- 727 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
Kırmızı Kazak
Kırmızı Kazak
Adam çocuğunun ellerini bırakarak bindi vapura.
Henüz küçük dudaklarından ``benide götürsene babacım`` sözünü işitemeden, sanki koşar adımlarla yürüdü gitti güvertenin en arka kısmına.
Çocuk, koca gözleriyle suyun üzerinde süzülerek kayıp giden vapurun içindeki kalabalıkta babasını seçmeye çalıştıysa da olmadı, martılara el sallayarak geriye döndü çocuk,yerdeki ufak bir taşa tekme atarak yürümeye başladı, ardında giden vapura bakmak istemeden.
Evde ağır bir şekilde yatan hasta Annesine merhem olmak için adımlarını hızlandırdı.
Babası ise uzaklara gitmiş, para kazanacak ve Annesini bu kötü hastalıktan kurtaracaktı.
Çocuk yüreğiyle ``uzaklar`` kelimesini düşünmeye başladı...
__Acaba uzaklarda insanlar tıpkı bizim gibi mi_?
Uzak lardaki çocukların Babaları da ilaç almak için hep uzak laramı giderler?
Eğer buyuk olsaydım bende en uzağa gidip daha çok para getirirdim anneme. ``Al anne `` derdim bak para, hadi iyileş.
Annemde parayı alır ve iyileşirdi.
Tüm bunları elleri cebinde, kafası önünde yürürken düşünen çocuk, parktaki arkadaşlarını görüp yanlarına koşar ve heyecanlı bir sesle.
__Babam gitti biliyormusunuz, uzaklara gitti, oralarda para kazanıp annemi iyileştirecek.
Annemde bana ördüğü kazağı tamamlayacak.
Hem ben o kazağı bayramda giyeceğim.
Çocuğun arkadaşları bu sözlerle hiç ilginenmemiş ve oyunlarına devam etmişlerdi.
Az ilerde bir çocuk daha gördü, babasının ellerinden tutmuş eve gidiyordu. Gözleri dolar gibi oldu ``acaba bu da uzaklardan mı geldi`` diye düşündü.
Köşeyi döndüğünde evlerinin önünde bir kalabalık gördü çocuk. ``Annem iyileşti`` diye bağıra - bağıra koşmaya başladı.
Evlerinin kapısının önüne geldiğinde ağlayan komşularını gördü, üzüldü çocuk ağlayan bunca kadına.
Saçlarını yolarak ve ağıtlar yakarak ağlayışlarını seyretti bir süre.
Ne olduğunu bilmeden ve sormadan yine az önceki arkadaşlarının yanına dönmek için uzaklaştı.
Onlara, uzakları ve Annesinin kendisine örmek için iyileşeceği kırmızı kazağı anlatmak için