- 873 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
"MUHASEBE"
İç sıkıntısı kesif bir duman gibi odada asılıdır. Masanın başında, çökmüş omuzları ve yorgun yüzüyle oturan adam, gümüş kaplama bir cep saatinin zinciriyle oynamaktadır.
[(Şimdi burada, söz konusu saatin, kahramanın henüz ölmüş babasına ait olduğunu, adamın “zaman” “yitirmek” “hüzün” duyguları üzerine kurduğu hayat muhasebesini anlatan satırlar dizmeli. Aniden yanına gelen küçük oğlunun, saatle oynamak isterken takılıp yere düşmesi üzerine
-Eyvah! diyen adama
-Üzülme babacığım, ben iyiyim, veciz sözüyle karşılık vermesini ve “ölüm”le uğraşırken “hayat”ı ıskaladığımız ana fikrini ince ince işlemeli. Ama…Ne anlamı var?
Bunların hepsi yazıldı. Hem öyle iyi yazıldı ki.)
Bunları düşünerek yerinden doğrulan bezgin yazar adayı, kalemi, yeni okuduğu, kendisini yazmaktan utandıran kitabın üzerine bırakır ve odadan çıkar.
Zihninde yankılanan çağrı cevap beklemektedir:
Ben buradayım sevgili yazarım, sen neredesin?]
Şule TEK
YORUMLAR
Garip.Aklıma feza geldi. Ne yıldızlar var göremediğimiz. güneşlerin gölgesinde kalan. Tavrınız nedir bilmiyorum Kardeş can Yazmak konusunda. Ama;Ne olur bırakmayın.Size acil ihtiyaç var.Ve sanırım Sakatat cıdan biraz yürek alıp yiyin. Daha keskin olduğunuzda kalıcılık şiarınız olur. Yazıya sinen ruh
temsil ettiği konu açısından çok ama çok değerli. Zaman zaman ziyaretinize gelip işinize burnumu sokacağım. Bu benim bir şeyleri bilmemden olmayacak.İyi bir okurum. Güzeli seven,Onu hakkettiği yerde görmeyi murat eden tahsilsiz bir zevatım. Yazdıklarım söze dair dir. Kemale ermek için ilk basamakları ıskalamamak gerekir. Yüreğinizce yaşayın Emi.!