- 2417 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MAYA TAKVİMİ VE KIYAMET SÖYLENTİLERİ
Önce Maya’ları tanıyalım. Mayalar kimdir?
Her şeyden önce Mayalar çok üstün seviyeli dinsel bilgilerle geldiler. Tek tanrı inancındaki eski "Mu Güneş Dini" ne bağlı bir topluluktular. Örneğin Mısır uygarlığı, Mu’dan sonra gelen ve Mu kadar gelişmemiş bir uygarlık olan Atlantis’in bir kolonisiydi. Öyle olmasına rağmen dönemin çok üstünde bir gelişim gösteren bir uygarlık olarak tarih sahnesine çıktılar. Mayalar o anlamda Mısır’dan hem çok daha üstün bilgiye ve daha eski bir geçmişe sahiplerdi. Çok gelişmiş dini sistemleri sayesinde geleceğe ait bazı bilgilere sahip olan Mayalar’ın geleceğe ait olan bilgileri ise geçmişe ait bilgiye sahip olmalarında yatıyordu. "Başlangıç nasılsa son da öyle olacaktır" diye çok eski ezoterik bir söz vardır. Çünkü bazı şeyler yeryüzünde periyodik olarak tekrar ediyor. İşte Mayalar’ı önemli kılan bu ezoterik (gizli öğreticilik) bilgi birikimine sahip olmalarıydı. Mayalar’a göre yeryüzünde meydana gelen en önemli değişimlerden biri de eksen açısıyla ilgiliydi.
Şahsen bende bir bıkkınlık var, neden derseniz;Her ağzı olan konuşunca benimde başıma ağrılar giriyor. Yok efendim neymiş Maya takviminin sonuymuş,Kıyamet kopacakmış, Yok öyle bir şey sadece bir çağın bitimi ve diğer çağın başlangıcı olacak. Ama gel gelelim bazı mihraklar savaş,kıyamet dünyanın sonu gibi söylemlerde bulunuyorlar. Her zaman dediğim gibi;
قُل لَّا يَعْلَمُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ الْغَيْبَ إِلَّا اللَّهُ وَمَا يَشْعُرُونَ أَيَّانَ يُبْعَثُونَ
Kul lâ ya’lemu men fîs semâvâti vel ardıl gaybe illallâh(illallâhu) ve mâ yeş’urûne eyyâne yub’asûn(yub’asûne).
1. kul : de, söyle
2. lâ ya’lemu : bilmez (bilemez)
3. men : kim, kimse
4. fî es semâvâti : semalarda, göklerde
5. ve el ardı : ve yeryüzü
6. el gaybe : gayb, bilinmeyen
7. illâ allâhu : ancak Allah, Allah’tan başkası
8. ve mâ yeş’urûne : ve şuurunda olmazlar, farkına varmazlar, bilincinde
9. eyyâne : ne zaman
10. yub’asûne : beas edilecekler, yeniden diriltilecekler
De ki: “Göktekiler ve yerdekiler gaybı bilemezler, ancak Allah bilir. Onlar öldükten sonra ne zaman diriltileceklerinin de farkında değildirler.” Ayet ile sabittir.(1)
DÜNYANIN SONU DEĞİL
1,8 metre karelik odanın batı ve kuzey duvarlarında yer alan tasvirler, Xultun’da ortaya çıkarılan tek şaşırtıcı keşifler değil. Doğu duvarında, bir dizi küçük, karmaşık hiyeroglif yer alıyor. Yani, Maya’ların keşfedilen en son takvimi.
Takvimin, duvardaki çizimlerin tamamlanmasından sonra duvara eklendiği düşünülüyor. Arkeolog David Stuart, “takvimin, sanki zaman çizelgesini kağıt yığınları arasında aramak yerine duvara, gözünün önüne koymak isteyen bir katip tarafından hazırlanmış gibi durduğunu” belirtti.
Mayalar, Haab takvimini “baktun” adını verdikleri 394,26 yıllık bölümlere ayırdı. Baktun’lar, dünyanın sonunun 21 Aralık 2012’de sona ereceği düşüncesini oluşturdu. Bu tarihte, 13’üncü baktun tamamlanırken, Dünya Beşinci Güneş Çağı’ndan, Altıncı Güneş Çağı’nda girecek.
