- 840 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
GİTME LÜTFEN, KAL BİRAZ DAHA...
Siz hiç sevdiğiniz birine, “Gitme lütfen, kal biraz daha,” dediniz mi?
Demeye cesaret edemediğinizde de onun yokluğunda oluşan girdaba doğru çekildiniz mi? Ve o koskoca boşluğu hissedip, onsuz bir şehirde kalakalmak öylece...
Nasıl bir histir, gittiğinde onsuz gün-doğumlarında uyanmak yeni güne? Avuntusuz boşluklarda yapayalnız kalmak gibidir herhalde…
İlla ki, giden, gitmek isteyen birinin ardından siz hiç, “gitme kal” dediğiniz oldu mu?
Ve gidince de siz hiç düş yorgunluğu gecelere omuzlarınız düşük girdiniz mi?
Tekinsiz gecelerin kucağında yuvarlanıp, gözleriniz şiş sabahı kucakladınız mı?
Tabi zor sorular bunlar…Kişinin içselini deşmek gibi…
Ben yine de hissettiklerimi devireceğim anılarımdan, serpeceğim eteklerimden; tek tek “keşke” taşlarını.
İnsan sevdiğinin ani gidişi sonrasında tek duyumsadığı koca bir boşluktur. Hani, vücuda ani saplanan kurşunun sıcaklığına benzer bir histir. O esnada herhangi bir acı duyumsamaz kişi. Ya sonrası? İşte sonrasında sol yana bir sızı saplanır, farklı bir duygu burkar yüreği… Havada asılı kalır sözcükler, yanıtsız ve iç suskuya çekilir kişi…
Ve ardından, “ah keşke” sözcükleriyle öbeklenen pişmanlık duyguları çekilir sabırla…
"Keşke," der sevgili “keşke şu baharın koynunda birlikte uyansaydık, birlikte solusaydık limon çiçeklerinin kokularını aynı anda, keşke...” der.
Ayrılıklar sonunda nice yitik baharlara göz açar geride kalan sevgili, öyle ki buğulu yarınlara bugünlerden hepten sitemlidir aklı.
Gözlerinde mavi umutlar yerine, kanayan yalnızlıklar tespih taneleri gibi dizilmiştir…
Hiçbir yere sığmaz umutsuzluğu, gönlü de dar gelir sevgilinin yokluğunda…Onsuzluklarda, adeta havada ölüm kokar!
Kendiyle baş başa kaldığında, yalnızlıklarına tek yoldaş sevdiği ile geçen zaman ve anılarıdır. Ve o an, sevgilinin tek limanıdır. Yeryüzünde tek geçtiği kişidir.
Yani tek sığınağı sevdiğinin gözleri ve yüreğidir.
Siz hiç sevdiğiniz birine, tam çıkacakken kalbinizin kapısından;
“Gitme lütfen, kal biraz daha,” dediniz mi?
Bence demelisiniz…Aksi halde özlemin yükü altında ezilir yürek.
Zira, hangi yük daha ağırdır; özlemi çekmek kadar?
Emine PİŞİREN
23.10.2012