korkmuyoruz
Okudukça Kuran’dan her bir muhkem ayeti
Biliriz ki gelecek Allah’ın inayeti
Görülsün yüzümüzde İslamın aydın nuru.
Tekbir “Allahu Ekber” kalbimizin düsturu.
Tek kalsak da yolunda, bakmayız arkamıza.
Kabir cennet sayılır, üstünde ezan varsa.
Yaşat, Allah’ım yaşat; bizi hep böyle yaşat!
Mukaddes kelamınla tüm dünyamızı kuşat!
Gerisi hikaye...
Ömrü at sırtında geçmiş bir cihan padişahını saray zamparası gibi lanse edenlere yazıklar olsun, yazıklar olsun, yazıklar olsun. Meğer Kanuni Viyana'ya kadar at sırtında değilde, avrat sırtında gitmişte haberimiz yokmuş. Ben bunların emeğine saygı duymuyorum. Çünkü tarihimizden çok şeyler çalanlara saygı bana çok ama çok abes geliyor. Az okuyan bir millet olarak bir çoğumuz Kanuni'yi bu filimde izlediğimiz gibi tanıyacağız. Bugün Kanuni, yarın Yavuz, gün gelecek Fatih Sultan Mehmed Han'a hakaret edecekler. Cennet mekân Abdulhamid Han'a saldıran zihniyet boş durmuyor. İftira edenler, iftiraya uğramadan ölmezler. Bu bozuklarda iftiradan gün gelir nasiplerini alırlar.