Stuart, “Bu bilgilere dayanarak dünyanın sona ereceğini düşünmek yanlış bir düşünce. Aslına bakılırsa, Maya’lar 13’üncü baktun’un ardından zamanın sona ermeyeceğini biliyordu. 13’üncü baktunun sona ermesi, sadece yeni bir dönemin başlangıcına işaret ediyor. Yeni keşfettiğimiz takvimde, baktun’lardan çok daha geniş zaman birimleri var” dedi.
(2)
Otoritelerden Maya Takviminin Sonuna Dair Yorumlar
Don Alejandro’nun mesajı
Don Alejandro, Mayaların öğretilerinin, görüşlerinin ve kehanetlerinin en önde gelen bekçisidir. Guatemala Ulusal Maya önde Gelenleri (İhtiyarlar) Meclisi başkanı, Maya Takvimi tutucusu, 13. kuşak Quiche Maya Yüksek Rahibi
ve Amerika’nın Kıtalararası önde Gelenleri(İhtiyarlar) Meclisi ve Ruhsal Rehberlerinin en kıdemli üyesidir. Aynı zamanda Maya Kültürü konusunda uluslararası bir okutmandır.
Sevgili kardeşlerim,
Cennetlerin kalbi ve Dünyanın kalbi adına sizleri selamlarım. Ulusal Maya önde Gelenleri(İhtiyarlar) Meclisi adına, Guatemala Ruhsal Rehberleri adına küresel seviyedeki, muazzam manyetik bağlantılarınıza dikkat çekmek istiyorum:
Maya Ulusunun ruhu ve Toprak Ana ruhu bizleri bütün dünya insanları ile
dost olmaya davet ediyor. Bir Maya kehaneti der ki "bir elin parmaklarının birleştiği gibi,
hepimiz bir gün bir araya geleceğiz". Hepimiz Dünyanın çocuklarıyız, hepimiz yüce ’Yaradan’ımızın bahçesinden gelen farklı renkte, şekilde, bedende, farklı aromada; farklı diller konuşan, kendi kültürüne göre tapınan, meditasyon yapan ancak en nihayetinde ayni Yaradan’a ibadet eden insanlarız. Yaradan’a hepimiz kendi kültürümüze göre farklı bir ad vermişiz.
Umarız bu bildiri gitmesi gereken her yere ulaşır, özel kesimlere olduğu kadar
yönetimlere de ulaşır; toprak sahipleri, bilim adamları vs. dünyadaki her tur insana.
Kardeşlerim, yeryüzünde 500 senedir katliam hüküm sürmekte, insanların yok edilmesi, kardeşlerimiz olan hayvanların ve asırlık ağaçların yok edilmesi her gecen gün daha da artmakta. Biz kıdemliler olarak mistik ve binlerce yıllık bilgi birikiminin bekçileriyiz.
Yorulmaksızın ucan kuşlar, kehanetlerin gerçekleştiğini görecek kadar yaşadılar.
Dünyadaki bütün insanları ve hükümetleri bilinçlendirmek ve gezegenimizin su andaki durumunu analiz etmesini ve yansıtmasını istiyoruz.
500 sene önce Amerika kıtasının cennetten bir köşe olduğunu hatırlamakla ise başlayalım. Bakir ormanlar, harika hayvanlarla dolu şehirler, rengârenk özgürce ucan kuşların oluşturduğu şehirler; herkese yetecek kadar yiyecek. Sular saf ve bereketli idi ve insanlar, geleneklerine göre yaşıyorlardı, kültürlerini koruyorlar ve Toprak Ana’nın güzelliğini muhafaza ediyorlardı. Atalarımız bulaşıcı hastalıklardan uzak bir şekilde 100 yaşlarından fazla yaşayabiliyorlardı. Yaradan’ın kanunlarına saygılı ve itaatkâr idiler.
Bir de şimdiki zamandan konuşalım. Teknolojinin tüm nimetlerinden faydalanıyor,
her gün hayatimizi daha da kolaylaştıran icatlar yapıyoruz ve hepimiz bunları
kullanıyoruz. Ancak bu nimetler için ormanlarımızı yok ediyor, nehirlerimizi kurutuyor
ve sularımızı kirletiyoruz. Ekinlerimiz hastalık kapıyor ve ekinleri yiyen hayvanlarımız
oluyor. Hepimiz bulaşıcı hastalıklar tehdidi altındayız ve bu hastalıkların çoğu
geçmişte olmayan hastalıklar. Kimyasalların kullanımının artması, böcek ilaçlarının
ekinlerde kullanılması hepimizin zararına. Ve en önemlisi nükleer denemeler:
nükleer bombalar dünyamızı ve üzerinde yasayan her canlıyı hiç olmadığı kadar tehdit altında bırakmaktadır. Birçok kişi evsiz, çocuklar sokaklarda dileniyor, bazıları ise fahişelik yapmak zorunda kalıyor. Yağmacılar ve talancılar ise yükselişte. Sokaklarda gündüz gözüyle öldürülen insanlar, insan kaçırmalar, gasp, okullarda toplu katliamlar, ��ocuklarını öldüren aileler, ailelerini öldüren çocuklar, kendi öz çocuklarına tecavüz eden aileler. Bütün bu olanlar zehirlenmenin sonucu. Saygı diye bir şey kalmadı; daha doğrusu hayata saygı kalmadı. Otoriteler kendilerini satıyor. Adalet alınıp satılabilen bir mal haline geldi.
