MUDANYA
(Gezi notları-12)
MUDANYA
Ali Yılmaz ve Nazik eşi Mukadder Hanımla buluşmamız uzun sürmedi. Öğretmen evi bahçesinde karşılaşınca hal hatırdan sonra ilk sözü: “Bursalı olmama rağmen Bursa’ya aracımla gelmeye cesaret edemiyorum. Siz hangi cesaretle göze aldınız bu uzun yolu?” oldu. Devamla,
-Davranın Mudanya’ya gidiyoruz dedi. Ev sahibinin işine karışılmaz. İstediğini yapacağız. Uzakça bir yere park ettiği Otomobilini kolay bulduk. Doğru Mudanya’ya. Yer yer inşaat halindeki yolumuz, sanki bir zeytin denizinde ilerliyor. Öyle bir deniz ki göze hoş gelsin diye ara ara sevimli villalarla süslenmiş Kısa yol boyunca kâh eski günleri, kâh günümüzü konuştuk.
-Bu sene dolu, zeytinlerimin %70’ini harap etti. Kalan %30 ise ancak yağ çıkarmaya yarar diyor.
Şirin bir sahil kasabası olan Mudanya’da ilk önce mütareke binasını gezdik. Sosyal Bilgiler öretmeni olan Ali Bey, bu yörelerde çalıştığı yıllarda öğrencilerine bu binayı mutlaka gezdirirmiş. Tabii konuklarını da.
Bina o yılların özelliğini yansıtıyordu. İsmet Paşa’nın çalışma odasını, belgenin imzalandığı odayı gezdik. İmza odasında katılımcılar, bal mumu heykellerle sembolleştirilmişti. Büyük, masanın bir yanında İsmet Paşa yalnız, karşısında İngiliz, Fransız ve İtalyan delegeleri yan yana oturuyorlar. Yunan delegesi, Marmara’da bir İngiliz savaş gemisinde beklemekteymiş.
Büyük taarruzdan sonra düşman denize dökülünce Fransızların araya girmesiyle Mudanya’da bir mütareke konferansı toplandı. Bu konferansa uzun yıllardan sonra galip tarafta oturmanın gururunu yaşıyorduk.
Mudanya’ya Lozan’ın ön sözü de denilebilir.
Meydanda İsmet Paşa’nın şahsında heykelleşen muhteşem Mütareke Heykeli’ni gördük. Heykele kazınan “Saygıdeğer batı cephesi orduları komutanı ve Edirne milletvekili korgeneral İsmet Paşa’ya hitaben Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Gazi Mustafa Kemal’in gönderdiği telgraf metnini okuyup bir kez daha gururlandık.
Denize nazır öğretmen evi terasındaki taze balıklar nefisti. Ev sahibimiz bizi saat 15.30 da Bursa öğretmen evine yetiştirme telaşındaydı. Çünkü o saatte eşimin bankacı arkadaşlarıyla randevusu vardı. Ali Bey, aracını bir otoparka bıraktı. Çevirdiği bir taksiyle bizi öğretmen evine teslim etti. Yani, kentin yerlisi olduğu halde otomobiliyle o bile yanaşamamıştı öğretmen evine…
YORUMLAR
memleketimin güzelliklerini, tarihimin derslik dönemlerini, tarihimizi yazan kişlikler le beraber memleketim hallerinden de ince mesajlar veren ve beğeniyle okuduğum bum yazıyı kaleme alıp bizimle paylaşan kalemi yüreği gönülden kutluyorum...
her dem saygımla
rsmcnb
Sağlık dileklerimle selamlarım..