- 600 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kurgu
Kurgu
Kurgu nedir?
TDK Güncel Türkçe Sözlük:4. Bir işe hazırlamak için yapılan telkin.
İstenilen hedef sonucun imkanlar dahilinde belli bir sistem ve yol ile zamanlanması ve sıralanmasını, ard arda gelmesini sağlamak için yapılan kodlama, çalışmaya kurgulama diyebilirim.
Kurgulamak için zaman ve mekanın işleyişini iyi bilmek hatta zaman ve mekan içerisindeki çok önemli kaynakları amaç için ku...
llanmak gerekir. İllüzyon yapmak için önceden kusursuz denebilecek bir kurgulama yapmak gerekir ki gösteri sırasında yapılacak şaşırtıcı şeylerin zamanlanması ve mekanın kullanımının planlanması esastır. İllüzyonist kurguladığını sunar ve ne kadar başarılı kurmuşsa o kadar kusursuz yetenek gösterir...
Devlet kurmak, çete kurmak, turşu kurmak, komplo kurmak, çadır kurmak, bilgisayarda program kurmak, saat kurmak.....
Peki insanlar kurulabilir mi? Kurgucular insanların büyük çoğunluğunu kurup kendi amaçları doğrultusunda yönlendirip, yönetebilir mi?
Elbet mümkün, bu insanlığın zekasını kullanmaya başladığı andan beri yapılıyor ve yapılacak. "İnsan" dediğimiz canlı; bildiğimiz, yaşadığımız, algıladığımız boyutta en akıllı ve en yetenekli varlık! Alt boyutu olduğu gibi üst boyutu da var. Tekamül ediyor, gelişiyor. Sınırsız esmaya kendi kabiliyeti ve kapsamı kadar ayna oluyor. İnsanların kurgulandığını bazı gizli örgüt ve kişilerin insanları kurguladıklarını biliyoruz. Bu kurgunun bir üst boyut ile yardımlaşarak yapılması da mümkün! Buraya dikkat edelim. İnsan En yüksek makamda yaratılıp esfele (sefile)atıldı deniyor, değil mi. İnsanın bu yaşadığı boyut alt boyutu. Üst boyutu ise “Miraç” ile ulaşabileceği asıl yaratıldığı, ruhunun geldiği yer.
İnsanlar Dünya (esfel) boyutunda sınırlı ve pek aciz aslında. Ruhsal boyutta ise esfel boyutuna kıyasla daha sınırsız ve serbest!
İnsanlar arasında daha akıllı olanlar, aslında aklını verimli kullananlardır. Yani çok akıllı olması aklını doğru kullanmasıyla açığa çıkıyor. Bilinçli olanlar, bilinçsiz olanları kurgulayabilir ve kendi amaçları doğrultusunda yönlendirebilir, onları kendi tekamülüne araç yapabilir! Burada bir örnek vermek isterim; faraza zaman makinesi ile geçmişe giden birisi, vardığı zaman ve mekanın geleceği hakkında onlara kesin ve doğru bilgileri verip onlar arasında muhteşem bir makama sahip olabilir. Zamana göreceli çok eski çağlarda olsa “İlah” bile kabul edilebilir. Yakın zamana gitmişse “Kahin” ya da büyük üstat, din alimi olarak kabul görebilir. İsterse kendi bilgilerine dayanarak yeni bir öğreti bile kurar. Geleceğe giderse geri döndüğünde geleceği bilen bir kahin ya da alim oluverir! Örneğimiz aklımıza kapı açması içindi elbet, takılmayalım. Burada önemli olan şu; geleceği bilmekle geleceğe ait olayları kurgulayarak toplum içinde mevki edinmek mümkün. Yusuf peygamber rüya ilmi ile geleceği bilmiş ve Firavunun en gözde adamı oluvermiş!