Simdi de gelecek hakkında konuşalım. Biz Mayaların kıdemlileri ve dünyadaki
tüm yerliler olarak, geleceğimiz için ibadet ediyoruz. Sadece bugünümüzü değil,
yarınlarımızı düşünüyoruz. Çocuklarımız, torunlarımız ve gelecek nesillerimiz için.
Büyük bir karanlığın yaklaştığını görmekteyiz, büyük zarar verecek olan bir karanlık.
Büyük kirlenme dediğimiz karanlık. Bunun tüm sebebi bizler yani insanlarız.
Kendi mezarlarımızı kendimiz kazıyoruz. Savaşlar başka yeni ülkelere kayıyor; sebep olarak
özgürlük götürdüklerini soyluyorlar ancak sonuçta daha fazla kölelik ortaya çıkıyor.
Yeni kalkınma hamleleri yaptıklarını soyluyorlar ama sonuçta az gelişmiş ülkeler daha fazla
açlığa sürükleniyor. Böyle devam edersek eninde sonunda savaşmak için bile insan bulunamayacak. Ulusal Maya önde Gelenleri(İhtiyarlar) Meclisi dünyanın tüm uluslarına sesleniyor - hükümetleri ve yöneticilerine - kirlenmeyi durdurun; küçük ve büyük isletmeler alternatif enerji kaynakları kullanın. Daha fazla savaş, daha fazla olum, nükleer testler, kimyasal madde kullanımı istemiyoruz çünkü Toprak Ana gereğinden fazla isindi. Eğer simdi durmazsak çok yakında milyonların ölümüne sebep olacak bir cevap verecektir.
Yaradan bizleri O’na ibadet etmemiz, birbirimizi sevmemiz ve saymamız için bizleri
yarattı. Hepimiz eşitiz, bizler dünyanın çiçekleriyiz, farklı bedenlerde, kokularda, renklerdeyiz. Ama hepimiz O’na doğru bakıyoruz ve değişik danslarla, müziklerle, seremonilerle ibadet ediyoruz. Hepimiz O’nun çocuklarıyız, görüp göremediğimiz, hissedip hissedemediğimiz herzeyi O yarattı. İyi olmamız için bize akil ihsan eyledi. Her renkten erkek ve kız kardeşlerim, hep beraber birlik olursak gücü elinde tutan yöneticiler, politikacılar, is adamlarına su mesajları verebiliriz: savaşa hayır,
bombalara hayır, ölümlere hayır. Hep beraber bir fark yaratabiliriz.
Maya kehaneti söyle der: "Kalkın(yükselin), hepiniz kalkın(yükselin), hiç kimse
arkada kalmayacak şekilde yükselin, hep beraber bir kez daha geldiğimiz yeri, özümüzü
göreceğiz" (3)
Bütün bunların ışığında bende diyorum ki; Yüce kitabımız Kuran-ı Kerim’de bildirildiği gibi “Gaybı Allah’tan başka kimse bilemez.” Günümüzde bazı mihraklar biran evvel Kıyameti koparıp ne olacaksa olsun diye çalışmaktalar, Bu uğra hayatlarını mallarını adıyorlar, Oysa ki kitabımızda bildirileni bilselerdi böyle düşünmezlerdi. Rahmet peygamberi olan Hz Muhammed’in bildirdiği sözler şöyle;
Kıyametin ne zaman kopacağı bildirilmedi, (Onu ancak Allah bilir) buyuruldu. (Araf 187, Ahzab 63)
Kıyametin kopmasına yakın önce küçük alametler çıkacaktır. Sonra da büyük alametler çıkacaktır.
