İŞÇİ VE UYKU
İşçi olmak zor hem de çok zor, hele ki aydınlığa açılan dünyanın ömürlük işçisiysen. Emekliliğin ise ; güzel bir sözde, manidar bir davranışta yahut fedakar bir ruhta yeşeren umuttan başkası değildir. Olmasın da !...
Artık yoruluyorum galiba ya da ben bedenime çok yükleniyorum dediğin vakitler birbirini takip eden görkemli ayın evreleri gibi olur çoğu zaman. Ne vakit bir güzellik görsen o zaman işte o hilalin en göz alıcı anıdır. Maksat onu görmek olduğundan çabalar merdiven olur çoğu zaman. Bulutlu demlerde hilalin o güzelliğini görmenin nakıslığı gibi bir ruh hali peydah etse de orda saklı güzelliği bilip üşüyen umutları sabır oduyla sarmak gerek. Elbette pek zahmetli bir iş bu ; ne de olsa meslek gereği kalp, ruh ve umut yorgun düşer peyderpey. Böyle anlar fedakarlığın, rahatından feragatin, gözlerin bitkinlikten kan bürüdüğü yalnızlık ve fikir deryasındaki hırçın dalgaların anıdır…
Belki o yalnızlıkta merhametine sığındığın paha biçilmez uyku, işçiliğini hakir görüp namert davranır, uykuyla yoldaş çarşaf, yastık barındırmaz olur seni. İşte bu gemileri yaktığın andır. Artık istese de seni cezp edemez hülyaların rüyalarla harmanlandığı diyar. Madem işçilik bu kadar zor ve uyumak bu kadar ıraksa ne ehemmiyeti kalır ki uyumanın. En iyisi mi kan çanağı gözlerle , fersiz bedenle direnebilmek. Tekrardan açılacaksa gözler kıymetsiz dünyaya o vakit uyumak ne diye olsun.
Yürek işçisisin sen ; uykuyu tercih edip işine ihaneti seçmek de uykusuzluğu yar bilip manidar yaşamayı seçmek de sana kalmış.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.