Günümüzde geleceğe dair pek çok kurgu yapılıyor, yapılacak da. Hatta daha önceden kurulanların hasadı toplanıyor. Bu kurgular öyle üç, beş yıllık değil; asırlık olanlar ve bin yıllık olanlar var. İnsanın bu boyutta ömrü bin yıl olmadığına göre bu kurgular kurguculara nasıl yarıyor? İnsanın alt boyutu ve üst boyutu var demiştim başta; “Dünya ahretin mezrası (tarlası)” bu kapsamda Dünya boyutunda kurgusunu yapan kişi veya grup, ırk yüzyıllar sürecek bir saltanatı torunlarına ve sempatizanlarına hediye edebilir! Bu onlara nasıl yansır? Esfel Dünya boyutundan bir üst boyuta çıktıklarında gözleri arkada kalmaz. Daha önemlisi bıraktıkları öğretinin onlara enerjisi devamlı gelir. Her an onlara dua ve teşekkür yağar ki bu başarılı bir kurgunun getirisidir. Günümüzde de kurgucular hasadını topluyor.
Kurgunun en önemli etkisi kurgunun şuur altında işleyerek kurgu doğrultusunda insanların davranması ve adeta insanlara kurgucunun kodu ile gelecek hazırlanmasıdır. Böylece kurgucu da doğrulanmış olur. Kurgu doğrultusunda davrandıkları için kurgucunun geleceğe yönelik bildirimleri doğrulanır, kurgucunun geleceğe yönelik istekleri de gerçekleşir! Zaten öyle bir geleceği kurgu içine koyanlar insanların şuur altına veriyor, onlardan beklentilerini. İnsan kendi kaderini yazıyor ama kurgucunun kurgusuna da bilmeden uymuş oluyor. Sonra da kurgucuya geleceği nasıl bildi diyor. Şaşıyor! Bu oyuncağı kurmak gibi, oyuncak kurgu doğrultusunda otomatik olarak işler; oyuncak imalatçısına nasılda bildi oyuncağın hareketlerini denir mi? Kuran o.
Kur’an ve kurgu ilişkisini düşünerek kurguya geniş bakalım!
Hatırlayalım kurgu neydi? Bir işe hazırlamak için yapılan telkin. İstenilen hedef sonucun imkanlar dahilinde belli bir sistem ve yol ile zamanlanması ve sıralanmasını, ard arda gelmesini sağlamak için yapılan kodlama, çalışma…
Kur’an Nedir? Tarifi Nasıldır? işarat-ül i’caz
“Kur’an: Şu kitab-ı kebir-i kâinatın bir tercüme-i ezeliyesi.. ve âyât-ı tekviniyeyi okuyan mütenevvi dillerinin tercüman-ı ebedîsi.. ve şu âlem-i gayb ve şehadet kitabının müfessiri.. ve zeminde ve gökte gizli esma-i İlahiyenin manevî hazinelerinin keşşafı.. ve sutûr-u hâdisatın altında muzmer hakaikin miftahı.. ve âlem-i şehadette âlem-i gaybın lisanı.. ve şu âlem-i şehadet perdesi arkasında olan ve âlem-i gayb cihetinden gelen iltifâtât-ı ebediye-i Rahmaniye ve hitâbât-ı ezeliye-i Sübhaniyenin hazinesi.. ve şu İslâmiyet âlem-i manevîsinin güneşi, temeli, hendesesi.. ve avâlim-i uhreviyenin mukaddes haritası.. ve zât ve sıfât ve esma ve şuun-u İlahiyenin kavl-i şârihi, tefsir-i vâzıhı, bürhan-ı katıı, tercüman-ı satıı.. ve şu âlem-i insaniyetin mürebbisi.. ve insaniyet-i kübra olan İslâmiyetin mâ’ ve ziyası.. ve nev’-i beşerin hikmet-i hakikiyesi.. ve insaniyeti saadete sevkeden hakikî mürşidi ve hâdîsi... ve insanlara hem bir kitâb-ı şeriat, hem bir kitâb-ı dua, hem bir kitâb-ı hikmet, hem bir kitâb-ı ubudiyet, hem bir kitab-ı emir ve davet, hem bir kitâb-ı zikir, hem bir kitâb-ı fikir, hem insanın bütün hâcât-ı maneviyesine merci olacak çok kitapları tazammun eden tek, câmi’ bir kitâb-ı mukaddes.. hem bütün evliya ve sıddıkînin ve urefa ve muhakkikînin muhtelif meşreblerine ve ayrı ayrı mesleklerine, herbirindeki meşrebin mezâkına lâyık ve o meşrebi tenvir edecek ve herbir mesleğin mesâkına muvafık ve onu tasvir edecek birer risale ibraz eden mukaddes bir kütübhane hükmünde bir kitâb-ı semavîdir.”
