- 988 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
Kalın Giyiniyorum Bu Aralar
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Kalın giyiyorum bu aralar
Kış geldiğinden değil
Üşüdüğümden de değil
Acılarımı sarmaya çalışıyorum sadece
İçimde kopan fırtınalardan kimsenin haberi yok. Gözlerime bakan herkes durulmuş, sakin bir liman, dinlenmek için yosunlu bir çimen, huzur verici bir şeyler görmekte. Misafirliğe gelip kalmak isteyenler oluyor gözlerime, güzel de uğurluyorum, su yerine gözyaşı döküyorum. Çabuk gelsinler diye değil, akıp gitsinler diye.
Gözlerime bakan bir deniz görüyor
Ben sensizim
Ben sensizim
Ben sensizim!...
Bunu tekrarlıyorum içimden, ezberletmek için içime ama içim ezberlemiyor. Reddediyor her defasında. Şimdi ne kadar sensizim ben?
Sensizlik senin var olmadığın yer değil, düşünülmediğin yerdir, hissedilmediğin yer sensizdir. Hissediliyorsun sen burada, en çok yağmurlarda, en çok geceleri, en çok her zaman, her an.
Artık mutluluk çok uzaklarda, senli zamanlarda kaldı. Artık tutamayacağım kadar yoksun. Herkese şifa dağıtırken yüreğim, kendime şifa olamadım. Şimdi en eziyetli işkenceler yapmak istiyorum kendime. Bana kendimden başka kimse bir şey yapamaz çünkü. İçimin denizi tükendi. En çokta bu yüzden yok etmek istiyorum kendimi. İçimde sen olmadan ruhsuz bir beden gibi, canı kesilmiş bir ruh gibi dolanırım ortalıkta.
Normal görünmeye çalışıyorum şu aralar.
Herkes gibi sabahları koşturuyorum sanki acelem varmış gibi. Saate bakıyorum mesela otobüs geciktiğinde. Normal görünmeye çalışıyorum. Bir de daha kalın giyiniyorum artık, soğuktan değil. Yaralarım daha az acısın diye ve başka cisimler daha az dokunabilsin bana diye. Yaralarımın üzeri kalın kıyafetlerle örtülürse belki gün ışığı almazsa düzelir gibi geliyor. Hayatım normal insanlar gibi geçiyor, her şey de çok normal görünüyor içim hariç. İçimde kopan fırtınalardan kimsenin haberi yok.
Kendi doğrularımı unuttum çoktan. Yaşamak adına. Başkalarının doğrularını yaşıyoruz. Bu gidiş kaç ayrılık eder bilmiyorum, yürek denilen bu kaba sığar mı? Dolar mı? Taşar mı? Bilmiyorum…
İçimin fırtınaları vuruyor gözlerime, bu ara hep ağlamaklı, denizin rengi kaçmış, gözyaşlarım şeffaf. İçimden kalma temizlik gibi. Ölmek gibi bembeyaz
Öyle sardım ki yaralarımı, öyle kalın giyiniyorum ki artık kat kat. Yaralarım belli olmasın diye, içimin inceliğinden kimsenin haberi yok. Katlanan yaralarımı bir kez daha ben katladım. Son bir acıyla, içimi koparan son bir sızıyla. Bu kadar yarayla iyi olunur mu bilmiyorum. Her hareket ettiğimde aklımı başımdan alacak kadar acıdığında unutturabilir mi yaralar kendilerini?
Normal görünüyorum işte. Herkese göre normal ama kendime değil. Herkes gibi günlük koşturmacalar yaşıyorum. Anlık telaşlar, hayatın telaşına ben de ayak uyduruyorum. Az da olsa konuşuyorum, soru soranlara cevap veriyorum. Hatta gülümseyen olsa, gülümsüyorum bile. Acısa da gamzelerim. Gülüşlerinin oturduğu gamzelerim.
Kendime kaldığım zamanlarda daha bir kendim oluyorum sanki. Bu aralar canımı acıtmak istiyorum acıtabildiğim kadar. Yürek çığlıklarım belki susar o zaman. Bedenim başka bir acıya aşina olsun diye. Başka yerler unutturuyor bazen olduğumuz zamanı. Ben uzaklara gitmek istiyorum mesela, yaşadığım yerden çok uzaklara. O zaman vakit denilen şeyden de uzaklaşırım belki. Belki başka yerlerde başka zamanlar da vardır.
Kendime kalacağım bir şehir var mı oralarda?
Kendime kalamadığım yerlerde sabahlıyorum, bazen ilaç yardımıyla, bazen de gözlerimin yorgunluğu, şişmişliği ve gözaltlarımın morluğuyla. Güneş doğdukça sabahlıyorum öyle ya da böyle. Güneş doğmasa yaşamayacağız belki de. Aynı güneşin altında ısınırken ayrı yerlerde üşüyoruz. Halbuki donan ellerimiz aynı.
Önce ölüme en yakın olan soğuk ellerimden ölmek istiyorum. Ellerim olmadan parçalamak istiyorum yüreğimi, dilimdeki tüm küfürler yüreğime, yine içimden sessizce. Her şey sessizce olup bitiyor zaten fırtınalar koparken içimde. Bu defa sessiz değil, sesli gitmek istiyorum. Kıyametleri koparıp, parçalarımı her yana savurup. Saçlarımı rüzgara bırakıp…
Kalın giyiniyorum bu aralar, üşüdüğümden değil, kendimi bıraktığım boşlukta beni sarsınlar diye, hissedemeyecek olsam da, sarsın yaralarımı istiyorum. Sarmazsa eğer yaralarımla birlikte küfleneceğiz. Biraz yalnızlıktan kokacağız, sarmazsa eğer bu kalın kıyafetler, ben değil yaralarım üşüyecek.
