Yaylacık' tan Mektup Var! (Makale)

• 2 Mart 2008 Pazar 02:07:28

Merhaba gurbetçiler merhaba canlarım,
Selam size Demirci babadan, Sarıçayır’dan,Taz tepeden, Molla pınarından, Şahin pınarından, Keşlik yol ayırımından, Yüreğimin her yanından selam size, Elli yıldır aramıza gurbet girdi, Siz oralarda mutsuz, ben buralarda huzursuzum. Kör olası gurbet bizi bir birimizden ayırdı, hasretinizle göz yaşlarım sel oldu içime aktı, derdimi hiç kimse anlayamadı.

Paranın herşey olmadığını yaşayarak anladınız, iyi biliyorum hepinizin parası var,malı var, mülkü var ama eminim ki hiç biriniz huzurlu hiç biriniz mutlu degilsiniz. Maddeyi az çok kazandınız, amma bedel olarak manayı büyük ölçüde kayıp ettiniz, oysa burda hep birlikte bir arada ne güzel ne mutlu yaşıyordunuz. Örfünüz, adetiniz, geleneginiz, töreniz, inancınız ve itikatınız birdi insani değerler ve inancınız yaşam gayenizdi. Paylaşmayı, yardımlaşmayı iyi biliyor kusursuz uyguluyordunuz, Akrabalarla ilginizi kesmiyordunuz, Komşu hakkını çok iyi idrak ediyor göz ardı etmiyordunuz. Özünüzle sözünüz birdi, Cem oluyordunuz senede bir defada olsa küsleri barıştırıyor, bilerek veya bilmeyerek işlediğiniz günahlara tövbe ediyordunuz, Hastaları ziyaret ediyor, yoksula düşküne yardım ediyordunuz. Mazluma ağıt yakıyor, zalime lanet okuyordunuz, Dışarıdan gelen her misafiri hızır biliyor, hürmette kusur etmiyordunuz.Hak Muhammed Ali yolunu, güruhu naci biliyordunuz. Her zaman her yerde ezilenin, emekçinin saflarında saf tutuyordunuz. Hiç bir zaman zalimin kılıcını çalmadınız. Çalmazsınız! hepiniz iman sahibiydiniz, hakka hakikata bağlıydı özünüz

Müsahip oluyordunuz bir lokma ekmeği bir canla paylaşmak için, kainata adeta insanlık dersi veriyordunuz. Herkes size imreniyor, ben sizinle gurur duyuyordum.Atalarınızla gurur duydugum gibi, düğün adetleriniz, çocuk oyunlarınız ne kadar güzeldi, Davul zurna insanı mest ederdi, helede gelin çıkarma havası çok duygulandırırdı insanı Bayraktar ne güzel salavat okurdu, o zamanda vardı magandalar, ama yinede herşey çok güzeldi. Saygı vardı, sevgi vardı, hatır vardı, gönül vardı en önemlisi aşk vardı!

Doğrudur herşey şimdiki gibi bol değildi, ama çok lezizdi. Lezzeti vardı, tadı vardı, vitamini vardi, proteini vardı bambaşkaydı, doğaldı şimdiki gibi hormonlu tatsız değildi, Allaha kul, Peygambere ümmet, Vatana ana gibi yardınız. Al yıldızlı bayrağa büyük saygı duyardınız, ne Karl Marksı duymuştunuz, ne Engelsi okumuştunuz, Her çeşit iftira ve hakarete maruz kaldığınız halde, hak yoldan ayrılmadınız, taş atana bile ekmek atmayı başardınız. Ben sizinle her zaman hep gurur duydum.

Zalim gurbet eller gururumla oynadı sizi benden beni sizden kopardı, Yıllar sizide benide yıprattı. Haberinizi alıyorum yüreğim parçalanıyor, sonbaharda ağaçların yaprak dökümü geliyor gözümün önüne, düşünüyorum ağaçlar ilkbaharda yine tomurcuk açar, yine yapraklar olur, ama siz değerlerinizi yitirirseniz ki öyle görülüyor, bir daha bulamazsınız, yüreğim ona yanıyor.

Kiminiz ateist olmuş, kiminiz bölücülük tuzağına düşmüş, kiminiz nefsinizin kölesi olmuşsunuz, aile hayatınız tarımar olmuş. Eskiden kurt ağzı bile yemezdiniz, şimdi domuz yiyeniniz bile varmış, vay ben öleydim, yakılaydım kül olaydım, bu halinizi görmeseydim manada iflas etmişiniz, ya çocuklarınız ne olacak, onlara miras olarak ne bırakacaksınız? Dilim dönmüyor amma isterseniz yine ben söyleyim. Kumar, içki, fuhuş, yalan, esrar, eroin, rüsvet, torpil, hainlik kısaca kötü ve iğrenç olan herşey eseriniz olarak miras kalacaktır. Farkındamısınız? bir çoğunuzun cesedi bile geri dönmedi, ölüsüne saygısı olmayanın dirisinede saygısı olmaz.

Sizden son isteğim geri dönün, ömrünüzün geri kalanını köyünüzde, doğup büyüdüğünüz yerde geçirin. Kargoda değilde koltukta gelmeniz beni çok sevindirecektir. eğer koltukta sağ olarak geri gelemezseniz bile, kargodan da olsa muhakkak geri dönün, soğuk yüzünüzü bari göreyim. Hepinizi yüce Allaha emanet ediyor, Hasretle ve özlemle gözlerinizden öpüyorum. Köyünüz YAYLACIK.......

Güner Kaymak