Kuran anlayana ne sunar bakınız?
Kainatın ezeli tercümesi diyor, gayp aleminin (saklı) açıklayıcısı, gökte yerdeki gizli hazinelerin keşşafı, kapalı hadiselerin arka planını gösteren, semavi bir kaynaktır. Böyle bir kaynağı anlayan ve bu kaynaktan yararlanarak kurgusunu doğru yapan, kuran muhteşem bir gücü eline geçirebilir! Kurgusunda yanlışlar yapanlar ise muhteşem bir zillete düşer! Bakınız kuran üzerinden kurgu yapıp başarılı olanlar ve rezil, zelil olanlara bakınız! Evrensel ilahi sistemde mutlak adalet var. Böyle büyük bir hazineyi menfaate alet edenleri zalimlerin ayakları altına verir! Dikkat! Büyü ve sihir bile yapılabilir ama evrensel karşılığı ağır olur, oluyor da… Ama bakınız kurnaz ve kolaycılar zalimlere suçu atıveriyor, kafirler ve zalimler Müslümanlara eziyet veriyor yaygarası yaparlar oysa Kur’anın yanlış kurgulanması veya anlaşılması yüzünden oluyor bu felaketler! Doğru algılansa, nasihat olarak algılansa ve menfaate alet edilecek şekilde kullanılmasa zalimlere esir düşmeyecek Müslümanlar! Suçu kendilerinde aramadılar, hep başkalarına attılar! Çünkü bu alandan yemlenenler, maddi manevi menfaatlerini bırakmak istemedi…
Kur’an denince aklımıza Fatiha Suresi ile başlayan dizimiyle basılmış bir kitap geliyor değil mi? Oysa Kur’an yaklaşık 23 yılda nazil oldu ve ilk sure “Alak” suresi “İkra” Oku diye başlar. Kuran iniş, nazil oluş sırasına göre dizilirse “Alak” suresi başta olacak ve günümüzde “Kuranın şifresi” diye ortada dolaşanlar, başka şifreler aramak zorunda kalacak. Osman zamanında dizilip basılan mevcut Kur’an elbet harfi harfine doğrudur çünkü Kur’an indirilen makamca korunuyor. Yani her ayeti doğru ama sırası kurgucunun kurgusuna göre değişmiş! Hz. Muhammet zamanında tam manası ile yazılmamış ve sıralama da yapılmamış. Yani şu olmamış; sıralama ve ayetler O’na gösterilip bu şekilde basalım mı denmemiş. Zamanın imkanları el vermemiş elbet. Sonradan gelen halifeler de Ebubekir ve Ömer zamanında da basılmamış sıralanmamış. Ta ki Osman döneminde toplanıp basılması mümkün olmuş. Burada yapılan kurguya göre de günümüze gelmiş. Bakınız kurguya dikkat ediniz. Kurgu neydi, istenilen amaca yönelik sıralamaydı aslında. Demek ki Kur’anı ayetlerini tahrif etmeden farklı sıralamak mümkün idi. Neden iniş sırası gözetilmedi? İşte orada kurgu devrede. Farklı sıralama yapanlar o devirde olmuş elbet, bu yadırganacak bir şey değil; yeter ki başka maksat saklı olmasın! Bu konuda bir kaynak vereceğim önemli “Nüzûlünden Günümüze Kur’an-ı Kerim Bilgileri; Dr. Osman Keskioğlu: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları.
Son tahlilde; evrende tüm bilgiler var. Kuran bu kaynakların dahilindedir. Evrensel nizam aldanmaz, aldatmaz. Evrensel nizamı aldatmaya yeltenenlerin hazin sonu bilinen bir şey. İnsan denen bu canlıya Allah’ın verdiği değeri kimse sınırlayamaz. İnsandan daha önemli bir değer de “İnsan” için olamaz. Her şey insanın algısıyla açığa çıkıyor. Algılanmayan “Yok” hükmündedir. Allah’ı da şuurlu olarak insan algılayabilir. Esmanın yansıması algılanmasına bakar. İnsanlar arasında menfaat için kurgu yapanların insanları aldatarak geçici bir menfaat sağlaması mümkün olsa da evrensel sistem karşılığını da hazırlar!
Selametle,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.