Yastıksız yatamazdım ben, boynum boşluğa düşerdi hep, ben düşermişim gelirdi. Şimdi bu boşlukta yastığa da gerek yok. Kıyafetlerim sarsın yeter, üşümek de yok artık. Soğuğa rağmen, çünkü üzerimizden mevsimler geçecek. Solmuş bir çiçek bedenim, yaralardan gerisi hissedilmeyen.
Kurudu tüm yapraklarım, döküldü kırmızı tırnaklarım. Hadi toplayın parçalarımı, tutunamadığım yerlerden tutun beni. Tutun ve gömün. Kaldırın beni bu boşluktan gökyüzüne gömün beni. Orası mavinin en huzurlu tonudur çünkü. Yastık da gerekmez düşlerime devam etmek için. Bulutlar da sarar beni, kıyafetlerimle birlikte bilirim. Dünyadan daha güzel misafir eder beni gökyüzü, tüm maviliğiyle, tüm kucak açmışlığıyla.
Sensizlik ne kadar acısa da anlatılmıyor işte, anlatamıyorum.
Anlatamadığım kadar acıyor içim.
Ne kadar acıtsam da canımı içimi dışa çıkaramam ki.
Anlatamam işte.
Anlatamadığım kadar acıyor içim.
On Altı Kasım İki Bin On İki 10 30
Nevin Akbulut
Not : Yazımı Güne layık gören Değerli Seçki Kuruluna Sonsuz Sevgi ve Teşekkürlerimle,
Selam olsun...
YORUMLAR
Kendimden gitmek ne demek. O vakit sevdiğimden uzaklara gömülürüm ki, hiç istemem.
Ama gelin görün ki tüm bu çığlıklar benim yüreğimde de isyanda.
Bir çift göz değdiriyorum acılarıma, sonra dökülüyor dilimden Deniz gözlüm seni ne çok seviyorum.
Acılarınıza sizde sevdiğinizi ilaç eyleyin değer olduğuna inanıyorsanız.
Uzaklığı boş verin her soluduğunuz da yanınız da.
Elbette dokunmak ister eller... İşte burada sessizlik hüküm giyer.
Selamlar ve sevgiler.
Kıpkırmızı
Uzak değildir elbette yanıbaşında hissettiğin kişi...
Mesafeler hissettiğimiz uzaklıkta...
Güzel yorumunuza teşekkür ediyorum Nilgün hn.
Sevgi ve Selamlarımla,
Kıpkırmızı
Teşekkür ederim okuduğun için...
Selamlar,
Sevgilerimle,
hiç bir kıyafet yürek acısını dindiremez..
bunu yaşyan soluyan bilir..
gidenemi yanarsın..
vefasızlığınamı..
yürek sesi kalemden dökülmüş..
şelale gibi..
canı gönülden tebrikler..
Kıpkırmızı
Yazabilsek de, kalın giyinsek de biliyorum dinmeyecek içimizdeki ses. Çalışıyoruz sadece dindirmeye karınca misali, gitsek de yol alamıyoruz...
Selamlarımla,
Sevgilerimle,
Kıpkırmızı
Teşekkür ederim çokça,
Sevgilerimle her daim.. :)
Bu yazıda kendimi buldum,yüreğime ve anılara gömdiğüm her şey bir film şeridi gibi geçti gözlerinin önünden.Unuttum demekle unutmak mümkün olsaydı kimse acı çekmezdi,acısı geçer ama sızısı kalır deyip avunuyoruz.İçimizi,ruhumuzu kimse göremiiyor biz her şeyi farklı boyutlarda yaşıyoruz,yaşarken ,yaşamaya .çalışırken acılara tutanarak yaşamanın ne demek olduğunu gözler önüne sermişsiniz.Akıcı ,doğal bir anlatımınız var,sanki bir gemiye binmişiz de denizde yol alıyormuş gibii nsanı alıp götürüyor.Kalabalıklar iöinde yalnız olmak zor,insan en çok yalnız ve sevgisiz kalınca üşürnüş derler,doğruymuş.
Kıpkırmızı
Bir kaç atırda ne güzel anlattınız benim satırlar dolusu anlatmaya çalıştığımı... İnsan kalabalıkta da yalnızdır, tıpkı burada olduğu gibi...
Güzel ve içten yorumunuza sonsuz teşekkürlerimle,
Selamlar
Sevgilerimle,
Hayır,bu kadar da olamaz..Yani bunlar sanki benim içimden dökülenler,kimseye söyleyemediklerim..
Bencilce ama başkasının da aynı şeyleri hissediyor olması bir nebze olsun nefes aldırdı... Çok güzeldi,tebrik ederim..
Sahi oralarda kendime kalacağım bir şehir var mı?..
Kıpkırmızı
Yine de içinizde böyle acıların barınmasına üzüldüm, ama yüreğinize dil olduğuma da sevindim...
Çok teşekkür ederim güzel yorumunuza,
Sevgilerimle,
sarındığımız o yer,ister kalın giysilerimiz olsun ister bir çatı arası yalnızlığı,yine kendimiz hep kendimiz,boşluğumuz,boşluklardan akıp gidenler
.
Kıpkırmızı
Ama sarsın istiyorum boşlukta da olsa, hatta hissetmesem bile sarsın...
Güzel yorumunuza teşekkür ederim lacivertiğnedenlik :)
Selamlarımla, Sevgilerimle,
Kıpkırmızı
hepimizin yaptığı makyaj ve yağmur yağdığında, ağladığımızda hep rimellerimiz akar...
Siyahlaşırız, grileşirken...
Güneş açan günlere,
Teşekkür ediyorum yorumunuza,
Selamlarımla,