- 2050 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BEN AYNAYIM!
Başımıza gelen her olayda ne yapmamız gerektiğini anlatan bir kılavuzumuz, hayatıyla bizlere yol gösteren bir rehberimiz var. Ne Kur’an-ı Kerim duvara asılmak için indirildi, ne de Efendimiz (s.a.v) ulaşılması güç kutsal bir varlık olmak için gönderildi. Bazı olaylar karşısında Efendimizin (s.a.v) nasıl davrandığını ne söylediğini hatırlattığımda diyorlar ki; “o peygamberdi, ona kolaydı, biz peygamber değiliz”. Allah bize bir melek göndermedi. Tıpkı bizler gibi yaşayan, ihtiyaçları bizler gibi olan bir beşer gönderdi ki, örnek alıp yaşayabilelim.
Haddini bilmezin teki başörtülülere öcü demiş. Bu yediğimiz ilk hakaret değil elbet. Ebu cehiller her çağda var. Peki, ne yapmalıyız? İşte ne yapacağımızı gösteren çok güzel bir hadise:
“Efendimiz (s.a.s.) bir mecliste otururlarken, oraya İslamiyet’in baş düşmanlarından Ebu Cehil geldi. Hiçbir şey konuşmadan Peygamberimizin yüzüne epey dikkatlice baktıktan sonra:
— Ya Muhammed! Sen ne kadar çirkin suratlı, acayip görünüşlü bir insansın, dedi.
Peygamberimiz hiç kızmadı, hiddetlenmedi. Ona:
—Doğru söylüyorsun ya Ebu Cehil, buyurdular. Orada bulunanlar, bundan pek bir şey anlamamışlardı. Biraz sonra, aynı yere Hazreti Ebu Bekir (Radıyallahu Anh) geldiler.
Oda bir müddet Sallallahü aleyhi ve sellem efendimizin mübarek veçhi şerifine baktıktan sonra:
— Ya Resulallah! Anam, babam, nefsim ve bütün varlığım sana feda olsun. Sen ne kadar güzel yüzlü, güzel görünüşlü, tatlı sözlüsün. Ben, senden daha güzel bir insan görmedim, dedi.
Hazreti Peygamber Efendimiz ona da:
— Doğru söyledin Ya Ebu Bekir! Buyurdular. Her iki zıt söze de, aynı şekilde mukabele ederek tasdik eden Peygamberimizin yanındakiler:
— Ya Resûlallah! Biri çirkinsin dedi. Onu tasdik ettiniz, diğer birisi ise güzelsiniz, dedi onu da tasdik ettiniz. Bu nasıl oluyor bize anlatır mısınız? Dediler.
Hazreti Peygamber Efendimiz şöyle buyurdular:
— Ben aynayım. Kim bana bakarsa kendi suretini görür. Ebu Cehil, kendi çirkinliğini gördü çirkinsiniz dedi. Ebu Bekir ise; kendi yüzündeki Nur-u ilâhiyi seyretti, güzel dedi, buyurdular”.
İşte bu hadise gibi Serra hanımefendi(!)de kendi yansımasını görüp korktu. Diyorlar ki, ‘ayna icat edilmedi mi? Kendine baksın da konuşsun.’ İçteki karanlığı hangi ayna gösterebilir ki? İnsan, insanın aynasıdır. Zira içteki yansıma ancak başka bir insanın suretinde görülür.
Bilmediği şey insanın öcüsüdür. Çocukları öcüyle korkuturlar, çünkü çocuk zihninde öcü kelimesinin çağrışım yaptığı kendince korkutucu şeyleri hayal eder. Bu zihniyete göre din ve dine dair her şey bir öcüdür. Çünkü gerçekten İslam’ın ne olduğunu bilmiyorlar. Din beyinsiz takımının hunharca katlettiği bir olgu.
Bizler bilmeliyiz ki, firavunlar, Ebu cehiller bir semboldür. Temsil ettikleri misyon her devirde kendini gösterecek ve sabrımızı zorlayacaktır. Bize düşen dinimizi gerçek anlamda yaşamak ve “Rahman’ın has kulları o kimselerdir ki onlar yerde tevazu ile yürürler. Cahiller kendilerine laf atarsa “Selâmetle! ” derler” (Furkan63) ayeti gereğince hareket etmektir.
Dilediğinizi yapmakta serbestsiniz elbette… Çünkü sizi yaratan size bu özgürlüğü vermiş. “Ve Biz her bir insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık. Nitekim kıyamet günü onun önüne, ( düyada yapıp ettiği) her şeyi kayıtlı bulacağı bir sicil koyacak ( ve diyeceğiz ki) : “Oku sicilini! Bugün kendi hesabını görmek için sen sana yetersin!” (İsra 13-14). İnsan vereceği hesaptan korkmuyor, ‘ben kendi hayatıma dair hesabı kendim vereceğim’ diyorsa, başkasının yaşam tarzına da karışmaya, hakaret etmeye hakkı yoktur.
Kaf dağının en ücra köşelerinde beylik laflarıyla cirit atan, ironik sancılarıyla nereye saldıracağını bilemeyen, içinde ki manevi karanlıkla her ışığa düşman kesilen ünsüzler topluluğuna verilecek tek bir cevabımız var; “Onlara: "İnsanların inandıkları gibi siz de inanın" dense, "O beyinsizlerin inandığı gibi inanır mıyız?" derler. İyi bilin ki, asıl beyinsizler kendileridir; fakat bilmezler”. (Bakara 13)
Nurcan AVCI BAYRAKTAR
www.hicrandergisi.com/yazar/nurcan-avci/ben-aynayim.html
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.