- 586 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
KIŞ ÜŞÜMESİ ..
KIŞ ÜŞÜMESİ
Asmanın son kalan yaprağı yere düştüğünde hava yeterince soğumuştu. Sonbahar, rüzgâra dolanıp yerdeki gazellerle bir çocuk gibi oynarken, evlerin bacalarından tezek kokulu gri dumanlar yükseldi.
Kasabadaki tüm evlerin çatılarına alabildiğince is, yollara ise bir o kadar sessizlik çökmüştü.
Ortalıkta tek hareket eden, birkaç sahipsiz sokak köpeği ve dalından düşmüş sarı yaprakların rüzgârla örselenmesiydi.
Hazan, kan ter içinde yatağından fırlayıp, alnındaki teri silerken, derin nefes alıp kendini rahatlatmaya çalıştı. Gözlerini, toprak duvara asılmış çerçeveye dikti.
Akşam yatmadan önce, makasla rastgele kesmiş olduğu saçından kalanları parmaklarıyla tararken, ahşap pencerenin ucundan rüzgâr kendini hissettirdi. Yalınayak yürüyüp pencerenin kenarındaki çiçek desenli mindere oturup beyaz perdeyi araladı. Asmanın sallanan uzun dallarının ona el sallayışını izlerken buğulanan cama çocukluktan kalma birkaç harf çizdi.
Açılan sırtından giren serinliği engellemek için bir eliyle geceliğinin sırtını aşağıya doğru çekti. Gözleri kırmızı halının üzerine iliştiğinde aynanın yanında duran makas ve bir tutam siyah saça bakmak istemedi.
Tekrardan kalan saçlarını parmaklarının arasına alıp yine taradı. Gece lambasının kısık ışığı yüzünü ve gövdesinin yarısını gölgelemişti. Tüm bedeni, kireçle boyanmış gibi duvara yansıyordu.
Buğulu camlar üzerine çizilmiş harfler üşümeye başladığında dışarıda inceden bir kar yağmaya başladı. Kasaba ve tüm sokaktaki canlılar yollar kapanmadan önce kendilerine bir sığınak bulmuşlardı.
…
Çoban Mustafa, kesesinden çıkardığı tütünü sarıp, ilk dumanı dışarıda yağan kara doğru bakarak ciğerlerine çekti. Yüzündeki soğuk yanık izleri, düşen karla birlikte daha çok ortaya çıkıyordu. Bağladığı katırın bağını ağaçtan çözüp yola koyulmaya karar verdiğinde ağzındaki sigara henüz yarıya gelmişti.
Yere düşen kardaki ayak izlerini geride bırakarak, kayalıklara doğru yürüdü. Bir ara sendeleyip düşerken katırın yularını ve ağzındaki bitmeye çeyrek kalmış sigarayı bırakmadı. Doğrulup eliyle sırtındaki çapraz tüfeğini düzeltti.
Kayalıkların arasındaki kıvrımlı patikadan inerken, son yudumunu çektiği sigarayı gelişi güzel karların üstüne attı. Katırın sırtındaki dolu heybe bir sağa bir sola sallanırken, kar biraz hızlanmış gibiydi.
Her geçen dakikada yerde daha kalın kar tabakası oluştu. Yürümek daha da zorlaştı. Dudakları kurumuştu. Eğilip avucuna aldığı kar topağını dudaklarına götürdü.
Birkaç kar parçası bıyığının kenarında kalsa da az da olsa susuzluğu geçmişti Mustafa’nın. Üşüyen ellerini nefesiyle ısıtırken etrafında gezinen aç kurtlar gözünden kaçmamıştı.
Sırtına attığı çapraz tüfeği omzundan sıyırıp yoluna devam ederken, aklına gideceği kasabanın soluk ışıkları geldi. Birkaç saat sonra tipiye dönen kar diz boyu olmuştu yerde.
Sonbahar erken gelip giderdi hep, bu dağ kasabasını eteklerinden. En çok insanı yoransa kışın kıyamet soğuğu ve açılmayan yollardı. Bu yüzden adını Hazan koymuşlardı.
Bir sonbahar sonu doğarken, kar erken düşmüştü yine bu kireçli evin bulunduğu kasabaya. Hazan, pencerenin camındaki buğuyu defalarca sildi. Uzayan zamanını dondurabilmek için yerdeki kesilmiş saçları avuçlarına alıp sevdi. Derin düşüncelere dalmıştı.
Dışarıdaki çatıların kırmızılığı yerini beyaza bırakırken, halen birkaç sokak köpeği çöplüğün kenarına dökülen küllerin arta kalanıyla ısınır gibi bir sıcaklık arıyordu. Kerpiç evin karşısındaki yolda bir gölge belirdiğinde, Hazan yalın ayak avlunun içinde geçerek kapı aralığından dışarıdaki gölgeye baktı.
İçinde yangın yeri kavuşma sevinci karları eritemedi. Gördüğünün gerçek olmadığını anlayana kadar kısa saçları beyazla kaplanmış, üstündeki geceliğine düşmüş karlarla birlikte gerisin geriye odasına çekildi.
Kırmızıya kesmiş parmak uçlarından çok hissizleşen ruhunu ısıtmaya çalıştı. Duvardaki resme tekrardan başını çevirdi. Kasabanın sessizliğini bozan, gölgelerle camiye yürüyen imamın sesi olmuştu…
boş durmamak gerek :-)) (yazarken gidip geldim açıkçası).. boşta olsa yazmak gerek sayfa boş durmasın diye nefes gibi :-))
-öneri almak iyidir her zaman- :-)
YORUMLAR
evet boş durmasın sayfa..
zihin çalıştıça üretmek gerek..
tebrikler deniz yıldızı..
seni okumak ve ilerlediğine şahit olmak çok güzel..
DİLEK YILDIZI
Telapati bu olsa gerek "bunu içten diyorum" sende biliyorsun...
İlerlediğim yok ama seni her gördüğümde ben hep mutluyum işte nedensizce...Tarifsiz bir yüreksin sen hep içimde...
Hep gel böyle bana onur ver olur mu...
Bu öykünün kalanını tamamlayıp, sana şimdi bir şiir yazmaya çalışacağım...
Eğer bugün yorgun düşersem yarın sabah yazacağım haberin olsun...
SENİ SEVİYORUM GÖNLÜ GÜZELİM...DOSTUM.....
DİLEK YILDIZI
DİLEK YILDIZI
.
Laci dostum teşekkürler....