Kıyametin küçük alametleri ile ilgili hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır:
(İnsanlar camilerle ve camilerin süsüyle övünmedikçe kıyamet kopmaz.) [İbni Mace]
(Erkek erkekle, kadın kadınla yetinmedikçe, kıyamet kopmaz.) [Hatib]
(Fitneler artmadıkça, kıyamet kopmaz.) [Buhari]
(İnsanlarda cimrilik artar ve kıyamet kötülerden başkası üzerine kopmaz.) [İ.Neccar]
(Ahlaksızlık ve fuhuş açık olmadan komşular kötüleşmeden hainler emin, eminler hain sayılmadan, akrabalık arasında soğukluk olmadan kıyamet kopmaz.) [İ. Ahmed]
(Yemin ederim ki, cimrilik, fuhuş meydana çıkmadıkça, emine hıyanet edilip, haine güvenilmedikçe, iyiler helak olup kötüler kalmadıkça kıyamet kopmaz.) [Hakim]
(Yağmurların bereketi kaldıkça kıyamet kopmaz.) [Ebu Ya’la]
(Yer yüzünde Allah diyen Müslüman kaldıkça kıyamet kopmaz.) [Müslim]
(Zamanda yakınlık olmadıkça, bir yıl bir ay gibi, bir ay bir hafta gibi, bir hafta bir gün, bir gün bir saat gibi kısa gelmedikçe kıyamet kopmaz.) [Tirmizi]
(İlim kalkmadıkça, depremler, katliamlar çoğalmadıkça kıyamet kopmaz.) [Buhari]
(Mal çoğalıp artmadıkça kıyamet kopmaz. Öyle ki, zekat verilecek kimse bulunmaz. Birine zekat teklif edilince, “Benim buna ihtiyacım yok” der.) [Buhari]
(İki büyük taife, davaları bir olduğu halde, çarpışmadıkça, kendilerine Allah’ın resulüyüm [peygamberim] diyen yalancılar çıkmadıkça kıyamet kopmaz.) [Buhari]
(Müslümanlar Yahudilerle savaşmadıkça, taşlar bile, “Ey Müslüman şu arkamda gizlenen Yahudi’yi öldür” diye haber vermedikçe kıyamet kopmaz.) [Buhari]
(Yetmiş tane resulüm diyen yalancı çıkmadıkça kıyamet kopmaz.) [Taberani]
(Erkekler azalacak, kadınlar çoğalacak.) [Buhari]
(Bir erkek çocuk bir kadın gibi kıskanılmadıkça kıyamet kopmaz.) [Deylemi]
(Livata mubah sayılmadıkça, gökten taş yağmadıkça kıyamet kopmaz.) [Deylemi]
(Çocuklar öfkeli olmadıkça, büyüğe saygısızlık yapılmadıkça kıyamet kopmaz.) [Harâiti]
(Kıyamet kopmadan yüz yıl öncesinde yeryüzünde Allah’a ibadet eden kalmaz.) [Hakim]
(“Keşke şu kabirdeki ben olsaydım” denmedikçe kıyamet kopmaz.) [Müslim]
(Deprem, fitne, katillik artmadıkça, kıyamet kopmaz.) [Buhari]
(Kardeşler farklı dinden olmadıkça kıyamet kopmaz.) [Deylemi]
(Kötüler dünyaya hakim olmadıkça kıyamet kopmaz.) [Tirmizi]
(Kıyamet ancak kötü insanların başına kopar.) [Müslim, İbni Mace]
(Kur’an-ı kerim kalkmadıkça kıyamet kopmaz.) [Ebu Nuaym]
Kıyamet yaklaştığı zaman şunların da olacağı bildirilmiştir:
(İnsanlar temizlikte fazla titiz olacak, vesvese edip dinde haddi aşacaklar.) [Ebu Davud]
(Çeşitli isimler altında şaraplar çıkacak, helal sayılacak.) [İ. Ahmed]
(Ortalık bozulacak, dine uymak avuçta ateş tutmak gibi zor olacak.) [Hakim]
(Köpek beslemek, evlat yetiştirmekten daha cazip olacak.) [Hakim]
(Kötü kadınlar, çoğalıp, fuhuş bir toplum içinde yayılırsa, halk, daha önce görülmemiş [frengi, aids gibi] bulaşıcı hastalıklara maruz kalacak. Ölçüde, tartıda hile yapılacak ve geçim darlığı baş gösterecek.) [Beyheki]
(Çalgı her yere yayılacak, güvenlik güçleri çoğalacak.) [Beyheki]
(İşler, ehli olmayana verilecek.) [Buhari]
(Bu dinin başlangıcı gibi, sonu da garip olacak!) [Tirmizi]
