- 485 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Geride Saklı Öykü
Tepeden bakıyorum size. Göremediklerinizi seçerek, ellerimde bulutlar… Bu kadar yüksekteyken ve böyle sarmaş dolaş olmuşken gökyüzüyle, sizden çok daha sıkı basıyorum yere. Sesleriniz birbirine karışmış, koca bir uğultuya dönüşmüş olarak, kelimelerinizin anlatamadığı her ne varsa getiriyorlar buraya. Yüzlerinizi çırılçıplak ortaya dökerek…
Mesela sen sarı saçlı kız, o çok şen kahkahaların var ya… Onlar iç yakan bir ağlayış olarak yankı bulabiliyorlar burada. O uğultunun içinde kaybolan kelimelerin yavaş yavaş belirginleşmeye başlıyor… Ama epeyce bir değişmiş, içine çarpıp çıkmış olarak geliyorlar. Bambaşka kelimeler halinde… Ellerimdeki bulutlarla sarmalıyorum herbirini. “Terk etti bizi.” diyorsun. “O kadını bize tercih etti.” Saçlarını savururken özgürce, o kadına çarpıyor birkaç tutam, duruveriyorsun birden. Ona benzedim mi diye sorgulamaya başlıyorsun hemen kendini. Her gülüşün, her rüzgara koyverişin benliğini, babanla o kadını getiriyor aklına. Gülüşlerin kirleniyor bir parça. O kadının kahkahalarına çarpıyor.
Sonra sen genç adam, omuzları öne eğik, düştü düşecek sürüklenip giden yolda, bir nehrin akışına bırakmışçasına kendini, koyvermiş… Sen tek kelime söylemiyorsun. Ama uzun bir öyküyü anlatıyor bedenin. O kalabalıkta en sahici kelimeler senden çıkıyor bu yüzden. Ama ayaklarının sağlam basmasına yine de yetmiyor bu dürüstlüğün. O yüzden sen de tepeden inmemi önleyen o kalabalıktan sadece birisin.
Sen yaşlı adam, oflaya puflaya geçiyorsun o kalabalıktan. Her ah çekişin, her kaş çatışın bir parça daha anlam katıyor sanki hayatına. “Ben neler neler yaşadım” diyor çökkün bedenin… ve sevgisiz, donuk bakışların çevrene. Sanki bu kadar belli etmesen yorgunluğunu, o gençlerin herbiri büyük bir günah işlemişsin gibi suçlayarak bakacaklar sana. O zaman şimdiki gibi sadece var olman yetmeyecek. Yeterince yaşamış olmanın haklı yorgunluğunu bulmayacaklar gözlerinde. “Zavallı bir ihtiyar…” diyecekler.
Ve sen güzel kadın… Şık giysin, ağır makyajınla tepeden tırnağa özenli bezenli salınıyorsun o kaldırımlarda. Hüzün incecik beline oturan o daracık ceketin hangi ayrıntısında kayboluyor kimbilir! Öyle renkli bir görüntüye boğuyorsun ki kendini, çıkmaz bir sokağa dönüyor yüzün. Duygulara geçit vermeyen... Ama ben yine de görebiliyorum onları. Bulutlara dokunabilen biri tüm kılıflarından arındırarak görür çünkü her şeyi. Gerçek yüzler çıkar ortaya, tüm makyajından sıyrılmış… Geride saklı o öyküyü anlatır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.