Üzgünüm, üzgünüm kalıplarınıza uymayıp sizin deyiminizle ’sıradışı’ bir hayat sürdüğüm için...

Doğada yer alan insan-hayvan-bitki grupları arasında hiçbir öncelik tanımadığım, birini diğerinin önüne koyamadığım için çok üzgünüm. İnsan denen nesil için de dil-din-ırk ayrımı yapamadığım, bir ırkı ya da grubu diğerinin önüne koyamadığım yine de kimlik kavgalarında kullanılan silahları onaylayamadığım için çok üzgünüm.

Biliyorum, çoğunuz evlenip çocuk sahibi olmayı bir amaç olarak görüyor ve o doğrultuda yaşıyorsunuz; ben evliliği bir amaç değil varılacak bir yol olarak görüyorum ve henüz o yola varamadığım ve o yolda yürüyemediğim için değil ama sizi bu anlamda da hayal kırıklığına uğrattığım için çok üzgünüm.

Bu sebeple insan olmanın erdemini ta içimde hissederek yaşadığım bu hayatı, size öğretilen kalıplar ile etiketlemekten vazgeçiniz. Ki alt alta yazdığımda bunları; kiminize göre faşist oluyorum, kiminize göre komünist... Bazılarınız doğa ve hayvan hakları konusundaki çalışmalarımı abartılı buluyor, bazılarınız ise yetersiz; komiksiniz...

Ben insanım ama insanı hiçbir insandan ya da hayvandan ya da bitkiden daha üstün görmüyorum anlıyor musunuz? Ve bu düşüncelerim yine sizin sandığınızın aksine henüz evlenmediğim için bulduğum uğraşı alanları değil, bu bir hayat felsefesi!

Benim gibi düşünen ve yaşayan biriyle henüz karşılaşmadığım için evlenmedim, anlıyor musunuz? Hanım hanımcık dünya güzeli kızlar beni ilgilendirmiyor, ben dünyayı ve ’dünyamı’ daha güzel yapmak için çalışacak birini bekliyorum, hepsi bu...


Ufuk Bayraktar