(Kur’an [Radyo, TV gibi] çalgı aletlerinden okunacak.) [Tergib-üs-salât]
(Sadece tanıdıklara selam verilecek ve yazarlar çoğalacak.) [Hakim]
(Zengine malı için tazim edilecek, fuhuş yayılacak, piçler çoğalacak. Büyüğe hürmet, küçüğe de merhamet edilmeyecek. Kurtlar, kuzu postuna bürünecek.) [Hakim]
(Tehiyyet-ül-mescid namazı kılınmaz olur.) [Taberani]
(İlim kalkar, cehalet, anarşi ve ölüm çoğalır.) [İbni Mace]
(Ulema, halkın istediği yönde fetva verip, helale haram, harama helal derler; Kur’anı ticarete, menfaate alet ederler.) [Deylemi]
(İnsanlar, yalnız malın, paranın gelmesini düşünecekler, helalini, haramını düşünmeyecekler.) [R.Nasıhin]
(Bir camide binden fazla kişi namaz kılacak, fakat, içlerinde bir tane mümin bulunmayacak.) [Deylemi]
(İzinsiz ticaret yapılmaz.) [Müslim]
(Vahşi hayvanlar, insanlarla konuşmadıkça kıyamet kopmaz.) [Tirmizi]
(Kıyamet alametleri bir ipteki boncukların peş peşe kopması gibi birbirini takip eder.) [İ.Ahmed, Taberani]
(Kıyamet Cuma günü kopacaktır.) [Buhari]
Hadis-i şerifle bildirilen kıyametin diğer alametlerinden bazıları da şöyledir:
1- Emanete riayet kalkar.
2- Veled-i zina çoğalır.
3- İçki çok içilir.
4- Zekat verilmez.
5- Hanıma uyup, anneye isyan edilir.
6- Erkekler ipek giyer.
7- Zararından korunmak için insanlara mudara edilir.
8- Gençler fasık olur.
9- Daha önce yaşamış âlimler cahillikle suçlanır.
10- Tefecilik, faiz aşikâre olur.
11- Bilgin veya âlim denilenlerde, zerre kadar iman olmaz.
12- İslam’a uymak ayıp sayılır.
13- Herkese iyilik eden Müslüman ahmak sayılır.
14- İslam’a uymak, ateşi elde tutmak gibi zor olur.
15- Mescitlerde, toplantılarda fasıkların sesi yükselir.
16- Cihad terk edilir.
17- Bid’atler yayılır.
18- Günaha teşvik artar.
19- İyiliğe mani olunur.
20- Emr-i bil maruf ve nehy-i anil münker kalkar.
22- Komşuluk kötüleşir.
23- Camilerde Kur’an-ı kerim teganni ile okunur.
24- Aşağı kimseler söz sahibi olur.
25- Zararından korunmak için insanlara ikram olunur.
26- Çalgı aletleri çoğalır. Her yerde çalgı çalınır.
27- Anarşi çoğalır.
28- Adam öldürmek çoğalır.
29- Dine uymak, güzel ahlaklı olmak ayıp sayılır.
30- Cansızlar da konuşur.
Bu kadar bilgi ve belge varken hala bir takım söylentiler ile millete vesvese ölüm korkusu ve yaymaya çalışanlar ne yapmaya çalışıyorlar soruyorum…
Gerçi hadislerin bazılarının bunları görmezden gelmesi asıl beni üzen budur. Maya takviminde bazı gizemler saklı bunu kimse inkar edemez.
Bilim adamlarına düşende bu gizemleri çözmeleridir,Halkı galeyana getirecek infaale sürükleyecek söylem ve konuşmalardan kaçınmalıdırlar öyle insanlar var ki uykuları kaçmakta ve çareyi hoca medyum şifacılarda doktorlarda aramaktadırlar aman biraz dikkat edelim... Saygı ve sevgilerimle...
Kaynakça:1=www.bilinmeyenler.org/gizemli-olaylar/maya-uygarligi-ve-2012-kehanetleri.html
2=Kur’ân-ı Kerim » 27 / NEML - 65 www.kuranmeali.org/27/neml_suresi/65.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx
3= Don Alejandro’nun mesajı www.meditasyon.biz/bilgi_haber/mayatak.htm
4= www.hz-muhammed.net/forum/forum_posts.asp?TID=4950
Yazan: /mkeytuba
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.