EdnA
Ölmeli miydi Edna?
Eğer O ölmezse... Do re mi fa sol la si dô seslerini duyar gibiydi. Her boy ve her ebatta Edna.
Müzik hocasını aradı gözleri.
Demir parmaklıklıydı giriş katı. Başını uzattı, solfej öğretiyordu uzun boylu siyah saçlı bir bayana.
- bu "doo sesi." Der gibiydi.
Kapadı gözlerini Edna. Uyur gibiydiler, görmemeliydi.
Az önce toplu olan saçlarının bağını çözdü. Çantasından çıkardığı rujunu tazeledi. Bir iki fırça darbesiyle dağıttığı saçlarıyla başka bir Edna olmuştu. Gömlek diye bahsedilen o şey her neyse, üstten iki düğmesi açılınca şimdi çok güzel bir bluz olmuştu.
Kapıyı çalmadan açıp içeri girdi. Solfej hayli ilerlemiş olmalıydı. Girdiğini duyan ve irkilen olmadı.
- ah pardon hocam, az önce derse daldığımızda çorabımın tekini burada unutmuşum. Siz rahatsız olmayın lütfen.
Siyah saçlı kadın önce ona, sonra müzik hocasının gözlerine baktı ve ayağa kalktı.
Bu "doo sesi." Der gibi bir tokat çınladı odada. Kapı üstlerine kapandı.
- yazık oldu diyemiyorum. Çorapları hayli kaliteliymiş, sevindim.
Aslında aslına dönmeliydi şimdi Edna.
Yarıda kalan ne varsa.
Ara sıra yıkadığı çamaşırları asmak için aldığı ipe baktı. Kısaydı.
Gözüne çoraplar takıldı. İki ucundan tutup çekiştirdi.
- Taşır, iki kişiyi bile. Bir mal alırken fiyatına bakmayacaksın, böyle kaliteli olacak işte. Dedi sehpanın üstüne çıkarken.
Sehpa düşerken odaya kalın do sesi geldi. Edna duymadı.
Avizenin yerinde önce siyah çoraplar, sonra ip, daha sonra da Edna sallanıyordu.
Oysa tam bu gün evlilik yıldönümüydü Edna ile müzik hocasının.
__öyküsatıcısı2012Davidoff